11. Hukuk Dairesi 2016/13046 E. , 2016/9386 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 15/04/2015 tarih ve 2014/893-2015/269 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı ...A.Ş. vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankanın müşterisi olduğunu ve bankanın 29/09/2011 tarihinde hiç ihtiyacı olmadığı halde müvekkiline banka müdürünün hatırına binaen banka kredi limiti dolmadığı için 150.000,00 TL’lik kredi kullandırdığını, anılan kredi tutarını da ... adına yeni bir hesap açarak o hesaba aktardığını, müvekkilinin hiçbir şekilde o hesaba dokunmadığını, banka tarafından açılan o hesaptan kredi taksitlerinin ödeneceği ve kredi bittiğinde ise hiçbir şekilde alacak ve borç çıkmayarak kredinin kapanacağının söylendiğini ancak, kredinin son taksitine gelindiğinde müvekkiline fazladan 5.200,00 TL ödeme çıkartıldığını, bankanın müvekkiline haber vermeden anılan miktarı müvekkili şirketin hesabından çekerek kredinin son taksitini kapattığını, müvekkilinin davalı bankadan paranın iadesini talep etmiş ise de, iade edilmediğini ileri sürerek, 5.200,00 TL’nin faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davalı ... yönünden davanın husumetten reddini, müvekkili banka yönünden ise, kredi tutarından dosya kesintisini müteakip bakiyenin davacı tarafından nakit olarak çekilerek şirket yetkilisi ...’in müvekkili banka nezdindeki 64770 sayılı hesabına aktarıldığını ve kredi taksitlerinin hesap sahibi ...’in talebiyle 64770 sayılı hesap üzerinden açılan 155439 no’lu vadeli hesaptan ödeme planına uygun surette ödenmeye başlandığını, hesabın kredinin son taksit ödemesi için yetersiz olması nedeniyle taksitin kalan kısmı kredinin bağlı bulunduğu 65809 sayılı şirket hesabından otomatik olarak tahsil edildiğini fakat, anılan hesapta da yeterli bakiye bulunmaması nedeniyle kalan kısmın hesaba tanımlanmış olan artı para limitinden karşılandığını, daha sonra hesaba gelen havale ile hesabın artı bakiyeye dönüştüğünü ve kullanılan artı paranın faiz ve ... ile birlikte işbu bakiyeden tahsil edildiğini,
davacının genel kredi taahhütnamesi ile aynı tarihli Ticari Kredi Uygulanmasına İlişkin Nakit Blokaj, Mevduat ve Hesap Rehin Sözleşmesi’ni serbest iradesi ile imzaladığını, ödeme planını da serbest iradesi ile kabul ettiğini, yapılan tüm tahsilatın işbu ödeme planına uygun şekilde yapıldığını, taksit ödeme işlemlerinin her taksit için dava dışı ... tarafından manuel olarak gerçekleştirilmiş olup, müvekkili tarafından talimatsız gerçekleştirilen bir işlem bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanılan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, kredinin davacı ve sözleşmenin kefili olan dava dışı ... tarafından hiç kullanılmadığı, davacı şirketin 65809, dava dışı ..."in 64770 sayılı ticari artı para hesaplarından geçirildikten sonra davacı yetkilisi ve genel taahhütname kefili ... adına 29/09/2011 tarihinde vadeli, 155439 sayılı mevduat hesabı açıldığı, kredinin tamamının ..."e ait bu hesaba alacak kaydedildiği, hesaptan sadece taksit tahsilatlarının yapıldığı, hesaba vadeli faiz oranları üzerinden faiz tahakkuk ettirilerek hesap bakiyesine ilave edildiği, tahakkuk ettirilen faiz tutarının gelir vergisinin ise bakiyeden mahsup edildiği, bu hesaptan başka hiçbir ödemenin yapılmadığı, böylece söz konusu krediyi davacı şirketin kesinlikle kullanmadığı gibi, hesap sahibi ve kefil olan ... tarafından da kredinin kullanılmadığı, kredinin 11. taksitinin tamamının 155439 sayılı