12. Ceza Dairesi 2014/23165 E. , 2016/1029 K.
"İçtihat Metni"Tebliğname No : 12 - 2014/161975
Mahkemesi : Mersin 4. Ağır ceza Mahkemesi
Tarihi : 13/02/2014
Numarası : 2013/79 – 2014/32
Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
Davacının manevi tazminat talebinin reddi ile maddi tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Davanın niteliğine göre, davacı vekilinin duruşmalı inceleme talebinin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 318. (CMK"nın 299/1.) maddesi gereğince reddine,
Manevi tazminat davaları kişilik hakkını koruyan, haksız tecavüzün doğurmuş olduğu olumsuz sonuçlarını, yani zararın giderilmesini ve telafi edilmesini amaçlar, manevi tazminat davası için, kişilik haklarının ihlal edilmesi özellikle sosyal ve duygusal kişilik değerlerinin ihlali ve hukuka aykırı bir fiilin bulunması gerekir. Yakalanan veya tutuklanan kimsenin gerek aile gerek iş çevresinde itibarının sarsılması, aile, çocuk ve yakınları için tutukevinde hasret çekilmesi, kişinin tutuklanması nedeniyle ruhi sıkıntılar çekmesi, cezaevi şartları, buralarda duyduğu acı ve ızdıraplar kişinin manevi zararının giderilmesini gerekli kılar. Tutuklanan kimseye verilecek manevi tazminatın tespitinde; tutukluluk süresi, kişinin sosyal ve ekonomik yeri, üzerine yüklenen ve ceza kovuşturmasına konu olan suçun nitelik ve kapsamı göz önünde bulundurulmalıdır. Bu açıklamalar ışığında, yalnızca haksız yere yakalanan ya da tutuklanan kişinin çektiği acının karşılığı olarak manevi zarar ödenmesi gerektiği, haksız el koyma nedeniyle manevi tazminat şartlarının oluşmayacağının anlaşılması ve mahkemece aynı doğrultuda manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş olmasında isabetsizlik bulunmadığından tebliğnamedeki bu yöne ilişkin bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 142/1. maddesine göre, koruma tedbirleri nedeniyle tazminat taleplerinin kararın kesinleştiğinin ilgilisine tebliğinden itibaren üç ay ve her halde karar veya hükümlerin kesinleşme tarihini izleyen bir yıl içinde dava konusu edilebileceği, bu kapsamda dava dosyası incelendiğinde, tazminat talebinin dayanağı olan Silifke 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 10.09.2009 tarih, 2006/157 esas, 2009/389 karar sayılı ceza dava dosyasında yapılan yargılama sonunda sanıklar M... Y... ve M... Ö...’ın göçmen kaçakçılığı suçundan mahkumiyetlerine ve katılan F.... U...’nın kayden maliki olduğu teknenin müsaderesine dair verilen hükmün katılan F... U... vekili ve sanıklar tarafından temyiz edildiği, temyiz incelemesi yapan Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 26.04.2012 tarih, 2010/11897 esas, 2012/14082 karar sayılı ilamı ile ‘’Araç sahibinin suçta kullanılabileceğini bilerek sanıklara verdiğine dair delil bulunmaması karşısında, TCK’nın 54. maddesi uyarınca iyi niyetli üçüncü kişilere ait eşyanın müsadere edilemeyeceği gözetilmeden Demirciler adlı teknenin sahibine iadesi yerine müsaderesine karar verilmesi’’ gerekçesi ile düzeltilerek onanmasına karar verilerek kesinleşmesi üzerine, Silifke 2. Asliye Ceza Mahkemesince, Silifke Cumhuriyet Başsavcılığı’na yazılan 06.06.2012 tarihli yazıları ile dava konusu ‘’Demirciler 2’’ isimli teknenin ruhsat sahibine iadesinin istenildiği ve Silifke Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından konuya ilişkin olarak Silifke İlçe Emniyet Müdürlüğüne yazılan talimat üzerine, Silifke İlçe Emniyet Müdürlüğü görevlilerince tutulan 21.09.2012 tarihli telefon görüşme tutanağı içeriğine göre, davacının söz konusu tekneyi teslim almayacağını tazminat davası açacağını beyan ettiğinin belirtilmiş olması ve bu kapsamda davacının 21.09.2012 tarihinde verilen hüküm sonucundan haberdar olmasına ve tazminat davası açacağını beyan etmesine karşın, belirtilen tarihten itibaren, kanunun aradığı üç aylık hak düşürücü süreden sonra 12.03.2013 tarihinde vekilleri aracılığı ile tazminat talebinde bulunduğunun anlaşılması karşısında, tazminat davasının süresinde açılmaması nedeniyle reddi yerine, yargılamaya devamla davacı lehine tazminata hükmedilmesi,
İsabetsiz olup, davalı vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 01.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.