11. Hukuk Dairesi 2015/15533 E. , 2016/9359 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 16/09/2015 tarih ve 2014/89-2015/681 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesidavalı vekili ile fer"i müdahiller ... ve ... vekilleri tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 06/12/2016 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Av. ..., davalı ...Ş. vekili Av. ... ve ... vekili Av. .... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilin ..."ya devrinden önce ... A.Ş."nin ... Şubesi"ne 07/09/1999 tarihinde 42.600 TL parasını %88 faizle vadeli olarak yatırdığını, davalı banka çalışanlarının yönlendirilmesiyle paranın off-shore hesabına aktarıldığını, iade edilmek üzere mevduat toplayan bankanın bu mevduat alacağını işlemiş faizi ile birlikte iade etmekle yükümlü olduğunu, ancak paranın iade edilmediğini ileri sürerek, 42.600 TL mevduat alacağının 07/09/1999 tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı Kanun"un 2/2. maddesi gereğince yıllık avans faizi ile birlikte davalı bankadan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, hisse devir tarihinden önceki işlemlerden kaynaklanabilecek her türlü borcun ... tarafından üstlenmesi sebebi ile müvekkili bankanın sorumlu olmadığını, davanın husumet, zamanaşımı ve hak düşürücü süre yönünden reddini, aksi halde davanın esas yönünden reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, off-shore hesabına aktarılan paranın fiilen ... şirketine ve Kıbrıs"a gönderilmediği ve davalı bankanın hakim ortaklarına ait bir kısım şirketlere kredi olarak kullandırıldığı, dava konusu mevduatın off-shore şirketinin mal varlığının bulunmaması nedeniyle tahsil edilemediği, yine off-shore hesaplarının açılması ve mudilerin bu hesaplara yönlendirilmesi yönünde yöneticilerin banka çalışanlarına emir ve talimatlar verdikleri, bu doğrultuda banka çalışanlarının mudilere off-shore hesabının avantajlı olduğu yönünde telkinlerde bulunarak yönlendirdikleri, banka yöneticileri ve çalışanlarının yönlendirmesiyle davacı iradesinin fesada uğratıldığı gerekçesiyle, davanın kabulüne, 42.600,00 TL"nin 07/09/1999 tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili ile fer"i müdahiller ... ve ... vekilleri temyiz etmiştir.
1- Mahkemece davanın kabulüne dair verilen kararı temyiz eden fer"i müdahil ..."ın dilekçesi süresinde sunulmuş olmakla birlikte, temyiz defterine kaydedilmediği ve temyiz harcının yatırıldığına dair makbuzun da dosya kapsamında bulunmadığı tespit edilmiştir. Temyiz dilekçesinin verilme usulü HUMK 434. maddesinde açıklanmış olup, buna göre temyiz dilekçesinin temyiz defterine kayıt ettirilip, yasal süre içerisinde temyiz harcının yatırılmış olması gerekmektedir. Bu itibarla, feri müdahil ... vekilinin temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekili ve feri müdahil ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
3-Dava, banka hesabındaki paranın tahsili istemine ilişkindir. Davacının iradesi davalı Banka çalışanları tarafından fesada uğratılmış ve ... A.Ş"ye yatırdığı paraları, şeklen ...Bank Ltd"ye havale edilmiş ve yeni bir hesap açılmış gibi gösterilmiştir. Diğer bir deyişle somut uyuşmazlıkta, davacının dava dışı ... Bankası ile mevduat sözleşmesi yapmak konusunda bir iradesi mevcut olmayıp, davacıya karşı davalı banka çalışanlarının bir haksız eylemi söz konusudur. Dolayısıyla davalı banka, davacının parasının dava dışı ... Şirketi"ne şeklen havale edildiği tarihlerde temerrüte düşmüş olmaktadır. Yine taraflar arasında bir mevduat sözleşmesi kurulmadığından, davacının faiz alacağı temdit tarihleri sonunda anaparaya dönüşmez. Dosyaya ibraz edilen hesap cüzdanı ve hesap dökümanları ile bilirkişi raporundan; davacının 07/09/1999 tarihinde 42.600,00 TL yatırdığı, zaman zaman işleyen faizlerin bir kısmının çekildiği, bir kısmının ise ana paraya eklenerek hesabın temdit edildiği anlaşılmaktadır. Davanın yasal dayanağını somut olaya uygulanması gereken mülga 818 sayılı BK"nın 41, 55 ve 6762 sayılı TTK"nın 321. maddeleri oluşturduğundan ve davalı bankanın davacıya karşı olan sorumluluğu akdi ilişkiden kaynaklanmadığından davacı ancak paranın off-shore bankasına gönderildiği tarihten itibaren avans faizi ile birlikte tahsilini isteyebilecek, çekilen bedeller işleyen faiz miktarından düşülerek alacak miktarı belirlenecektir. Bu nedenle mahkemece, davacının yatırdığı meblağlar ile davacıya ödenen meblağlar gözetilerek davalı bankanın sorumlu olduğu miktar belirlenip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu husus gözetilmeyip yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, fer"i müdahil ... vekilinin temyiz isteminin reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı banka vekili ve fer"i müdahil ... vekilinin sair temyiz istemlerinin reddine, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle kararın davalı banka ve fer"i müdahil ... yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.350 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 06/12/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.