Hukuk Genel Kurulu 2018/18 E. , 2020/486 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mah.Sıf.)
1. Taraflar arasındaki “alacak” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Kırıkkale 2. Asliye Hukuk Mahkemesince (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) verilen davanın kabulüne ilişkin karar, davalı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 13. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
2. Direnme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi:
4. Davacı vekili 11.12.2014 havale tarihli dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı banka nezdinde konut kredisi kullandığı sırada çeşitli adlar altında toplam 2.775,00TL haksız kesinti yapıldığını ve bu bedellerin iadesi gerektiğini ileri sürerek öncelikle haksız kesilen 2.000,00TL’nin yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 07.04.2015 havale tarihli ıslah dilekçesiyle talebini 2.725,00TL olmak üzere artırmıştır.
Davalı Cevabı:
5. Davalı vekili 23.03.2015 havale tarihli cevap dilekçesinde; müvekkilinin tacir olup yaptığı işlemlerle ilgili masraf ve ücret istemesinin yasal olduğunu, sözleşmeden önce davacının yapılacak tüm kesintiler konusunda bilgilendirildiğini, kredi kullanımı sırasında hiçbir itirazda bulunulmamışken uzunca bir süre sonra iade talebinde bulunulmasının iyi niyet kurallarına aykırılık teşkil ettiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme Kararı:
6. Kırıkkale 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) 28.04.2015 tarihli ve 2014/1204 E., 2015/140 K. sayılı kararı ile; bilirkişi raporu ile tespit edilen 2.725,00TL kesintinin haksız şart oluşturduğu ve davacıya iadesinin gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Özel Daire Bozma Kararı:
7. Kırıkkale 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
8. Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 04.09.2015 tarihli ve 2015/26864 E., 2015/25450 K. sayılı kararı ile;
“1-28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 68.maddesine göre; "Değeri iki bin Türk Lirasının altında bulunan uyuşmazlıklarda ilçe tüketici hakem heyetlerine, üç bin Türk Lirasının altında bulunan uyuşmazlıklarda il tüketici hakem heyetlerine, büyük şehir statüsünde bulunan illerde ise iki bin Türk Lirası ile üç bin Türk Lirası arasındaki uyuşmazlıklarda il tüketici hakem heyetlerine başvuru zorunludur. Bu değerlerin üzerindeki uyuşmazlıklar için tüketici hakem heyetlerine başvuru yapılamaz". Bu madde uyarınca değeri iki bin Türk Lirasının altında bulunan uyuşmazlıklarda ilçe tüketici hakem heyetlerine, üç bin Türk Lirasının altında bulunan uyuşmazlıklarda il tüketici hakem heyetlerine, büyük şehir statüsünde bulunan illerde ise iki bin Türk Lirası ile üç bin Türk Lirası arasındaki uyuşmazlıklarda il tüketici hakem heyetlerine başvuru zorunludur. Bu husus dava şartı olup, Tüketici Mahkemelerince re"sen dikkate alınması gerekir. Hal böyle olunca da mahkemece, uyuşmazlığın esasına girilmeksizin dava dilekçesinin dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken, mahkemece; uyuşmazlığın tüketici mahkemesince çözümlenmesi gerektiği kabul edilerek ve davanın esasına girilerek hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Direnme Kararı:
9. Kırıkkale 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) 29.12.2015 tarihli ve 2015/856 E., 2015/802 K. sayılı kararı ile; davacıdan yapılan kesintinin haksız şart oluşturduğu ve dava tarihi itibariyle davacının Kırıkkale İli, Yahşihan ilçesinde ikamet ettiği, alacağın miktarı itibariyle Yahşihan İlçesi, Tüketici Hakem Heyeti Başkanlığına müracaat edilemeyeceği gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme Kararının Temyizi:
10. Direnme kararı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
II. UYUŞMAZLIK
11. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davacının, dava dilekçesinde ikamet adresini Kırıkkale ili, Yahşiyan ilçesi olarak belirttiği somut olayda, 2.775,00TL alacak miktarı itibariyle tüketici mahkemelerine başvurmasının mümkün olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
III. GEREKÇE
12. Uyuşmazlığın çözümünde öncelikle 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun"dan doğan uyuşmazlıkların çözüm mercii konusuna değinmek gerekir.
13. 6502 sayılı Kanun’un 66. maddesinde; Gümrük ve Ticaret Bakanlığının, tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara çözüm bulmak amacıyla il merkezlerinde ve yeterlilik şartları yönetmelikle belirlenen ilçe merkezlerinde en az bir tüketici hakem heyeti oluşturmakla görevli olduğu belirtilmiş, aynı maddenin devam eden fıkralarında, hakem heyetlerinin nasıl oluşacağına yer verilmiştir.
