15. Hukuk Dairesi 2021/898 E. , 2021/2341 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:...Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı olan bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen kararın temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, taraflar arasında sistem kullanım anlaşması imzalamamasına rağmen Temmuz 2012 döneminde sistem kullanım anlaşmasının 10’uncu maddesi ihlal edildiğinden ve dayanak olarak gösterilen yöntem bildiriminde aylık olarak bağlı olduğu fidere arızanın intikal ederek kesicinin açılması nedeniyle uyarı ve süre koşulları dikkate alınmaksızın davalı yanca ceza işlemi uygulandığını ileri sürerek, 29/07/2011 tarihli 2.667.772,71 TL tutarındaki faturadan dolayı müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, henüz sözleşme imzalamayan davacı hakkında “İletim Sistemi Sistem Kullanım ve Sistem İşletim Tarifelerini Hesaplama Yöntem Bildirimi”nin 1.5. maddesi çerçevesinde ceza hesaplaması yapıldığını ve bu bildirimde bir uyarı ön şartının yer almadığını, sözleşme imzalanmış olsa bile, anlık oluşup düzelen ihlaller için uyarı koşulunun işletilmesine olanak bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında sistem kullanım anlaşması bulunmadığından anlaşmanın 10. maddesine göre ceza uygulanmasının mümkün olmadığı, bir an için sözleşme olduğu kabul edilse bile sözleşmeye aykırılık halinde, ceza uygulamasından önce davalı tarafın yazılı uyarıda bulunması gerektiği, davalı tarafa herhangi bir yazılı uyarı ve bildirim yapılmadan ceza kesilmesinin usul ve yasaya aykırılık oluşturduğu gerekçesiyle davanın kabulüne dair verilen kararın davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesince, somut olayda taraflar arasında akdedilmiş bir sözleşmenin bulunmaması ve uyarı koşulunun davalı yanca yerine getirilmediğinin sabit olmasına göre istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, fider açmaları sebebiyle uygulanan cezai şart nedeniyle davalı tarafça düzenlenen 29/07/2011 tarihli ceza faturasından dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.02/12/2020 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanan, 25/11/2020 tarihli 7257 sayılı Kanunun 33. maddesi ile, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununun 8 inci maddesinin ikinci fıkrasına (ç) bendinden sonra gelmek üzere (d) bendi eklenmiş, buna göre “İletim sisteminin normal işletme koşulları içerisinde işletilmesi ile işletme güvenliği ve bütünlüğü üzerinde risk oluşturan durumlara ilişkin olarak bağlantı ve sistem kullanım anlaşmalarında düzenlenen sistem kullanım ihlallerinin takibini yapmak, ihlal durumu tespit edilen tüzel kişilere sistem kullanım anlaşmasında düzenlenen cezai şartları ve diğer yaptırımları uygulamak” ...ın görev ve yükümlülükleri arasında gösterildikten sonra 6446 sayılı Kanun"a ek madde 3 ile “8 inci maddenin ikinci fıkrasının (d) bendinin uygulamasından kaynaklanan uyuşmazlıklar idari yargıda görülür.” hükmü eklenmiş, 46. madde ile de Kanunun yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği düzenlenmiştir.
Hukuk yargılamasında usul hükümlerinde yapılan değişiklikler derdest davalarda derhal uygulanır. Bir davaya hangi yargı kolunda bakılacağı konusu HMK"nın 114/1-b maddesi gereğince dava şartıdır. HMK"nın 115/1. fıkrası gereğince anılan dava şartı yargılamanın her aşamasında (ilk derece ve istinaf mahkemeleri ile Yargıtayca) resen dikkate alınır. Bu nedenle ilk derece mahkemesi ve istinaf mahkemesinin karar tarihinden sonra yürürlüğe giren 7257 sayılı Kanun ile bağlantı ve sistem kullanım anlaşmalarında düzenlenen sistem kullanım ihlallerine ilişkin cezai şartlara ilişkin uyuşmazlıkların idari yargı yolunda görüleceği hükme bağlandığından yukarıda izah edilen Kanun değişikliği kapsamında uyuşmazlık konusu davanın çözümünün idari yargının görev alanına girdiği gözetilerek, 6100 sayılı HMK"nın 114/1-b maddesine göre dava şartı olan "yargı yolunun caiz olmaması" nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğinden istinaf mahkemesi kararı kaldırılarak ilk derece mahkemesi kararının bozulması uygun görülmüştür.
2-Bozma nedenine göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle ... Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesinin 18/04/2019 tarih ve 2017/1878 Esas, 2019/667 Karar sayılı kararının kaldırılarak ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, bozma nedenine göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HMK 373/1 maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine, 31.05.2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.