Taraflar arasında görülen davada Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 22.02.2013 tarih ve 2012/576-2013/73 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkilinin işyerinden 8 adet bono ve 123 adet müşteri çekinin çalındığını, dava konusu çek de dahil olmak üzere 123 adet çek hakkında ödemenin durdurulması kararının verildiğini, dava konusu çekin, çekin lehdarı olan Mercan Limited Şirketi"nden alındığını, davalı hamilin çeki kötü niyetli olarak iktisap ettiğini, müvekkili şirketin yetkili hamil olduğunu iddia ederek çekin iadesini, çalıntı çekle yapılan icra takibinin iptalini, çek bedellerinin ödenmesi halinde istirdadını talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının aktif dava ehliyeti bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, davacının aktif dava ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle davanın sıfat yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, çek istirdadına ilişkindir. Davacı, çekin hamili olduğunu, lehdarın beyaz cirosundan sonra çeklerin işyerinden çalındığını, bu hususta Cumhuriyet Savcılığı"na suç duyurusunda bulunulduğunu ileri sürerek işbu davayı açmıştır. Her ne kadar davacının çek üzerinde ismi yer almamış ise de; bu husus tek başına davacının aktif dava ehliyetinin olmadığı sonucunu doğurmaz. Dosya içindeki belgelerden, davacının dava konusu çekin başka çeklerle birlikte çalındığı hususunda Cumhuriyet Savcılığı"na suç duyurusunda bulunduğu anlaşıldığına göre, mahkemece işin esasına girilip 6762 sayılı TTK"nın 724. maddesindeki ve Factoring Yönetmeliği"nin 22-a maddesindeki koşulların oluşup oluşmadığı incelenerek neticesine göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın davacı yararına bozulmasına karar verilmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 15.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.