Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/9946
Karar No: 2016/10605
Karar Tarihi: 14.11.2016

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/9946 Esas 2016/10605 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2015/9946 E.  ,  2016/10605 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili ile davalı Hazine temsilcisi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava konusu taşınmazların bulunduğu yörede 1996 yılında yapılıp 20/12/1996 ilâ 20/01/1997 tarihleri arasında ilân edilen kadastro sırasında Yamanlı Köyü, 123 ada 167, 169 ve 131 ada 40 parsel sayılı sırasıyla 5300,00 m²; 14.100,00 m² ve 4.058.139,00 m² yüzölçümündeki taşınmazlardan 123 ada 167 ve 169 sayılı parseller “Ham toprak ve çayırlık”, 131 ada 40 sayılı parsel ise orman vasıflarıyla Hazine adına tespit ve itirazsız kesinleşerek tapuya tescil edilmişlerdir.
    Davacılar 14/09/2004 havale tarihli dilekçeleriyle, 131 ada 40 parsel içinde yaklaşık 5 dönümlük bölümünün, 123 ada 167 ve 169 sayılı parsellerin ise tamamının adlarına yarı oranında hisseli olarak tescili isteğiyle irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmışladır.
    Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın reddine karar verilmiş, davacı ...’ın temyizi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 07/12/2009 tarih ve 2009/15980 – 2009/18107 sayılı kararı ile hüküm 131 ada 40 sayılı parsel yönünden onanmış, 123 ada 167 ve 169 sayılı parseller yönünden ise bozulmuştur.
    Bozma kararında özetle; “Yapılan araştırmanın yetersiz olduğu açıklanarak yöntemine uygun şekilde orman ve zilyetlik araştırması ile vergi kaydı uygulaması yapılması gerektiğine” değinilmiştir.
    Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, dava konusu 123 ada 167 sayılı parsel yönünden davanın reddine, 123 ada 169 parsel yönünden ise davanın kabulüne ve ... köyü, 123 ada 169 sayılı parselin tapu kaydının iptali ile 1/2 hisse oranında davacılar adına tapuya tesciline karar verilmiş, davalı Hazinenin 123 ada 169 sayılı parsele yönelik temyiz itirazları üzerine hüküm anılan parsel yönünden ikinci kez bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Bozma kararının gereklerinin yerine getirilmediği ve taşınmazın sadece krokide (B) harfi ile gösterilen bölümü yönünden inceleme yapılarak hüküm kurulduğu açıklanarak, önceki bozma gibi yöntemine uygun şekilde orman ve zilyetlik araştırması ile vergi kaydı uygulaması yapılması gerektiğine” değinilmiştir.
    Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne ve dava konusu Yamanlı köyü, 123 ada 169 parsel sayılı taşınmazın, bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfiyle gösterilen 9857,06 m² yüzölçümlü bölümünün tapu kaydının iptali ile son parsel sayısıyla 1/2 hisse oranında davacılar adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacılar vekili ile davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, zilyetlik nedeniyle kadastrodan önceki hukukî sebeplere dayanılarak 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesindeki on yıllık hak düşürücü süre içinde açılan tapu iptali ve tescile ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 1996 yılında 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi gereğince orman kadastrosu ve 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması yapılmıştır. Genel arazi kadastrosu işlemi ise, 1996 yılında yapılıp, 20.01.1997 tarihinde kesinleşmiştir.
    1) Davalı Hazine temsilcisinin krokide (A) harfiyle gösterilen 9857,06 m² yüzölçümündeki bölüm hakkındaki temyiz itirazları yönünden,
    İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada krokide (A) harfiyle gösterilen 9857,06 m² yüzölçümündeki taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilen davacı kişiler yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davalı Hazine temsilcisinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile krokide (A) harfiyle gösterilen 9857,06 m² yüzölçümündeki taşınmaz hakkındaki usul ve kanuna uygun olan hükmün onanması gerekmiştir.
    2) Davacılar vekilinin krokide (B) harfiyle gösterilen 4242,94 m² yüzölçümündeki bölüme yönelik temyiz itirazlarına gelince;
    Mahkemece krokide (B) harfi ile gösterilen 4242,94 m² yüzölçümündeki bölümün yalnızca çayırlık olarak hayvan otlatmak maksadıyla kullanıldığı, bu şekilde kullanımın zilyetlik olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle bu bölüm yönünden davanın reddine karar verilmiştir. Şüphesiz hayvan otlatmak suretiyle sürdürülen zilyetlik, ekonomik amaca uygun ve iktisap sağlayıcı bir zilyetlik olarak kabul edilemez. Ne var ki, taşınmazın kullanımına ilişkin mahkemece varılan sonuç dosya kapsamı ile çelişmektedir. Şöyle ki, orman bilirkişi tarafından 1985 tarihli hava fotoğrafında bu bölümün çayırlık vasfında olduğu, ziraatçı bilirkişi tarafından da hali hazırda çayırlık vasfında olduğu, yerel bilirkişiler tarafından ise bu bölümün davacılar tarafından otu biçilerek kullanıldığı bildirilmiştir. Ayrıca davacıların dayandığı 1938 tarih 849 ve 850 tahrir numaralı vergi kaydının bu bölümü de kapsadığı mahkemece yapılan uygulama ile tespit edilmiş olup bu husus mahkemenin de kabulündedir. Bundan başka bu bölümün orman veya mera veya yaylak parselleriyle komşuluğu bulunmamaktadır.
    Kendi kendine yetişen otundan yararlanılan çayır niteliğindeki taşınmazlar tarım arazisidir. (Mülga 1617 sayılı Toprak ve Tarım Reformu Ön Tedbirler Kanununun 2. maddesi ve 3083 sayılı Sulama Alanlarında Arazi Düzenlenmesine Dair Tarım Reformu Kanununun 2/B maddesi.) Çayır ve mera eş anlamlı sözcükler değildir. Buna göre otu biçilerek kullanılan çayır niteliğindeki bu taşınmaz özel mülkiyete konu olabilecek nitelikteki yerlerdendir. Zilyedin uzun süre taşınmazın otlarını biçip bunları hayvan yetiştiriciliğinde kullanarak ekonomik yarar sağlayacak biçimde değerlendirmesi zilyedin bu yer de malik sıfatıyla zilyet olduğu sonucunu doğurur.
    Hal böyle olunca; mahkemece krokide (B) harfiyle gösterilen 4242,94 m² yüzölçümündeki bölümün özelliği itibariyle ot biçmek suretiyle sürdürülen zilyetliğe değer verilerek zilyetlik ile iktisap şartlarının da oluştuğu gözönünde bulundurulmak suretiyle bu bölüm yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yerel bilirkişilerin “bu bölümün otunu biçerek hayvanlarını beslemek için kullanmışlar” şeklinde ki beyanı “hayvan otlatma” olarak yanlış değerlendirilerek bu bölüm yönünden davanın reddine karar verilmiş bulunması usûl ve kanuna aykırıdır.
    SONUÇ: 1) Yukarıda birinci bentde açıklanan nedenlerle; davalı Hazine temsilcisinin krokide (A) harfiyle gösterilen 9857,06 m² yüzölçümündeki bölüme yönelik temyiz itirazlarının reddi ile bu bölüm yönünden hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına,
    2) İkinci bentde açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin krokide (B) harfiyle gösterilen 4242,94 m² yüzölçümündeki bölüme yönelik temyiz itirazlarının kabulüyle, bu bölüm yönünden hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 14/11/2016 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi