17. Hukuk Dairesi 2009/5716 E. , 2010/42 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki rücuen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili şirkete trafik sigortalı olan davalının maliki olduğu aracın karıştığı kaza nedeniyle 3.şahsa tazminat ödemesi yapıldığını, sigortalı aracın alkollü kullanılması nedeniyle rücu hakları bulunduğunu ileri sürerek; 5.650.-TL"nin ödeme tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevabında, kazanın alkolden meydana gelmediğini, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalının alkollü ve tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Davacı Başak Sigorta AŞ davalının trafik sigortacısı olup, davalıya ait aracın sürücüsü de olduğu anlaşılan sigortalı ..."ın 124 promil alkollü olduğu dosya içindeki 5.3.2006 tarihli alkol tespit tutanağından anlaşılmaktadır.
2918 sayılı KTK"nun 48.maddesinde; alkollü içki almış olmaları nedeniyle güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu ifade edilmiştir.
Karayolları Trafik Yönetmeliği"nin "uyuşturucu ve keyif verici maddeler ile içkilerin etkisinde araç sürme yasağı" başlıklı 97.maddesinde; alkollü içki almış olması nedeniyle güvenli sürme yeteneğini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu açıklandıktan sonra konu ile ilgili olan "b-2" bendinde "alkollü içki almış olarak kandaki alkol miktarına göre araç sürme yasağı" kenar başlığı altında, alkollü içki almış olarak araç kullandığı tespit edilen diğer araç sürücülerinden kandaki alkol miktarı 0,50 promil üstünde olanların araç kullanamayacakları açıklanmıştır.
Ayrıca ZMSS Genel Şartları"nın B.4/d maddesinde; tazminatı gerektiren olay, işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin veya motorlu aracın hatır için karşılıksız olarak kendilerine verilen kişilerin uyuşturucu veya keyif verici maddeler almış olarak aracı sevk ve idare etmeleri esnasında meydana gelmiş veya olay yukarıda sayılan kişilerin alkollü içki almış olmaları nedeniyle aracı güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş bulunmalarından ileri geliyorsa sigortacının sigorta ettirene rücu hakkı olduğu açıklanmıştır.
Bununla birlikte ZMSS Genel Şartları"nın B.4/d maddesinin dayanağını teşkil eden KTK"nun 48.maddesinin yasaklamayı düzenleyen ilk fıkrasında alkollü içki almış olması nedeniyle güvenli araç kullanma yeteneklerini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmeleri yasaklanmış olup, aynı maddenin 2.fıkrasındaki yönetmelik düzenlemesine olanak tanıyan hükümde, yasaklama yetkisi yönetmeliğe bırakılmış olmadığından, K.T.Yönetmeliği"nin 97.maddesinde, yukarıda anılan yasa hükmün tekrarlandıktan ve uyuşturucu veya keyif verici maddeler ile alkollü içkilerin oranlarının ne şekilde saptanacağı belirlendikten sonra, yasada yer alan hükmün dikkate almadan salt 0.50 promilin üstünde alınan alkol miktarına göre araç kullanma yasağı getirilmesinin yasal dayanağı bulunmadığından geçersiz bulunmaktadır. Geçersiz yönetmelik hükümlerinin yasaya aykırı bir şekilde genel şart olarak kabulü de mümkün değildir.
Yargıtay"ın yerleşik uygulamalarında, sürücünün aldığı alkolün oranının doğrudan doğruya sonuca etkisi bulunmadığından, mahkemece nöroloji uzmanı, hukukçu ve trafik konusunda uzman bilirkişilerden oluşan bilirkişi kurulu aracılığıyla olayın salt alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçeklemediğinin, alkol dışında başka unsurların da olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının saptanması, so-
nuçta olayın tek başına alkolün etkisiyle meydana geldiğinin saptanması durumunda, oluşan hasarın poliçe teminatı dışında kalacağı aksi halde davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği ilkesi benimsenmektedir. (YHGK 23.10.2002 gün 2002/11-768-840; YHGK 7.4.2004 gün ve 2004/11-257-212; YHGK"nun 2.3.2005 gün ve 2005/11-81-18; YHGK 14.12.2005 gün ve 2005/11-624-713)
Hasarın teminat dışı kalabilmesi için kazanın meydana geliş şekli itibariyle sürücünün salt (münhasıran) alkolün etkisi altında kaza yapmış olması gerekmektedir. Diğer bir anlatımla sürücünün alkollü olması tek başına hasarın teminat dışı kalmasını gerektirmez.
Bu durumda mahkemece yapılacak iş, kazanın münhasıran alkolün etkisi altında meydana gelip gelmediği üzerinde durulmalı, içinde nöroloji uzmanının da bulunduğu yeni bir uzman bilirkişi kurulundan rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 18.1.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.