1. Hukuk Dairesi 2014/14844 E. , 2016/2916 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ, YIKIM
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, mülkiyeti idareye ait 2 ada 1 parsel sayılı taşınmaza, davalıların mirasbırakanı tarafından bina yapılmak suretiyle müdahale edildiğini ileri sürerek, el atmanın önlenmesi ve yıkım isteklerinde bulunmuştur.
Davalılar, mirasbırakanlarına ait tapu tahsis belgesi bulunduğunu, haksız işgalci olmadıklarını belirtip davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davalıların mirasbırakanının tapu tahsis belgesinin bulunduğu gerekçesiyle 2981 sayılı Yasanın 22/b maddesi gereğince davanın durdurulmasına dair verilen karar Dairece ".... bir taşınmazla ilgili olarak tapu tahsis belgesi verilebilmesi için, belgeyi verecek merciin taşınmaza müstakilen malik olması gerekmektedir. Buna göre, davalının dayandığı tapu tahsis belgesinin himaye görmeyeceği, ayrıca, 3290 sayılı Kanunun 13. maddesi ile değişen 2981 sayılı Kanununun 22. maddesinin b bendinde, 2981 sayılı Yasanın kapsamına giren yapılarla ilgili olarak yargı mercilerinde açılmış davaların yürütülemeyeceği gibi, haklarında evvelce yıkım kararı alınmış ve kesinleşmiş olan yıkım işlemlerinin de bu kanuna göre işleme tabi tutulacağı belirtilerek, bunun istisnası olarak çekişme konusu yapının özel kişiye ait gayrimenkul üzerine yapılmış olması kabul edilmiştir. Özel kişiler arasında yıkımın önlenmesi konusunda anlaşma sağlanamıyorsa bu çeşit yapının yıkımı engellenemeyeceği düzenlemesine değer verilmiş ve bu nitelikteki taşınmazlar bakımından derdest bulunan davalar için durdurma kararı verilemeyeceğinin belirtildiği, oysa, somut olayda, korunması gerekli olan bir tapu tahsis belgesinin varlığı kabul edilemeyeceği gözetildiğinde, durdurma kararı verilmesine de yasal açıdan imkan bulunmadığı, hâl böyle olunca; bilirkişilerin krokisinde gösterilen bölümler yönünden elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve yasal olmayan gerekçelerle yazılı olduğu üzere karar verilmesinin isabetsiz olduğu..."hususlarına değinilerek bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalılar tarafından süresinde temyiz harcı yatırılmadan ve adli yardım talep edilerek temyiz edilmiş olmakla, tetkik hakimi ..."nun raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi, Gereği görüşülüp, düşünüldü.
-KARAR-
Bilindiği üzere, Anayasa"da aranan hak arama özgürlüğünün kullanılabilmesi ve adil yargılama hakkının unsurlarından olan, taraflar arasında silahların eşitliği ilkesinin hayata geçirilebilmesi için gerekli yargılama giderlerini ödemede sıkıntıya düşecek veya ödeyemeyecek durumda bulunan kişilere, her türlü mali ve hukuki korunma taleplerinde kolaylık sağlanması, sosyal hukuk devletinin ilkelerinden olup, bu gereğin yerine getirilebilmesi de adli yardım ile mümkündür. Bu nedenle adli yardım müessesesi 1086 sayılı HUMK"un 465 ila 472 maddeleri ile 6100 sayılı HMK"nin 334 ila 340. maddeleri arasında düzenlenmiştir.
Öte yandan; 6100 sayılı HMK"nin 336/3. maddesinde adli yardım talebinin kanun yollarına başvuru sırasında Yargıtay"a da yapılabileceği açıkça belirtilmiş ve 337/1. maddesinde de duruşma yapılmaksızın talep hakkında karar verilebileceği hükme bağlanmıştır.
Somut olaya gelince, davalıların muhtarlıktan aldığı fakirlik belgelerini dosyaya ibraz ettikleri ve adli yardım yönünden yasal şartların oluştuğu görülmekle davalıların adli yardım talebinin kabulüne karar verilip, işin esasının incelenmesine geçildi.
Hükmüne uyulan bozma kararında, gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiştir. Davalıların temyiz itirazı yerinde değildir. Reddi ile usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 18.575.85.-TL. onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına, 10.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.