Esas No: 2021/24161
Karar No: 2022/17922
Karar Tarihi: 22.12.2022
Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2021/24161 Esas 2022/17922 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Ceza Dairesi tarafından incelenen kararda, nitelikli yağma, cinsel saldırı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından yargılanan sanıkların basit kasten yaralama suçundan beraat ve düşme hükümleri kurulduğu belirtiliyor. Ayrıca, davaya katılma hakkı bulunan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına, yargılamanın başlatılması için re'sen ihbarda bulunulması zorunlu olup olmadığı da Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu tarafından değerlendirilmiş ve Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun'un 20/2. maddesi uyarınca davalardan haberdar edilmesinin zorunlu olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Anayasamızın “Kanun önünde eşitlik” başlıklı 10/2-3. maddesi ve Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun'un 2/d maddesi ile şiddet tanımı ve 20. maddesi ile davaya katılma hakkı konusu detaylı olarak açıklanmıştır.
"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇLAR : Nitelikli yağma, cinsel saldırı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜMLER : Hükümler kaldırılarak beraat ve düşme hükümleri kurulması
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Anayasamızın “Kanun önünde eşitlik” başlıklı 10/2-3. maddesinde;
“Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür.
Bu maksatla alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz ve çocuklar, yaşlılar, özürlüler, harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleri ile malul ve gaziler için alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı sayılmaz.” hükmüne yer verilmiştir.
6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un 2/d maddesinde yer alan “şiddet” tanımına göre;
“Kişinin, fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik açıdan zarar görmesiyle veya acı çekmesiyle sonuçlanan veya sonuçlanması muhtemel hareketleri, buna yönelik tehdit ve baskıyı ya da özgürlüğün keyfî engellenmesini de içeren, toplumsal, kamusal veya özel alanda meydana gelen fiziksel, cinsel, psikolojik, sözlü veya ekonomik her türlü tutum ve davranışı” ifade eder.
Aynı Kanun’un 20. maddesinin 2. fıkrasında da davaya katılma konusuyla ilgili olarak;
“Bakanlık, gerekli görmesi hâlinde kadın, çocuk ve aile bireylerine yönelik olarak uygulanan şiddet veya şiddet tehlikesi dolayısıyla açılan idarî, cezaî, hukukî her tür davaya ve çekişmesiz yargıya katılabilir.” hükmüne yer verilmiştir.
6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un 20/2. maddesi uyarınca davaya katılma hakkı bulunan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına yokluğunda yapılan yargılamaya ilişkin olarak mahkemelerce re'sen ihbarda bulunulmasının zorunlu olup olmadığı hususunda Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 13.12.2019 gün, 2019/6 Esas ve 2019/7 Karar sayılı içtihadı birleştirme kararı ile özetle; 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un 20/2. maddesi uyarınca, bu kanun kapsamına giren suçlarla ilgili olarak açılan ceza davalarında, kovuşturma evresinde mahkemesince; Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının davadan haberdar edilmesinin zorunlu olmadığı sonucuna ulaşılmakla yapılan incelemede,
5271 sayılı CMK'nın 288. maddesinin ''Temyiz, ancak hükmün hukuka aykırı olması nedenine dayanır. Bir hukuk kuralının uygulanmaması veya yanlış uygulanması hukuka aykırılıktır.'', aynı Kanunun 294. maddesinin ''Temyiz eden, hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini temyiz başvurusunda göstermek zorundadır. Temyiz sebebi ancak hükmün hukuki yönüne ilişkin olabilir.'' ve aynı Kanunun 301. maddesinin "Yargıtay, yalnız temyiz başvurusunda belirtilen hususlar ile temyiz istemi usule ilişkin noksanlardan kaynaklanmışsa, temyiz başvurusunda bunu belirten olaylar hakkında incelemeler yapar.'' şeklinde düzenlendiği de gözetilerek, katılan vekili temyiz dilekçesinde sanık ve suça sürüklenen çocukların beyanlarının çelişkili olduğu, eksik inceleme ile usul ve yasaya aykırı karar verildiği, istinaf mahkemesi kararının bozulması gerektiğini ileri sürmüş olmakla, anılan sebebe yönelik yapılan incelemede;
Sanıklar ve suça sürüklenen çocukların tüm aşamalarda suçlamaları kabul etmedikleri, mağdurun aşamalarda çelişkili beyanlarda bulunduğu, olay yerinde bulunan tanık ...’ın mağdurun cinsel istismara uğradığına dair görgüsünün olmadığı, mağdura ait HTS kayıtları incelendiğinde ise suç tarihinde saat 22.48’e kadar neredeyse saat başı iletişim bilgilerinin bulunduğu, rahatsız olduğu bir durum olduğunda gerekli yerleri arayabileceği anlaşılmakla tebliğnamedeki düzelterek onama isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine göre, sanıklar ve suça sürüklenen çocuklar hakkında cinsel saldırı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından kurulan beraat, sanıklar hakkında basit kasten yaralama suçundan kurulan düşme hükümlerinde ileri sürülen temyiz sebebi yönünden bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla istinaf istemi uyarınca kaldırılıp yeniden kurulan hükümlere dair verilen kararlar hukuka uygun bulunduğundan, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz isteminin reddiyle, 5271 sayılı CMK'nın 302/1. maddesi uyarınca, usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararlarına yönelik TEMYİZ İSTEMLERİNİN ESASTAN REDDİ ile tebliğnameye kısmen uygun olarak HÜKÜMLERİN ONANMASINA, dosyanın mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına iadesine, 22.12.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.