8. Hukuk Dairesi 2013/18852 E. , 2014/8841 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Karaman İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 17/05/2013
NUMARASI : 2012/152-2013/140
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire"ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Borçlu vekili, vekil edeni aleyhine başlatılan icra takibinde, haline münasip evinin haczedildiğini belirterek, İİK"nun 82. maddesi gereğince haline münasip meskeni üzerindeki haczin kaldırılmasını talep etmiştir.
İİK"nun 82/12. maddesi gereğince, borçlunun "haline münasip" evi haczedilemez. Bir meskenin, borçlunun haline uygun olup olmadığı, adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenir. Buradaki "aile" terimi, borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan, bakmakla yükümlü olduğu kişileri kapsar. İcra Mahkemesi"nce borçlunun, sözü edilenlerle birlikte ancak barınması için, zorunlu olan haline münasip meskeni temin etmesi için gerekli bedel bilirkişilere tespit ettirildikten sonra, haczedilen yerin kıymeti bundan fazla ise, satılmasına satış bedelinden yukarıda nitelikleri belirlenen mesken için gerekli olan miktarın borçluya bırakılmasına, karar verilmelidir.
Bu kıstasları aşan nitelik ve evsaftaki yerlerle, makul ölçüleri geçen oda ve salonu kapsayan ve ikamet için zorunlu öğeleri içeren bir meskenin dışındaki yerler, maddede öngörülen amaca aykırıdır.
Somut olayda, Mahkemece mahallinde yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda 2011 yılı itibariyle mahcuzun değerinin 61.831,20 TL ve borçlunun haline münasip alabileceği evin değerinin 2013 yılı itibariyle 65.000,00 TL olduğu bildirilmiştir.
Bu durumda, Mahkemece, takip hukukunda aslolanın alacaklının alacağına kavuşturulması olduğu hususu göz önünde bulundurup, yeniden bilirkişi raporu aldırılarak, taşınmazın bulunduğu şehrin daha mütevazi bir yerinde borçlunun haline münasip evi alabileceği değer ile mahcuzun değerinin yeniden tespitinden sonra, haline münasip evi alabileceği miktar, mahcuzun değerinden az ise mahcuzun satılarak, borçlunun haline münasip ev alması için gerekli bedelin kendisine bırakılmasına, satışın borçlunun haline münasip ev alabileceği miktardan az olmamak üzere yapılmasına karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile ve yetersiz raporlara dayalı olarak yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK"nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m. 297/ç) ve İİK"nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 06.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.