mevduat hesabından karşılandığı, 12. taksitinin ise, 8.304,97 TL"sinin bu hesaptan, 5.108,86 TL"sinin, 65809 sayılı ticari artı para hesabından mahsup edildiği ve ticari artı para hesabından yapılan bu mahsup sebebi ile oluşan (-) bakiyenin faizinin de tahsil edilmiş olduğu, 750,00 TL komisyonun ise, dava dışı kefil ..."e ait 64770 sayılı ticari artı para kredisinden ödendiği ve böylece davalı bankanın davacı şirketin hiç kullanmadığı kredi için dava dışı ..."ten 750,00 TL, davacı şirketten ise 4.449,37 TL tahsilat yaptığı, davalı bankanın yapmış olduğu bu uygulama sonucunda davacı şirket ve dava dışı ..."in zarar gördüğü ve davalı bankanın bundan sorumlu bulunduğu, davacı şirketin 26/09/2011 tarihli sözleşmeyi ve rehin sözleşmesini imzalayarak başlangıçta bu uygulamaya rıza göstermesinin herhangi bir zarara uğramayacakları düşüncesi ile olduğu ve davacının hiç kullanmadığı bir kredinin faizine ve komisyonuna katlanmasının söz konusu olamayacağı, diğer davalı banka müdürü ... ... ... yönünden ise, banka müdürü olarak çalıştığı bankayı temsilen görev yaptığından, bu çerçevede yaptığı işlemler yönünden kendisine husumet yöneltilemeyeceği gerekçesiyle, anılan davalı yönünden davanın husumet nedeniyle reddine, davalı banka yönünden kısmen kabulü ile 4.243,57 TL"nin 29/09/2012 tarihinden, 205,80 TL"nin, 01/11/2012 tarihinden itibaren avans faiziyle davalı bankadan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı ...A.Ş. vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı ...A.Ş. vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı ...A.Ş. vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 227,94 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı ..."tan alınmasına, 06/12/2016 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞIOY
Dosya kapsamından ve yukardaki özetten de anlaşılacağı üzere, davacı şirket ile davalı banka arasında bu konuda bir de sözleşme yapılmak suretiyle kredi ilişkisi kurulmuş olup açılan kredi, aynı zamanda sözleşme kefili olan davacı şirketin yetkilisinin vadeli hesabına aktarılmıştır. Şu halde, taraflar arasında, 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 306, 307 vd. maddeleri çerçevesinde karz ilişkisi kurulduğunun ve davalı bankanın işin ticari niteliği de gözetildiğinde davacıdan sözleşmede gösterilen oranda faiz ve kararlaştırılmış ise masraf talep etmeye hak ve yetkisi olduğunun kabulü gerekir. Davacı, gerek kredi ilişkisinin muvazaalı olduğu yolundaki iddiasını ve gerekse de kendisinden hiç bir suretle faiz ve masraf istenmeyeceğine dair iddiasını yani taraflar arasındaki sözleşmenin aksini ancak yazılı delille kanıtlayabilir. Davacı yanın bu yönde bir delili bulunmadığından bu yöndeki iddianın ispatlandığından söz edilemez.
Öte yandan, mahkemece kredinin hiç kullanılmadığı şeklinde bir saptamaya yer verilerek sonuca gidilmiş ise de, anlaşılan odur ki, alınan kredi davacı yanca şirket yetkilisinin vadeli mevduat hesabında değerlendirilmek suretiyle kullanılmıştır. Bu durumda, yerel mahkemenin kredinin kullanılmadığı yolundaki kabulü yerinde olmadığı gibi, esasen, kredi ilişkisi kurulup açılan ve davacının talimatına istinaden vadeli hesaba aktarılan kredinin (paranın) davacı yanca kullanılıp kullanılmamış olması veya sadece kredi taksitlerinin ödenmesinde kullanılması sonuca etkili değildir. Davacı yan, davasını usulüne uygun delillerle ispatlayamamış olup yerel mahkeme kararının bozulması görüşünde olduğumuzdan çoğunluk kararına katılamıyoruz.