10. Ceza Dairesi 2013/14221 E. , 2014/5186 K.
"İçtihat Metni"Esas No : 2013/14221
Karar No : 2014/5186
Tebliğname No : KYB - 2013/384573
Adalet Bakanlığı"nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık İ.. U.. hakkındaki denetimli serbestlik tedbiri uygulanması kararına yönelik itiraz üzerine Bakırköy 17. Asliye Ceza Mahkemesi’nce 03.10.2013 tarihinde 2013/273 değişik iş sayı ile verilen itirazın kabulü ile kararın ortadan kaldırılmasına ilişkin kararının kanun yararına bozulmasına yönelik talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 13.12.2013 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
İncelenen dosyadan;
a) Bakırköy 8. Sulh Ceza Mahkemesi"nce 23.07.2013 tarihinde 2013/571 esas ve 2013/1159 karar sayı ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık hakkında TCK"nın 191. maddesinin 2. fıkrası uyarınca sadece denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği,
b) Belirtilen karara sanığın itiraz etmesi üzerine, Bakırköy 17. Asliye Ceza Mahkemesi"nce 03.10.2013 tarihinde 2013/273 değişik iş sayı ile savunmasının aksine sanığın uyarıcı madde kullandığına dair deliller araştırılmadan tedaviye de karar verildiği gerekçesiyle "itirazın kabulü ile Bakırköy 8. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 2013/571 esas ve 2013/1159 karar sayılı kararının ortadan kaldırılmasına karar" verildiği
Anlaşılmıştır.
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında;
«Dosya kapsamına göre,
1- Bakırköy 8. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 23/07/2013 tarihli kararında sanığın uyuşturucu madde kullandığına dair delil bulunmadığından sadece denetimli serbestlik tedbirine hükmedildiği halde, merci tarafından sehven sanık hakkında tedaviye de hükmedildiği gerekçesiyle itirazın kabul edilerek itiraza konu kararın ortadan kaldırılmasına karar verilmesinde,
2- İtirazın kabul gerekçesine göre, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 271/2.maddesi hükmü doğrultusunda itirazın konusu hakkında da bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesinde,
3- Sanığa yüklenen suçun sübutuna ilişkin, kollukça düzenlenen 10/02/2013 tarihli olay tutanağında sanık ile birlikte haklarında dava açılan ve beraat eden diğer sanıkların içinde bulunduğu aracın durumundan şüphelenerek yapılan kontrolde aracın sağ ön kısmında paspasın üzerinde dağınık halde uyuşturucu olduğu tahmin edilen daralı ağırlığı 0,5 gram olan madde bulunduğu belirtildiği ve bu tutanağa istinaden araç içinde bulunan maddenin hint keneviri olduğuna dair ekspertiz raporu üzerine sanıklar hakkında kamu davası açıldığı, sanıkların aşamalarda suçlamayı reddederek uyuşturucu madde kullanmadıklarını, bu maddenin aracın paspasına nasıl geldiğini bilmediklerini beyan ettikleri, mahkemece diğer sanıklar hakkında beraat kararı verildiği, ancak uyuşturucu maddenin bulunduğu sağ ön tarafta oturduğu için sanığın kullanmak için uyuşturucu madde bulundurduğu kabul edilerek denetimli serbestlik tedbirine hükmedildiği anlaşılmakla, sanığın olay sırasında ve daha önce uyuşturucu madde kullanıp kullanmadığı, aracın başka kişiler tarafından kullanılıp kullanılmadığı hususları tespit edilmeden, yalnızca uyuşturucu maddenin bulunduğu tarafta oturduğu gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilemeyeceği gözetilerek itirazın bu yönden kabul edilmesi gerektiğinin gözetilmemesinde, isabet görülmemiştir» denilerek, Bakırköy 17. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 03.10.2013 tarihli kararının bozulması istenmiştir.
28.06.2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun"la 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191. maddesinin değiştirilmiş olması karşısında; Mahkemece, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 7. maddesi uyarınca, hükümlünün hukukî durumunun yeniden değerlendirmesi mümkün görülmüştür.
(1) ve (3) numaralı bozma düşüncesi benimsendiğinden, «kabule göre» ileri sürülen (2) numaralı bozma isteği inceleme konusu yapılmamıştır.
Somut olayda;
1- Bakırköy 8. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 23.07.2013 tarihli kararında sanık hakkında tedavi uygulanmadığı halde, sanığın uyarıcı madde kullandığına ilişkin deliller araştırılmadan tedaviye tabi tutulduğu gerekçesiyle, itirazın kabulüne ve Bakırköy 8. Sulh Ceza Mahkemesi"nin sözü edilen kararının kaldırılmasına karar verilmesi,
2- Sanığın, suçun sübutuna ilişkin itirazı hakkında inceleme yapılarak karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Yasaya aykırı olup kanun yararına bozma talebi bu nedenle yerinde olduğundan, Bakırköy 17. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 03.10.2013 tarihli ve 2013/273 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA; aynı Kanun’un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemlerin yapılması için, dosyanın adı geçen Mahkemeye iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesine, (1) numaralı bozma yönünden oybirliğiyle, (2) numaralı bozma yönünden ise Başkan Vekili Ali Kınacı"nın karşı oyu ve oyçokluğuyla, 07.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
KARŞI OY GEREKÇESİ
TCK"nın 191. maddesinin 2. fıkrasına göre, "tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına" ilişkin karar, durma kararının hukukî sonuçlarını doğurmaktadır. Durma kararı CMK"nın 223. maddesinin 8. fıkrası gereğince itiraza tabi olduğundan, "tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin karar da itiraza tabidir".
Merci konumundaki Asliye Ceza Mahkemesi, itirazı sadece "biçim yönünden inceleyebilir". Merciin, fiilin sabit olup olmadığı ve sabit ise hangi suçu oluşturduğu gibi "esas yönünden bir inceleme yapma yetkisi yoktur".
Bu nedenlerle, çoğunluğun, itiraz mercii tarafından "sanığın, suçun sübutuna yönelik itirazı hakkında inceleme yapılarak karar verilmesi" gerektiğine ilişkin (2) numaralı bozma görüşüne katılmıyorum. 07.07.2014