11. Hukuk Dairesi 2020/1068 E. , 2021/783 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi"nce verilen 04.04.2017 tarih ve 2016/147 E- 2017/175 K. sayılı kararın davalı TPMK vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 21.12.2018 tarih ve 2018/622 E- 2018/1310 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin "BJK 1903+ŞEKİL", "BJK 1903 KARA KARTAL+ŞEKİL", "SİYAH&BEYAZ", "SİYAH BEYAZ", "YER SİYAH GÖK BEYAZ ŞAMPİYON BEŞİKTAŞ", "SİYAH BEYAZ TV BJK 1903+ŞEKİL", "SİYAH BEYAZ ÇARŞI" ibareli tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalıların bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki "TARAFTARİUM+ŞEKİL" ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, müvekkilinin itirazlarının nihai olarak YİDK kararı ile reddedildiğini, oysa başvurunun müvekkilinin markaları ile benzer olduğunu, müvekkili şirketin seri markalarından birisi olarak algılanacağını, müvekkilinin çubuklu formasından kaynaklı bir karıştırılma ihtimalinin olduğunu, başvurunun kötüniyetle yapıldığını ileri sürerek 2016-M-1475 sayılı YİDK kararının iptaline, tescili halinde markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini istemiştir.
Davalı TPMK vekili, başvuru ile daavcı markaları benzer olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalılar cevap vermemişlerdir.
İlk Derece Mahkemesince, davacıya ait markalar ile davaya konu "TARAFTARIUM" ibareli marka başvurusunun benzer olmadığı, 556 sayılı KHK"nın 8/1-b maddesi koşullarının oluşmadığı ancak 556 sayılı KHK"nın 35. maddesi kapsamında davalıların marka başvurusunu kötüniyetle yaptığı yönünde kanaat oluştuğu gerekçesiyle TPMK YİDK’nın 2016-M-1475 sayılı kararının iptaline, 2014/66362 sayılı markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı TPMK vekilince istinaf isteminde bulunulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, davacının markalarıyla davalının başvurusu arasında biçim, renk, grafik unsurlar, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığından mahkemenin bu yöne ilişkin değerlendirmesinin yerinde olduğu, başvurunun kötüniyetle yapıldığı değerlendirilerek davanın kabulüne karar verildiği, kötüniyetin varlığı her somut olayın özelliğine göre belirlenmesi ve taraf markaları arasında da iltibas ihtimalinin varlığının gerektiği, bu durumda tescilli bir marka ile 556 sayılı KHK"nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas yaratmayan bir marka tescil başvurusunun sırf kötüniyetli bir başvuru olduğundan bahisle reddine karar verilemeyeceğinden sırf davalının kötüniyetli bulunduğu gerekçesi ile davanın kabulüne dair kararın yerinde olmadığı gerekçesi ile davalı TPMK vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK"nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK"nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına ve uyuşmazlığa konu marka başvurusu ile davacı markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b bendi uyarınca iltibasa neden olacak bir benzerliğin bulunmadığına yönelik İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesi yönünden davacı tarafça istinaf isteminde bulunulmamış olmasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 14,90 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 03.02.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.