16. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/4788 Karar No: 2016/5850 Karar Tarihi: 26.05.2016
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2015/4788 Esas 2016/5850 Karar Sayılı İlamı
16. Hukuk Dairesi 2015/4788 E. , 2016/5850 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : UYGULAMA KADASTROSU KANUN YOLU : TEMYİZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Uygulama kadastrosu sırasında ... Köyü çalışma alanında bulunan ve tapuda davalılar ... ve müşterekleri adına kayıtlı olan eski 309 parsel sayılı 7.100 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz 180 ada 4 parsel numarası ile ve 7.859,45 metrekare yüzölçümlü olarak, davacı ... adına kayıtlı bulunan eski 308 parsel sayılı 9.000 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz 180 ada 3 parsel numarası ile ve 8.019,26 metrekare yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir. Davacı ..., uygulama kadastrosu sırasında taşınmazının eksik ölçüldüğü ve eksikliğin davalılara ait taşınmazdan kaynaklandığı iddiası ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, dava konusu 180 ada 4 parsel sayılı taşınmazın 14.11.2014 tarihli bilirkişi raporu ve ekindeki krokisinde (A) harfi ile gösterilen 831,57 metrekarelik bölümünün iptali ile 180 ada 3 parsele ilave edilmek sureti ile 180 ada 3 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün 8.851,05 metrekare olarak tespiti ve tapuya tesciline, 180 ada 4 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün 7.027,88 metrekare olarak tespiti ve tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalılar ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, dava konusu taşınmazın fen bilirkişisi tarafından düzenlenen rapor ve eki olan krokide (A) harfi ile gösterilen bölümünün iptali ile davacıya ait 180 ada 3 parsel sayılı taşınmaza ilave edilmek sureti ile tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş ise verilen karar usul ve yasa hükümlerine uygun bulunmamaktadır. Davacı; uygulama kadastrosu sırasında kendisine ait taşınmazın yüzölçümünün eksildiği iddiası ile dava açmıştır. Gerek davacının keşifteki kendi beyanları, gerekse tespit bilirkişileri ve tanık beyanlarına göre dava konusu taşınmazın öncesinde Hazine adına tapuda kayıtlı olup davacı ve davalı tarafça müştereken kullanıldığı, 2005 yılında davacının taşınmazı Hazine"den satın alarak taşınmazı fen memuruna ölçtürdüğü ve bu ölçüme göre belirlenen taşınmazın sınırına beton direk ve tel örgü çektiği, bu durumda mahkemece kabul kararı verilen (A) harfi ile gösterilen taşınmazın davalılara ait taşınmaz tarafında kaldığı ve bu bölümde davacının zilyetliğinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Uygulama kadastrosunun genel amacı, teknik açıdan yetersiz kalan, uygulama niteliğini kaybeden, eksikliği görülen veya zemindeki sınırları gerçeğe uygun göstermediği anlaşılan kadastro haritalarının yenilenmesi ve uygulanabilir hale getirilmesi olup; mülkiyet ihtilaflarını canlandırmak veya çözmek değildir. Davacı taraf kendisine ait olan taşınmazın bir bölümünün davalılar adına tescil edildiği ve bu bölümün adına tesciline karar verilmesini talep etmiş olmakla; ihtilafın mülkiyete ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Mülkiyet ihtilafının varlığı halinde uygulama kadastrosu ile ilgili dava kapsamında bu ihtilafın çözümlenemeyeceği ve kesinleşen tespitlere karşı Kadastro Mahkemesinin görevli olmadığı göz önünde bulundurularak davanın mahkemenin görevsizliği nedeni ile usulden reddine karar vermek gerekirken esasa girilerek yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, davalılar ... vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalılara iadesine, 26.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.