14. Hukuk Dairesi Esas No: 2010/3478 Karar No: 2010/4162 Karar Tarihi: 12.04.2010
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2010/3478 Esas 2010/4162 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2010/3478 E. , 2010/4162 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı tarafından, davalılar aleyhine 25.09.2008 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve yol olarak terkini istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 15.05.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı 22 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, 12 ve 24 sayılı parsellerin içerisinde kalan kadim yolun bu parsel malikleri adına tespit edildiğini, 12 ve 24 sayılı parsellerin çapı içerisinde kalan yol bölümünün terkinine karar verilmesini istemiştir. Davalılardan ... 24 sayılı parselin tapuda eşi adına kayıtlı olduğunu, davalı ... ise davanın reddini savunmuştur. Mahkemece bilirkişinin 12 sayılı parselin çapı içersinde kaldığını saptadığı ve 02.03.2009 tarihli krokisinde (A) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümüne ilişkin dava kabul edilmiş, bu bölümün yol olarak terkinine karar verilmiştir. Hükmü davalı ... temyiz etmiştir. Eldeki dava 25.9.2008 tarihinde açılmıştır. 12 sayılı parsel sayılı taşınmazın tahdit işlemi ise 1.11.2007 tarihinde davalı ... adına yapılmış ise de, askı ilan süresi içerisinde kadastro mahkemesinde dava açıldığı ve tutanağın kesinleşmediği görülmektedir. Kural olarak kadastro işlemi yapılıp bir taşınmaz hakkında kadastro tutanağı düzenlenmişse bundan sonra ortaya çıkan davalara kadastro mahkemesinde değil genel mahkemelerde bakılması gerekir. Ancak, dava kadastro tutanağının kesinleşmediği bir evrede genel mahkemede açılmış ve kadastrodan önceki nedenlere dayanılmışsa 3402 sayılı Kadastro Kanununun 26/D maddesi uyarınca bu davayı açan tarafın davasının kadastro mahkemesindeki davaya katılma talebi olarak kabul edilmesi ve davanın birleştirme yolu ile kadastro mahkemesinde görülmesi gerekir. Bu durumda mahkemece yapılması gereken iş, 12 sayılı parsel hakkında kadastro mahkemesinde dava olup olmadığını saptamak, davanın bulunduğu belirlenirse eldeki davayı o dava ile birlikte görülmek üzere kadastro mahkemesine göndermek, aksi halde şimdiki gibi davayı esastan incelemek olmalıdır. Kamu düzeninden olan görev konusu gözardı edilerek çekişmenin esası hakkında hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana geri verilmesine, 12.04.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi.