1. Hukuk Dairesi 2015/16909 E. , 2016/2760 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ-YIKIM-ECRİMİSİL
Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi, yıkım, ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerinin kabulüne, ecrimisil isteğinin reddine ilişkin olarak verilen karar bir kısım davalılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, elatmanın önlenmesi yıkım ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
Davacılar, kayden maliki oldukları 7632 ada 1 parsel sayılı taşınmaza, davalıların, bağımsız bölüm maliki oldukları 1219 ada 13 parsel sayılı taşınmazdaki binaya ait kanalizasyon borularını geçirmek suretiyle müdahale ettiklerini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteklerinde bulunmuşlardır.
Bir kısım davalılar davanın reddini savunmuşlar, davalı ... ... ile davalı ... savunma getirmemişlerdir.
Mahkemece, davalıların müdahalesinin haksız olduğu gerekçesiyle elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerinin kabulüne, kanalizasyon hattı nedeniyle davacıların herhangi bir zararı olmadığından ecrimisil isteğinin reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; arsa nitelikli 7632 ada 1 parsel sayılı taşınmazın davacılar adına kayıtlı olduğu, kat mülkiyeti kurulu 1219 ada 13 parsel sayılı taşınmazda ise davalıların bağımsız bölüm maliki oldukları, ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 1987/611 Esas sayılı ve 11.10.1988 tarihinde kesinleşen kararı ile 1219 ada 13 parsel lehine, 7632 ada 1 parsel aleyhine 10,42 m² lik kanalizasyon geçit hakkının tescline karar verildiği, eksikliğin tamamlanması ile getirtilen kayıt ve belgelerden davalı ... (...) ...’un dava tarihinden önce, 26.01.2009 tarihinde öldüğü anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki; dava ehliyeti davada taraf olma yeteneğidir. Dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HUMK) taraf ehliyetini tanımlamamış 38. maddesiyle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"na (TMK) yollamada bulunmakla yetinmiştir. Türk Medeni Kanunumuz ise, davada taraf olma ehliyetini, medeni haklardan yararlanma ehliyetinin bir parçası saymış, 8, 28, 47 ve 48. maddeleriyle bu yönde hükümler getirerek medeni haklardan yararlanma ehliyeti bulunan her gerçek ve tüzel kişinin davada taraf olma yeteneğini taşıdığını, her gerçek kişinin sağ doğmak koşuluyla ana rahmine düştüğü andan itibaren taraf ehliyetini kazanacağını ve yaşadığı sürece taraf ehliyetinin devam edeceğini belirtmiştir. Öte yandan gerçek kişinin ölümüyle medeni haklardan yararlanma ehliyeti ve buna bağlı olarak ta taraf ehliyetinin sona ereceği TMK"nin 28. maddesinin buyurucu nitelikteki hükmüyle açıklanmıştır. Dava tarihinden önce ölüm nedeniyle şahsiyeti son bulan kişinin taraf ehliyetini yitireceği kuşkusuzdur. Yine, 4.5.1978 tarih 1978/4-5 sayılı İçtihatları Birleştirme Kararında da dava tarihinden önce ölen kişinin taraf ehliyetini yitireceği, aleyhine dava açılamayacağı, dava tarihinde şahsiyeti sona ermiş olan kimsenin mirasçılarına ardıllık (halefiyet) kuralı uygulanamayacağından tebligat yapılmak veya dava ıslah edilmek suretiyle davaya devam edilemeyeceği vurgulanmış, içtihatlar bu doğrultuda kararlılık kazanmıştır.
Öte yandan; ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 1987/611 Esas sayılı ve 11.10.1988 tarihinde kesinleşen kararına göre kanalizasyon mecra hakkı tesis edilmiş olması nedeniyle haksız elatmadan söz edilemeyeceği kuşkusuzdur.
Hâl böyle olunca; davalı ... hakkındaki davanın ölü kişi aleyhine açılan dava dinlenemeyeceğinden diğer davalılar hakkındaki davanın ise esastan reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetsizdir.
Davalılar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... vekilleri ile dahili davalılar ..., ... ve ... vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 08.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.