20. Hukuk Dairesi 2015/4382 E. , 2016/10606 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili, 14/09/2012 havale tarihli dilekçesiyle; müvekkillerinden ...’ın 1/2 hisse oranında maliki olduğu 1745 ada 1 (yeni 164 ada 108) yine müvekkillerinden ...’ın 1/2 hisse oranında maliki olduğu 1742 ada 1 (yeni 164 ada 105) sayılı parsellerin kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kaldıkları gerekçesiyle tapu kayıtlarının sırasıyla 2005 ve 2006 yıllarında kesinleşen mahkeme kararıyla iptal edilmesi nedeniyle müvekkillerinin uğradığı zarardan TMK’nın 1007. maddesi uyarınca Hazinenin sorumlu olduğunu belirterek şimdilik ... için 100.000,00.-TL; ... için 200.000,00.-TL olmak üzere toplam 300.000,00.-TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden tahsiline karar verilmesi isteğiyle dava açmıştır. Daha sonra 27/05/2014 tarihli harçlı ıslah dilekçesiyle tazminat isteğini toplamda 934.092.05.-TL’ye yükseltmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne ve 291.449,00.-TL tazminatın davalı Hazineden alınarak davacı ...’a; 642.643,05.-TL tazminatın davalı Hazineden alınarak davacı ... mirasçılarına miras payları oranında dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesi uyarınca tazmini isteğine ilişkindir.
Tazminat isteğine dayanak taşınmazlardan, 1745 ada 1 parsel sayılı taşınmaz arsa vasfıyla ve 9155,40 m² yüzölçümüyle 1/2 hisse oranında davacı ... ile dava dışı ... İnşaat ve Sanayi A.Ş. adına kayıtlı iken, ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 13/10/2004 tarih ve 2003/166 – 2004/793 sayılı kararıyla 1745 ada 1 sayılı parselin orman tahdidi içinde kaldığı gerekçesiyle, taşınmazın davalı ... adına olan 1/2 payın tapu kaydının iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş ve bu karar temyiz edilmeksizin 26/05/2005 tarihinde kesinleşmiştir. 1742 ada 1 parsel sayılı taşınmaz ise, arsa vasfıyla ve 11.470,00 m² yüzölçümüyle tamamı davacı ... adına kayıtlı iken, ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 13/12/2005 tarih ve 2002/721 – 2005/1643 sayılı kararı ile 1742 ada 1 sayılı parselin orman tahdidi içinde kaldığı gerekçesiyle ... adına olan tapu kaydının iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tesciline karar verilmiş ve bu kararda temyiz edilmeksizin 14/07/2006 tarihinde kesinleşmiştir.
Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki, tapu kaydının iptali ile davacı tarafın malvarlığında oluşan gerçek zarara ilişkin tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihi zararın meydana geldiği tapu iptal kararlarının kesinleştiği 26/05/2005 ve 14/07/2006 tarihleri olup, bu tarihlere göre taşınmazların değeri, değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle tazminat miktarının belirlenmesi gerekirken, mahkemece taşınmazların dava tarihindeki değeri hükme esas alındığı gibi bilirkişilerce emsal olarak seçilen parselin satış tarihi değerlendirme tarihlerinden sonraki satışlıdır. Bundan başka ilk keşifte görev alan bilirkişi kurulu ile ikinci keşifte
görev alan bilirkişi kurul raporu taşınmazın değeri hususunda birbiriyle yüksek oranda çelişkili olduğu halde çelişki yöntemince giderilmeden hüküm kurulmuştur.
O halde sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için, taraflara dava konusu taşınmazlara mümkünse aynı beldeden ve 1745 ada 1 parsel yönünden değerlendirme tarihi olan 26/05/2005 tarihinden; 1742 ada 1 parsel yönünden ise değerlendirme tarihi olan 14/07/2006 tarihinden önceki yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınmalı, lüzumu halinde re"sen emsal celbi yoluna gidilmeli, dava konusu taşınmazların değerlendirme tarihleri itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulmalı, ayrıca dava konusu taşınmazların; imar planındaki konumu, imar planının ölçeği ve onaylama tarihi ile dava konusu taşınmazların emsallere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmazlar ile emsal taşınmazların Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından re"sen belirlenen emlak vergisine esas metrekare değeri ilgili belediye başkanlığından ayrı ayrı sorularak ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtildikten sonra önceki bilirkişiler dışında yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılıp dava konusu taşınmazların değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu taşınmazların değeri belirlenip oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 14/11/2016 günü oy birliği ile karar verildi.