14. Kanun’un "Başvuru" başlıklı 68. maddesi ise "Tarafların İcra ve İflas Kanunundaki hakları saklı olmak kaydıyla; değeri iki bin Türk Lirasının altında bulunan uyuşmazlıklarda ilçe tüketici hakem heyetlerine, üç bin Türk Lirasının altında bulunan uyuşmazlıklarda il tüketici hakem heyetlerine, büyükşehir statüsünde bulunan illerde ise iki bin Türk Lirası ile üç bin Türk Lirası arasındaki uyuşmazlıklarda il tüketici hakem heyetlerine başvuru zorunludur. Bu değerlerin üzerindeki uyuşmazlıklar için tüketici hakem heyetlerine başvuru yapılamaz." şeklindedir.
15. Madde metninden anlaşıldığı üzere 6502 sayılı Kanun belli bir miktarın altındaki uyuşmazlıklar için tüketici hakem heyetine başvuruyu zorunlu kılmıştır. Bu parasal sınır her yıl "yeniden değerlenme oranına" göre artmaktadır (m. 68/IV). Parasal değerin belirlenmesinde uyuşmazlığın başvuru tarihindeki değeri esas alınır. İl ve ilçe tüketici hakem heyetleri arasındaki tek fark görev alanına ilişkin parasal sınırdır (Yılmaz /Yardım M.: 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun, Milli Şerh, İstanbul 2016, s. 1127).
16. Tüketici ile satıcı ve sağlayıcı arasında çıkan uyuşmazlıkların daha hızlı ve daha az masrafla çözümlenmesini sağlamak, aynı zamanda da tüketici mahkemelerinin iş yükünün hafifletilmesi amacıyla tüketici sorunları hakem heyetleri kurulmuş ve kanun koyucu tüketici hakem heyetlerinin atıl duruma düşmesini engellemek ve kaynakların daha hızlı ve etkin şekilde çalışmasını sağlamak amacıyla belli miktarın altında kalan uyuşmazlıklarda hakem heyetine başvurulmasını zorunlu kılmıştır. Kanun hükmü emredici mahiyette olup tüketiciye tercih hakkı tanımamıştır.
17. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 29.11.2018 tarihli, 2017/13-1707 E., 2018/1805 K. sayılı kararında da aynı ilkeler benimsenmiştir.
18. Bu noktada tüketici hakem heyetlerinin çalışma prensiplerine de kısaca değinilmesi faydalı olacaktır.
19. 27.10.2014 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Tüketici Hakem Heyetleri Yönetmeliği’nin 18. maddesine göre “Tüketici hakem heyeti incelemeyi, raportör tarafından hazırlanan rapor ve ilgili belgelerin yer aldığı dosya üzerinden yapar. Gerekli görmesi hâlinde tüketici hakem heyeti ayrıca tarafları ve bilirkişiyi dinler.”
20. Anılan Yönetmelik’in 19. maddesine göre de “Tüketici hakem heyeti çözümü özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut re’sen, bilirkişinin görüşünün alınmasına karar verebilir.”
21. Tüketici hakem heyetleri kural olarak taleple bağlıdır. Bununla birlikte başvurunun yapıldığı tarihte uyuşmazlık miktarının tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olmadığı durumlarda Yönetmelik’in 22. maddesi çerçevesinde başvuru sahibinin hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktarı belirtmesi ve inceleme sürecinde uyuşmazlık miktarının bilgi veya belgelerle tam olarak tespit edilmesi hâlinde talep edilen miktardan daha fazlasına veya daha azına tüketici hakem heyetince karar verilebilir. Verilen kararın her halükârda 6. maddede belirtilen parasal sınırlar dâhilinde olması gerekir.
22. Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde; uyuşmazlık miktar itibari ile tüketici sorunları hakem heyetinin görev sınırı dâhilinde olup, Yerel Mahkemece tüketicinin ikametgâhının ilçe olduğundan bahisle, il hakem heyetine başvurma zorunluluğu göz ardı edilerek işin esası hakkında hüküm tesisi yerinde görülmemiştir.
23. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında, direnme kararının Yönetmelik’e aykırı ancak 6502 sayılı Kanun’a uygun olduğu, bu nedenle kararın onanması gerektiği görüşü ileri sürülmüş ise de, bu görüş Kurul çoğunluğunca benimsenmemiştir.
24. Sonuç itibariyle, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uymak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
25. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
IV. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun Geçici 3. maddesine göre uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA,
İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,
Aynı Kanun’un 440/III-1. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 30.06.2020 tarihinde oy çokluğu ile ve kesin olarak karar verildi.