19. Hukuk Dairesi 2018/439 E. , 2019/3972 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi ( Tic. Mah. Sıf. )
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, davacı banka ile dava dışı Som Duş ve Küvet Kabinleri Ltd. Şti. arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinde davalıların müşterek borçlu müteselsil kefil olduklarını, kredi ödemelerinin aksaması üzerine hesabın kat edilerek borçlulara ihtarname gönderildiğini, alacağın tahsili için başlatılan icra takibine davalıların haksız olarak itiraz ettiklerini ileri sürerek, itirazın iptalini, takibin devamını ve icra inkar tazminatının davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davalıların kefili olduğu sözleşmeden kaynaklı borcun kapatıldığını, borçlu şirkete sonradan kullandırılan krediden dolayı davalıların sorumlu tutulamayacağını savunarak, davanın reddini ve kötü niyet tazminatının davacıdan tahsilini istemiştir.
Mahkemece verilen davanın kabulü kararı, Dairemiz 29.04.2015 gün, ... E. - 2015/6334 K. sayılı ilamı ile “ Hükme esas alınan bilirkişi raporu yeterli incelemeyi içermediği gibi, Yargıtay denetimine de elverişli değildir. Davalılar vekilince gerekçeleri gösterilmek suretiyle rapora itiraz edilmiştir. Mahkemece yapılacak iş, konusunda uzman bankacı bilirkişiden iddia ve savunma çerçevesinde banka kayıtları üzerinde yaptırılacak inceleme sonucunda davalıların itirazlarını da karşılayacak biçimde ayrıntılı ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve dosya üzerinden alınan yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde karar verilmesi doğru görülmemiştir.” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, davacı ile asıl borçlu şirket arasında 09.10.2006 tarihli genel kredi sözleşmesini davalılar ve dava dışı ... ’nun müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıkları, bu sözleşmeye istinaden bankanın 3 kez kredi kullandırdığı ve bu kredilerin ödendiği, borçlu şirkete 28.04.2009 tarihinde yeniden 10.000,00 TL limitli bireysel kredi hesabından kredi kullandırıldığı, bu kredinin ödeme planında kefil hanesinde davalılara ait kefalet imzası bulunmadığı, davacı bankanın genel kredi sözleşmesinin eki olduğu iddiasıyla söz konusu yeni krediyi kullandırdığı, davalılardan yeniden kefalet imzası almadığı, davalıların dava konusu kredi borcu yönünden kefalet sorumlulukları bulunmadığı, dava konusu alacağın likit olduğu gerekçesiyle davanın reddine, kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak davalılara verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali davasıdır. Dava konusu takip sebebi olarak “1 adet kredi sözleşmesi ve ... Noterliği’nin 10.09.2009 tarih ve ... yevmiye nolu ihtarnamesi” dayanak gösterilmiş, takip içerisine de dayanak olan 09.10.2006 tarihli genel kredi sözleşmesinin ilk ve son sayfası eklenmiştir. Mahkemece bozmadan önce yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiş, Dairemizce ilk karar davalının temyizi üzerine yukarıda açıklanan gerekçelerle bozulmuştur. Bu kez mahkeme, Dairemizin bozma kararına uymakla birlikte banka kayıtları üzerinde yerinde inceleme yapılmaksızın, bankadan istenilen ve dosyaya sunulan belgeler ve özellikle gönderilen 28.04.2009 tarihli ödeme planının incelenmesi sonrasında alınan rapora göre davanın reddine karar vermiş olup, bu raporda adı geçen ödeme planında belirtilen 28.04.2009 tarihli sözleşmenin sunulamadığı, bu ödeme planında davalıların kefil olarak imzalarının bulunmadığı belirtilmiştir. Mahkemece Dairemizin bozma ilamına uyulmakla birlikte, bozmanın gereği tam olarak yerine getirilmemiştir. Zira itirazın iptali davaları takibe sıkı sıkıya bağlı davalardandır. Dolayısıyla mahkemece konusunda uzman bankacı bilirkişiye banka kayıtları üzerinde yerinde inceleme yaptırılmak suretiyle takibin dayanağı olan sözleşmeden dolayı takip tarihi itibarıyla alacağın var olup olmadığının tespiti ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle yerel mahkeme hükmünün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 21/06/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.