23. Hukuk Dairesi 2019/1153 E. , 2020/3382 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
ASIL VE BİRLEŞEN DAVADA
ASIL DAVADA
BİRLEŞEN DAVADA
Taraflar arasındaki asıl davada kooperatif üyeliğinin tespiti, birleşen davada kooperatif üyesi olmadığının tespiti davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın reddine, birleşen davanın esastan reddine yönelik verilen hükmün asıl ve birleşen davada davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde asıl ve birleşen davada davacı vekili Av. Ferhat Tekin gelmiş tebligata rağmen diğer taraftan gelen olmadığından onların yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Asıl davada davacı vekili, müvekkilinin, ...’dan A blok zemin kat 1 no.lu bağımsız bölümü satın alırken bu bağımsız bölümün bir kooperatif ile ilişkili olduğunu ve ortaklık payı devraldığını bilmediğini, bu yönde bir iradesi de bulunmadığını, buna rağmen davalı kooperatif yönetiminin, müvekkilinin henüz reşit olmuş oğluna hazirun cetvelini imzalattırarak, müvekkilini genel kurula katılmış gibi gösterdiğini ileri sürerek, müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi olmadığının, aidat ve aidat dışında kooperatif üyeliğine dayalı herhangi bir borcu bulunmadığının tespitini talep ve dava etmiş, ... aleyhine açılan birleşen davada ise, taşınmazı davalıdan satın alırken kooperatif üyeliğini de devralmadığının, kooperatif üyeliğine dayalı bir borcu bulunmadığının, var ise aidat borçlarından davalının sorumlu olduğunun tespitini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı kooperatif vekili, davacının kooperatif üyesi olduğunun daha önceki bir mahkeme kararıyla tespit edildiğini, genel kurul toplantılarına katıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada davalı ..., kooperatif üyeliğini davacıya devrettiğini, davacının devir sırasında aidat ve trafo bedeli borcunu kooperatif başkanına ödediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, davacının taşınmazı satın aldığı birleşen davada davalı ...’dan kooperatif üyeliğini de devraldığı, üyesi bulunduğu davalı kooperatife 2.600,00 TL iadat ve 526,50 TL gecikme faizi borcu olduğu, birleşen davadaki talepler yönünden ...’a husumet yöneltilemeyeceği gerekçesiyle, asıl davada davacının davalı kooperatife ortak olduğunun ve 2.600,00 TL aidat ve 526,50 TL gecikme faizi borcu bulunduğunun tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesi kararına karşı, asıl ve birleşen davalarda davacı vekili ile asıl davada davalı kooperatif vekili tarafından, istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin 26.10.2018 tarih ve 1050 E., 1187 K. sayılı ilamıyla, davacının birleşen davaya yönelik istinaf itirazlarının reddine, asıl dava yönünden yapılan incelemede; davacının 11.09.2005 tarihli genele kurula katılarak hazirun cetvelini imzaladığı, daha önce kooperatif aidat alacaklarının tahsili amacıyla hakkında açılan bir davada, tespit edilen aidat borcunun tahsiline hükmedildiği ve kararın temyiz edilmeksizin kesinleştiği, bu davada kooperatif ortaklığının davacı tarafça benimsendiği, buna göre, davacının kooperatif ortağı olduğu yönündeki ilk derece mahkemesi hükmünün isabetli olduğu, davacının istinaf itirazlarının yerinde olmadığı, asıl davada kooperatif ortağı olunmadığının ve kooperatife borçlu bulunulmadığının tespitinin istenilmiş olmasına ve mahkemece sonuç olarak bu taleplerin reddedilmiş olmasına göre, davanın reddine karar verilerek, davalı kooperatif lehine vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmesi gerekirken, aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığı belirtilerek, davacı vekilinin asıl ve birleşen davada verilen hükme yönelik istinaf itirazlarının reddine, davalı kooperatif vekilinin asıl davada verilen hükme yönelik istinaf itirazlarının kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, asıl davanın reddine ve vekalet ücreti ile yargılama giderlerinden davacının sorumlu tutulmasına karar verilmiştir.
Bu karara karşı süresinde, asıl ve birleşen davada davacı vekilince temyiz yoluna başvurulmuştur.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl ve birleşen davada davacı vekilinin tüm temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi kararına ilişkin asıl ve birleşen davada davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, Yargıtay duruşmasında vekalet ile temsil olunmayan davalıya vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğininde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 11.03.2020 kesin olarak oy birliği ile karar verildi.