12. Hukuk Dairesi 2016/22486 E. , 2017/13898 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
6762 sayılı TTK"nun, "Borçlanma Ehliyeti" kenar başlığını taşıyan 582. maddesine göre (6102 Sayılı TTK"nun 670. maddesi), akit ile borçlanmaya ehil olan kimse, poliçe, çek ve bono ile borçlanmaya da ehildir. Aynı Kanunun 1. maddesi gereğince, bu Kanunun ayrılmaz bir cüzü olduğu açıklanan TMK"nun 9. maddesine göre, fiil ehliyetine sahip olan kimse, kendi fiilleriyle hak edinebilir ve borç altına girebilir; 10. maddeye göre, ayırt etme gücüne sahip ve kısıtlı olmayan her ergin kişinin fiil ehliyeti vardır; 13. maddeye göre, yaşının küçüklüğü yüzünden veya akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk ya da bunlara benzer sebeplerden biriyle akla uygun biçimde davranma yeteneğinden yoksun olmayan herkes, bu kanuna göre ayırt etme gücüne sahiptir; 14. madde hükmüne göre, ayırt etme gücü bulunmayanların, küçüklerin ve kısıtlıların fiil ehliyeti yoktur; 15. madde hükmüne göre, kanunda gösterilen ayrık durumlar saklı kalmak üzere, ayırt etme gücü bulunmayan kimsenin fiilleri hukuki sonuç doğurmaz; 16. maddeye göre ise, ayırt etme gücüne sahip küçükler ve kısıtlılar, yasal temsilcilerinin rızası olmadıkça, kendi işlemleriyle borç altına giremezler.
Akıl hastalığı yahut akıl zayıflığı gibi sebeplerden biri ile makul surette hareket etmek iktidarından mahrum bulunanlar, başka bir deyimle tam ehliyetsiz olanların yaptıkları hukuki işlemler kanuni mümessilleri tarafından onaylanmadıkça geçersizdir. 11/06/1941 gün ve 1941/4-21 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının sonuç bölümünde; " ... Mümeyyiz olmayan bir kimse ile hukuki muamelede bulunan diğer âkidin bunu bilmeyerek hüsnüniyetle hareket etmiş olması, zikri geçen 15. maddenin mutlak ve kat"i sarahati karşısında, öyle bir kimsenin tasarrufu üzerine hukuki hükmün terettüp etmesi için kafi değildir. Kanun o gibi temyiz kudretinden mahrum kimselerin esasen hüküm ifade etmeyen tasarrufları hususunda o tasarruftan dolayı hak iddia edenlerin hüsnüniyetlerini himaye etmemektedir... Medeni Kanunumuzun metin ve ruhundan başka türlü bir netice çıkarılmasına imkan yoktur..." hükmü yer almakta olup, anılan hükümle, ayırt etme gücünden yoksun olan kişilerin tasarruflarının geçersiz olduğu açıkça vurgulanmıştır.
Somut olayda, alacaklının, bonoya dayalı olarak, bonoda keşideci konumunda olan muris ... aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlattığı, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği, ancak ... İcra Hukuk Mahkemesi"nin 02.01.2014 tarih ve 2013/136 E- 2014/1 K. sayılı kararı ile; borçluya vasi atandığı halde vasi yerine borçluya ödeme emri tebliğ edildiği gerekçesiyle ödeme emrinin iptaline karar verildiği, keşideci borçlunun 19.04.2013 tarihinde ölümü sonrasında, bu kez aynı bonoya dayalı olarak borçlunun mirasçılarına karşı genel haciz yolu ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, mirasçı borçlu ... tarafından süresinde yapılan itiraz üzerine, icra müdürlüğünce takibin durdurulduğu, alacaklının itirazın kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiği, borçlunun cevap dilekçesinde, sair iddiaları ile birlikte, senedin tanzim tarihinde keşideci murisin akıl sağlığının ve fiil ehliyetinin bulunmadığını, vesayet altına alındığını ileri sürdüğü, mahkemece; mirasçının ancak mirası reddettiğini veya borcu ödediğini belirterek takibe itiraz edebileceği gerekçesi ile davanın kabulüne ve itirazın kaldırılmasına karar verildiği görülmektedir.
... Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 23.12.2011 tarih ve 2011/628 E- 2011/671 K. sayılı kararı ile, ... Devlet Hastanesi tarafından düzenlenen sağlık kurulu raporu ve TMK.nun 409/2. maddesi dikkate alındığında, vasi tayininin gerektiği gerekçesiyle keşideci muris ..."a TMK.nun 405. maddesi gereğince vasi atandığı görülmektedir.
Borçlu icra müdürlüğüne başvurusunda borca itiraz ettiği gibi, yargılama sırasında da murisi ..."un, bononun düzenlendiği tarihte fiil ehliyetinin bulunmadığını ve dolayısıyla senedin hükümsüz olduğunu ileri sürmüş olup, hukuki işlemlerde, tarafların fiil ehliyeti kamu düzenine ilişkin olduğundan, bu hususun mahkemece re"sen dikkate alınması zorunludur.
O halde mahkemece, keşideci muris ..."un bononun düzenlendiği tarih itibariyle fiil ehliyetine engel bir akıl hastalığının olup olmadığı araştırılmalı, muris hakkındaki raporlar ile varsa tedavi evrakları, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı veya tam teşekküllü bir devlet hastanesine gönderilerek, keşideci konumunda olan murisin, bononun düzenlenme tarihi itibariyle fiil ehliyetinin bulunup bulunmadığı belirlenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09/11/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.