14. Hukuk Dairesi Esas No: 2010/3357 Karar No: 2010/4166 Karar Tarihi: 12.04.2010
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2010/3357 Esas 2010/4166 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2010/3357 E. , 2010/4166 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 12.10.2009 gününde verilen dilekçe ile tapuda isim tashihi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 31.12.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_K A R A R_
Davacı, 180 parsel sayılı taşınmazda “..." yazılı adının “... oğlu ...” olarak düzeltilmesini istemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, tapu kaydında hatalı yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istemine ilişkindir. Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin isim, soy isim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir. Somut olayda davacı, maliki olduğu 180 parsel sayılı taşınmazın tapu kayıtlarındaki nüfus bilgilerinin nüfus kayıtları ile uyumlu hale getirilmesini istemiştir. Mahkemece, kaydında düzeltme yapılması istenen taşınmazın 1310 doğumlu “...” adına tespit gördüğü, tespit bilirkişilerinin davacıyı tanıdıkları, dava dışı 279 sayılı parselde davacının adını doğru bildirmelerine rağmen dava konusu parselde yanlış bildirmelerinin inandırıcı olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Kaydında düzeltme yapılması istenen 180 parsel sayılı taşınmaz senetsizden ve vergi kaydı bulunmaksızın zilyetlik nedeni ile “1310 doğumlu ...” adına tespit edilmiştir. Nüfus müdürlüğünden yapılan araştırmada tapu kayıt maliki “...’ya” ait nüfus kaydının bulunmadığı bildirilmiştir. Taşınmazın bulunduğu mahalde zabıta aracılığı ile yapılan araştırmada kayıt maliki “...” ile davacı “... oğlu ...’nün” aynı kişi olduğu belirlenmiştir. Keşifte dinlenen tespit bilirkişi taşınmazın davacıya ait olduğunu söylemiştir. Keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ise davacının lakabının “...” olduğunu, ... ve ...’nın aynı kişiler olduğunu beyan etmiştir. Yapılan tüm araştırmalar sonucu dava kanıtlanmıştır. Bu nedenle, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 12.04.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi.