Esas No: 2021/23453
Karar No: 2022/17799
Karar Tarihi: 20.12.2022
Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2021/23453 Esas 2022/17799 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, nitelikli yağma ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından mahkumiyet hükmü verilen sanıkların temyiz istemlerini inceledi. Temyiz istemleri incelenirken, 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun yürürlük ve uygulama şekli hakkında kanunun 8/1 maddesi göz önünde bulunduruldu. Buna göre, Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlara Ceza Muhakemesi Usulü Kanunu'nun 305 ila 326'ncı maddeleri uygulanırken, göreve başlama tarihinden sonra verilen kararlara ise 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu hükümleri uygulanır.
Mahkeme, sanık ... Akıncı'nın vefat etmesi nedeniyle hakkındaki davanın düşürülmesine karar verdi. Ayrıca, sanık ... hakkındaki kararda kazanılmış hak ihlali olduğu gerekçesiyle bozma kararı verildi.
Kanun maddeleri: 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun yürürlük ve uygulama şekli hakkında kanunun 8/1 maddesi, 1412 sayılı yasanın 326/son fıkrası, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun hükümleri, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 64. maddesi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Nitelikli yağma ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
1)Sanıklar ..., ..., ..., ... hakkında müşteki ...’a yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hükümlere yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde;
5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 8/1. maddesi, “Bölge adliye mahkemelerinin, 26.9.2004 tarihli ve 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun geçici 2'nci maddesi uyarınca Resmî Gazete'de ilân edilecek göreve başlama tarihinden önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 322'nci maddesinin dördüncü, beşinci ve altıncı fıkraları hariç olmak üzere, 305 ilâ 326'ncı maddeleri uygulanır.” şeklinde düzenlenmiştir.
7 Kasım 2015 tarihli ve 29525 sayılı Resmi Gazete'de Bölge Adliye Mahkemelerinin 20/07/2016 tarihinde tüm yurtta göreve başlayacağı ilan edilmiş ve aynı tarihte Bölge Adliye Mahkemeleri faaliyete başlamıştır.
Görüldüğü üzere, Bölge Adliye Mahkemelerinin faaliyete başlama tarihi olan 20/07/2016 tarihinden önce verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 322'nci maddesinin dördüncü, beşinci ve altıncı fıkraları hariç olmak üzere, 305 ilâ 326'ncı maddelerinin uygulanacağı, 20/07/2016 tarihinden sonra verilen kararlar hakkında ise 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerinin uygulanacağı ve İstinaf Mahkemeleri faaliyete geçtikten sonra verilen İlk Derece Mahkemeleri kararlarının istinaf kanun yoluna tabi olduğu anlaşılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle;
Hükümlerin Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başladığı 20/07/2016 tarihinden sonra verilmiş bulunması nedeniyle, kanun yolu incelemesinin istinaf kanun yoluna tâbi olduğu anlaşılmakla, dosyanın incelenmeksizin mahalline iadesine,
II)Sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında katılan ...’ye karşı nitelikli yağma; sanıklar ... ve ... hakkında katılan ... 'a karşı nitelikli yağma; sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında katılan ...’a karşı nitelikli yağma suçundan kurulan hükümlere yönelik temyiz istemlerinin isteminin incelenmesinde;
Sanık ... hakkında katılan ... ve eşi ...’a yönelik alacağın tahsili amacıyla tehdit suçundan 2 yıl 1 ay ve 1 yıl 8 ay hapis cezaları verildiği, karşı temyiz olmaksızın sanık müdafii temyizi üzerine sanığın eyleminin yağma suçunu oluşturduğu belirtilerek ceza miktarı yönünden kazanılmış hakkı saklı tutularak bozulduğu, bozma sonrasında ise sanığın katılan ... 'a yönelik eylemi yağma olarak nitelendirilerek 9 yıl 2 ay hapis cezasına hükmolunduğu ancak sanığın kazanılmış hakkı saklı tutularak CMK'nın 307/5 maddesi uyarınca sanık hakkındaki ilk hükümde verilen ceza miktarı sanık aleyhine temyiz bulunmaması sebebi ile kazanılmış hak oluşturduğundan neticeten 2 yıl 1 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, ancak dosya kapsamından sanığın katılanlar ... ve ...’a yönelik eyleminin kül halinde tek bir yağma suçunu oluşturduğu bu nedenle 1412 sayılı yasanın 326/son fıkrası gereğince sanığın kazanılmış hakkının bozma öncesi verilen toplam 3 yıl 9 ay hapis cezası olduğu gözetilmeden yazılı şekilde 2 yıl 1 ay hapis cezasına hükmedilmiş ise de; bu husus karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, uyulan bozmaya toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hâkimler kurulunun takdirine göre, sanıklar müdafiilerinin temyiz istemleri yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usul ve kanuna uygun bulunan hükümlerin tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA,
II)Sanık ... hakkında kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesine gelince;
UYAP ortamından alınan nüfus kayıt örneğine göre sanık ... Akıncının hükümden sonra 05/01/2021 tarihinde vefat ettiğinin anlaşılması karşısında, bu husus araştırılarak sanık hakkında açılan kamu davasının 5237 sayılı TCK'nın 64. maddesi gereğince düşürülmesine karar verilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz istemi bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 20.12.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.