19. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/219 Karar No: 2014/2620 Karar Tarihi: 10.02.2014
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2014/219 Esas 2014/2620 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Dava konusu, davacının davalıya mal satışı karşılığında aldığı 12.000 USD'lik fatura borcu ile ilgilidir. Davalı borcun bir kısmını peşin ödemiş, kalan miktar için ise 5 adet senet vermiştir. Ancak senetlerden ikisi ödenmemiştir ve bu nedenle icra takibi başlatılmıştır. İcra hukuk mahkemelerinde yapılan davalarda senetlerdeki imzaların davalıya ait olmadığı tespit edilmiştir. Ancak fatura borcunun tamamı davacıya ait olduğu kabul edilmiştir. Mahkeme, İİK 170/son maddesi uyarınca kötüniyet tazminatı ve para cezasının iptal edilmesine karar vermiştir. Ayrıca dava konusu 12.000 USD alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Kanun maddeleri detaylı ve açıklayıcı bir şekilde belirtilmemiş.
19. Hukuk Dairesi 2014/219 E. , 2014/2620 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkilinin davalıya fatura karşılığında mal sattığını , davalının satış bedelinin bir kısmını peşin ödeyip bakiye bedel için 5 adet senet verdiğini, bu senetlerden 6.000,00 USD bedelli olan 2 tanesinin ödenmemesi nedeniyle icra takibi başlatıldığını, davalının bu takiplerle ilgili olarak icra hukuk mahkemelerinde açtığı davalarda senetlerdeki imzaların davalıya ait olmadığının tespit edildiğini, ancak müvekkilinin davalıdan alacaklı olduğunu belirterek öncelikle İİK 170/son maddesi uyarınca icra hukuk mahkemesi kararlarıyla hükmedilen kötüniyet tazminatı ve para cezasının iptaline, toplam 12.000,00 USD alacağın senetlerin vade tarihlerinden itibaren işleyecek en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının bu davayı açmakta hukuki yararı olmadığını, zira müvekkilinin davalıya olan bakiye 12.000,00 USD fatura borcunu kabul ettiğini, ancak müvekkilinin borcunun senet borcu olmaması nedeniyle borca ancak yasal faiz işletilebileceğini, ayrıca dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece toplanan delillere göre; davalının faturadan doğan 12.000,00 USD asıl alacak yönünden davayı açıkça kabul ettiği, davacı taraf faturadaki alacağa dayandığından davalı tarafça kabul edilmeyen senetlerden dolayı faiz talebinde bulunamayacağı, davalının bakiye alacak yönünden temerrüde de düşürülmediği gerekçesiyle davanın kabul nedeniyle kabulü ile, dava konusu 12.000,00 USD alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek USD cinsinden açılan bir yıl vadeli mevduat hesabına devlet bankalarınca uygulanan en yüksek faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle dava konusu alacağın kambiyo senedine dayalı olmayıp taraflar arasındaki temel ilişki nedeniyle düzenlenen faturaya dayalı olmasına ve bu nedenle somut olayda İİK"nın 170/son maddesi hükmünün uygulama yerinin bulunmamasına göre, dava ve usul ekonomisi de gözetilerek davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, davacının fazla yatırdığı peşin harcın istek halinde iadesine, 10.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.