3. Hukuk Dairesi 2016/368 E. , 2017/7094 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki senet iptali ve alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda , davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra; dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı dava dilekçesinde; kızının davalı dersaneden eğitim hizmeti aldığını, bunun için sözleşme imzaladıklarını, ancak eğitim hizmetinin ayıplı çıkması üzerine 3 Aylık eğitimin ardından dershaneden ayrıldığını, ancak ellerinde senet bulunan davalının sözleşmede taksitle yapılması öngörülen tüm bedeli tahsil edeceklerini belirttikleri ve aleyhlerine icra takibine girişip 2.500-TL bedelli senedi takibe koyduklarını belirterek Bakırköy 5.İcra Müdürlüğü"ne ait 2014/180 Nolu icra dosyasındaki takibin iptalini, alınan peşinatın iadesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmamıştır.
Mahkemece, davanın kabulüne, 500-TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, dava konusu 1.900-TL bedelli senedin geçersiz sayılmasına, Bakırköy 5.İcra Dairesine ait 2014/180 Nolu dosyadaki İcra Takibinin Geçersiz Sayılmasına karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-) Uyuşmazlık hizmetin ayıplı olmasından kaynaklı senet iptali ve alacak istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın çözümünde öncelikle “tebligat”, “taraf teşkili”, “adil yargılanma” ve “hukuki dinlenilme hakkı” kavramları üzerinde durulmasında yarar bulunmaktadır:
Yetkili makamlar tarafından bir takım hukukî işlemlerin, bunların hukukî sonuçlarından etkilenmeleri amaçlanan kimselere kanuna uygun şekilde bildirimi ve bu bildirimin de usulüne uygun şekilde yapıldığının belgelenmesi olarak tanımlanan tebligat, Anayasa ile güvence altına alınan iddia ve savunma hakkının, daha da özelde hukukî dinlenilme hakkının tam olarak kullanılması ve bu suretle adil bir yargılamanın yapılmasını sağlayan çok önemli bir araçtır.
./..
-2-
Bir davada davalının, davacının açmış olduğu davadan haberdar olması, davaya cevap vermesi ve hatta cevap süresinin işlemeye başlaması için dava dilekçesinin tebliğ edilmesi gerekir. Aksi durumun, ilgilinin hak arama hürriyetini kısıtlayacağına şüphe yoktur. Aslında hemen her hukuksal işlemin tebligat ile sonuç doğuracağını söylemek mümkündür.
Yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz toplanıp tartışılabilmesi, itirazların yapılabilmesi, davanın süratle sonuçlandırılabilmesi, öncelikle tarafların duruşma gününden usulünce haberdar edilmesi ve böylece taraf teşkilinin sağlanması ile mümkündür. Bu yolla kişi, hangi yargı merciinde duruşması bulunduğuna, hakkındaki iddia ve isnatların nelerden ibaret olduğuna, yargılamanın safahatına, duruşmanın hangi tarihte yapılacağına, verilen kararın ne olduğuna, Tebligat Kanununda açıklanan usule uygun tebligat yapılması ile vakıf olabilecektir.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 27. maddesinde "Hukuki dinlenilme hakkı" düzenlenmiştir. Buna göre davanın taraflarının yargılama ile ilgili bilgi sahibi olma, açıklama ve ispat hakkı bulunmaktadır. Maddenin gerekçesinde açıklandığı üzere bu hak Anayasanın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur. İddia ve savunma hakkı olarak da bilinen bu hak, tarafların yargılama konusunda tam bilgi sahibi olmalarını, açıklama ve ispat hakkını tam ve eşit olarak kullanabilmelerini, yargı organlarının da bu açıklamaları dikkate alarak gereği gibi değerlendirme yapıp karar vermelerini zorunlu kılmaktadır. Hakim tarafları dinlemeden veya açıklama ve ispat hakkını kullanmaları için kanuna uygun biçimde davet etmeden hükmünü veremez. (YHGK."nun 2009/52 Esas, 2009/105 Karar sayılı kararı)
Taraf teşkili dava şartı olup, davanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir. Mahkemenin, dava dilekçesini ve duruşma gününü taraflara kendiliğinden tebliğ edip taraf teşkilini sağlaması, Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun amir hükmü gereğidir.
Görüldüğü üzere, taraf teşkili sadece davanın açılması aşamasında değil, yargılamanın diğer aşamalarında da önem taşımaktadır. (...23.11.2011 gün ve 11-554 Esas-684 Karar)
Tüzel kişi adına çıkarılan tebligat, tüzel kişinin adresinde Tebligat Kanunu"nun madde 12 ve 13, Tebligat Yönetmeliği madde 20-21 hükümlerinde öngörüldüğü şekilde yetkili temsilcisine yapılır. Tüzel kişinin birden fazla yetkili temsilcisi varsa, tebligat bunlardan sadece birine yapılır. Bu kişilerin bulunmadıkları tebligat memuru tarafından tevsik edildiği takdirde hazır olan şirket memur ve müstahdemlerine yapılır.
Somut olayda, dava 03.02.2014 tarihinde açılmış, dava dilekçesinin tebliği için çıkarılan davetiye bila tebliğ iade olunmuş ; davalı şirketin Ticaret Sicil Müdürlüğünden adresi sorulmuş; adres cevabı dosya içerisine gelmiş ; bildirilen adresi tebliğ yapılmadan gıyapda hüküm kurulmuştur. Bu haliyle Tebligat Kanununa göre davalıya yapılan bir tebligat söz konusu değildir.
Öyle ise, mahkemece; bu ilkeler gözetilerek, davalı tarafa usulünce tebligat yapılıp, taraf teşkilinin sağlanmasından sonra, yapılacak yargılama neticesinde hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, davalının yokluğunda yapılan yargılama sonucu hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
2-) Bozma nedenine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentde açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, bu nedenlerle temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulüne, bozma kapsamına göre 2. bentde açıklanan nedenlerle sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada yer olmadığına, hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 11.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.