14. Hukuk Dairesi Esas No: 2010/3103 Karar No: 2010/4119
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2010/3103 Esas 2010/4119 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2010/3103 E. , 2010/4119 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 04.03.2009 gününde verilen dilekçe ile irtifak hakkına elatmanın önlenmesi ve kal istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 07.12.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, 154 KW"lık ... EİH. güzergahındaki davalıya ait 1423 ada 880 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki binanın irtifak hakkına taşkın şekilde inşaa edildiğini ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve kal isteğinde bulunmuştur. Davalı davanın reddini savunmuş, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar davalı tarafından temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık, 1423 ada 880 parsele ilişkindir. İncelenen tapu kayıt örneğinden taşınmazda davalının 67/2400 payı olduğu, davalı dışında başka paydaşlarında bulunduğu anlaşılmıştır. Kısaca, 1423 ada 880 parsel paylı mülkiyet rejimine tabidir. Türk Medeni Kanununun 688. maddesinde paylı mülkiyet, “birden çok kimsenin maddi olarak bölünmüş olmayan bir şeyin tamamına belli paylarla malik olmaları” şeklinde ifade edilmiştir. Bu tanımlamaya göre, paylı mülkiyetin söz konusu olabilmesi için; birden fazla kişinin bir mala paylı malik bulunması ve bu malın malikleri arasında maddi olarak paylaşılmış olunmaması gerekir. Paylı mülkiyette mülkiyet hakkına sahip birden ziyade kişi olmasına rağmen eşya üzerinde tek bir mülkiyet hakkı mevcuttur. Dolayısıyla, 1423 ada 880 sayılı parsel tapuda her ne kadar “tarla” niteliği ile kayıtlı olsa da keşfen üzerinde bulunduğu saptanan ve yıkımına karar verilen binada Türk Medeni Kanununun 718. maddesi uyarınca diğer kayıt maliklerinin de hakları mevcuttur. Zira, arazi mülkiyetinin kapsamına yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer. Binadaki yıkım işlemi diğer paydaşların hukukunu doğrudan etkileyeceğinden onlar davada taraf durumunu almadan yapıya yıkım kararı verilemez. Karar açıklanan nedenlerle bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 09.04.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.