Davacı, Yıldızeli Esnaf ve Sanatkarlar Odası üyeliğinin geçerli sayılması gerektiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre, davalının tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının oda yönetimince silinen kaydının Yıldızeli Asliye Hukuk Mahkemesince geçerli sayılması yönündeki kesinleşmiş karara rağmen Kurumun oda kaydı olmadığı konusundaki çıkardığı uyuşmazlığın giderilmesi istemine ilişkindir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden davacının 16.04.1997 tarihli giriş bildirgesi üzerine 07.01.1980 tarihinde başlayan oda kaydı esas alınarak 22.03.1985 tarihi itibariyle 1479 sayılı Yasa"ya tabi sigortalı olarak tescil edildiği, 1997 ve 1998 yıllarında prim ödediği bilahare 05.06.2003 tarihinde davalı Kurumca yapılan inceleme sonucunda davacının oda kaydının 04.03.1988 tarihli dilekçesine istinaden terkin edildiğinin öğrenilmesi üzerine sigortalılığının iptal edildiği, davacının bu dava ile 22.03.1985 tarihinden 07.06.2006 tarihleri arasındaki sigortalılığına geçerlilik tanınmasını amaçladığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece istemin kısmen kabulü ile davacının primlerini ödediği 21.4.1997-16.4.1998 tarihleri arasındaki dönemlerde isteğe bağlı Bağ kur sigortalısı olduğuna karar verilmiş ise de, bu sonuç usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır.
01.04.1972 tarihinde yürürlüğe giren, 1479 sayılı yasanın 24. maddesi ilk şekliyle, sigortalılığın oluşumu için, kendi ad ve hesabına bağımsız çalışma olgusunun gerçekleşmesi yanında, ayrıca, kanunla kurulu meslek kuruluşlarına kayıtlı olma koşulunu da aramıştır. Bu kuruluşlara kayıt tarihi ise, sigortalılığın başlangıcı yönünden, yasal karine kabul edilmiştir. 04.05.1979 tarihinde yürürlüğe giren 2229 sayılı yasa, Bağ-Kur’lu olabilme yönünden, söz konusu 24. maddenin öngördüğü meslek kuruluşlarına kayıtlı olma koşulunu kaldırmış, sadece yasanın temel ilkesi olan kendi ad ve hesabına çalışma koşulunun gerçekleşmesi durumunda, sigortalılığın oluşacağını yeterli görmüştür. Buna karşın, 20.04.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı yasa bağımsız çalışanların sigortalı olabilmeleri yönünden vergi yükümlülüğünü öngörmüş, vergiden muaf olanların da kanunla kurulu meslek kuruluşlarına kayıtlı olmaları durumunda yine sigortalı sayılacaklarını kabul etmiştir. Nihayet, 22.03.1985 yürürlük tarihli 3165 sayılı yasa, sigortalılığa karine yönünden vergi kaydının, bu kaydın bulunmaması veya vergiden muaf olunması halinde, esnaf ve sanatkar sicili veya kanunla kurulu meslek kuruluşu kayıtlarının esas alınacağını belirlemiştir.
Davacının Yıldızeli Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açtığı bu mahkemenin 24.3.2004 tarih 2003/266 Esas 2004/86 Karar sayılı 6.5.2004 tarihinde kesinleşmiş ilamı ile oda yönetiminin davacının oda kaydının silinmesi işleminin iptaline karar verildiği görülmüştür. Kurum 7.6.2003 tarihinde mahallinde yaptığı tetkikte davacının oda kaydının bulunmadığına dair tutanak tutarak giriş bildirgesini iptal etmiş, 9.5.2006 tarihli yazısında ise Asliye hukuk Mahkemesinde görülen bu davada taraf olmadıklarından kararın kendileri açısından bağlayıcı olmadığını davacıya bildirmiştir.
Uyuşmazlığın çözümü için vergi ve esnaf sicil kaydı bulunmamasına karşın geçerli bir oda kaydı bulunan davacının Bağ-Kur zorunlu sigortalısı sayılıp sayılmayacağının da tartışılması gerekir.
20.04.1982 ve 22.03.1985 tarihlerinde 2654 ve 3165 sayılı Yasalarla yapılan değişiklikler, önceki mevuzatın öngördüğü koşullara sahip olan sigortalıların sigortalılık niteliklerine son vermemekte değişikliklerin yürürlüğe girdiği tarihten sonra Bağ-Kur sigortalılığı niteliği kazananlar yönünden yeni düzenlemeler içermektedir. Tersinin kabulü, kazanılmış hakları ortadan kaldırmak olur ki, bu durumun kabulüne de yasaca ve hukukça olanak bulunmadığı açıktır. Davacının, sigortalılık niteliği kazanabilmesi için, meslek kuruluşuna kayıt tarihi olan 07.01.1980 tarihinde oluşturulmamış bir sicile üyeliği mümkün değildir.Sigortalılık niteliği taşımak ile sigortalı sayılma olgusu farklı kavramlar olduğundan ve ayrı değerlendirmelere tabi tutulacağından davacının sigortalılık niteliği taşıdığı odaya kayıt tarihinde esnaf sicil kaydı aranmadığından davacının oda kaydının bulunması sigortalılık niteliğinin varlığının kabulü için yeterlidir. HGK."nun 26.05.2004 günlü, E.10-317, K.317 sayılı Kararı da bu yöndedir.Bu durumda davacının 22.03.1985-07.06.2006 tarihleri arasında zorunlu Bağ-Kur sigortalısı olduğunun kabulü gerekir.
Somut olayda Kurumun uyuşmazlık çıkardığı Yıldızeli Esnaf ve Sanatkarlar Odasındaki davacının 7.1.1980 tarihinde başlayan üyelik kaydı Yıldızeli Asliye Hukuk Mahkemesinin kesinleşen 24.3.2004 tarih 2003/266 Esas 2004/86 Karar sayılı ilamıyla geçerliliğini koruduğuna göre mahkemece hatalı değerlendirme ile sigortalılık niteliğini 3165 sayılı Yasa ile değişik 1479 sayılı Yasa"nın 24. Maddesinin tanımından hareketle sigortalı sayılma olgusu gözetilerek yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden davacıya iadesine, 29.1.2009 gününde oy birliği ile karar verildi.