10. Hukuk Dairesi 2020/4388 E. , 2021/5470 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi
Dava, ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen karara karşı davacı ve davalı vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi
I-İSTEM
Davacı, kurumca kendisine tebliğ edilen ödeme emirlerinin iptalini talep etmiştir.
II-CEVAP
Davalı Kurum, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
“Açılan davanın kısmen kabulüne,
Davaya konu 2013/100127 takip nolu ödeme emrinin 2011/12 dönemine ait borçlardan davacı sorumlu olmakla, borcun bu döneme ait kısmına ilişkin itirazın reddine,
Davaya konu 2013/100127 takip nolu ödeme emrinin 2011/12 dönemi dışındaki ödeme emri kısmının ve davaya konu diğer 2005/010631, 2010/064176-064177, 2012/018006-056588, 2013/104737-104738, 2015/027337 ve 027338 takip nolu tüm ödeme emirlerinin iptaline,
6183 sayılı yasanın 58.maddesi gereğince 34,00TL üzerinden %10 haksız çıkma tazminatı olan 3,40TL"nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine” karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
“İstanbul Anadolu 19. İş Mahkemesi"nin 09/04/2019 tarihli, 2018/535 Esas - 2019/129 Karar sayılı kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin ve davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Yasa"nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine” karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı vekili, gönderilen ödeme emirlerinin iptali davasında kabul kararı verilerek iptal edildiği, şirketin diğer ortağının borcu yapılandırarak ödemeleri düzenli yapmakta olduğu, bu nedenlerle borcun konusuz kaldığı, tüm hacizlerin kaldırılmasıreddedilen miktar üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği halde AAÜT’ne aykırı şekilde vekalet ücretine hükmedildiği, kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olduğu, kurumun davacı hakkında takişp yapmasının hukuka aykırı olduğu gerekçelerle kararın bozulmasını talep etmiş,
Davalı Kurum vekili, mahkemece eksik inceleme ve araştırmayla karar verildiği, davacının şirketi temsil ve ilzama yetkili olduğu, yapılandırma talebinin zamanaşımı süresini kestiği gerekçeleriyle kararın bozulmasını talep etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Anayasamızın 141. maddesinde, yargılamanın aleniyeti ilkesi benimsenmiştir. Bunun anlamı yargılama açık olarak yapılacak ve yargılamanın sonunda verilen karar da açıkça belirtilecektir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 298"inci maddesinde hüküm kısmında iki tarafa yükletilen hak ve borçların tereddüde yer vermeyecek şekilde belirtilmesi zorunluluğu belirtilmiştir. Kısa karar, bir davayı sona erdiren temyizi mümkün olan son kararlardandır. Bu kararla mahkeme davadan elini çeker ve davayı sona erdirmiş olur. Asıl olan kısa karardır. Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297"nci maddesine uygun olarak tarafların hak ve yükümlülüklerini açıkça gösteren kısa karar ile daha sonra yazılan gerekçeli kararında buna uygun olarak düzenlenmesi gereklidir. Kararın hüküm fıkrası ile gerekçesi birbirine sıkı sıkıya bağlı olup, aralarında çelişki bulunmaması gerekir. Hükümlerin çelişkiden uzak ve infaza elverişli olması kamu düzeniyle ilgili olup, hükmü temyiz etmeyen yönünden de sonuç doğurması gerekeceği de gözetilerek, gerçeğe ve hukuka uygun bir karar verilmesi gerekir.(10/04/1992 gün ve 7/4 sayılı içtihadı birleştirme kararı) Nitekim aynı ilkeler Hukuk Genel Kurulunun 2011/21-23 E. 268 K., 2012/6-97 E. 203 K., 2012/10-149 E. 291 K. sayılı kararlarında da benimsenmiştir.
Eldeki davada, ilk derece mahkemesince tefhim edilen kısa kararda; “Açılan davanın kısmen kabulüne, Davaya konu 2013/100127 takip nolu ödeme emrinin 2011/12 dönemine ait borçlardan davacı sorumlu olmakla, borcun bu döneme ait kısmına ilişkin itirazın reddine, Davaya konu 2013/100127 takip nolu ödeme emrinin 2011/12 dönemi dışındaki ödeme emri kısmının ve davaya konu diğer tüm ödeme emirlerinin iptaline” şeklinde karar tesis edilmiş iken,
Gerekçeli kararın hüküm kısmında; “Açılan davanın kısmen kabulüne, Davaya konu 2013/100127 takip nolu ödeme emrinin 2011/12 dönemine ait borçlardan davacı sorumlu olmakla, borcun bu döneme ait kısmına ilişkin itirazın reddine, Davaya konu 2013/100127 takip nolu ödeme emrinin 2011/12 dönemi dışındaki ödeme emri kısmının ve davaya konu diğer 2005/010631, 2010/064176-064177, 2012/018006-056588, 2013/104737-104738, 2015/027337 ve 027338 takip nolu tüm ödeme emirlerinin iptaline, 6183 sayılı yasanın 58.maddesi gereğince 34,00TL üzerinden %10 haksız çıkma tazminatı olan 3,40TL"nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine” denilmek suretiyle usul ve yasaya uygun şekilde kısa karar oluşturulmaksızın gerekçeli karar yazıldığı, kısa kararla gerekçeli karar arasında çelişki oluşturulduğu anlaşılmaktadır.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular ışığında kısa kararla gerekçeli kararın uyumlu olması gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak, İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi kararının, HMK"nın 373/1 maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya İadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 19/04/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.