23. Hukuk Dairesi 2018/2356 E. , 2020/3379 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı şirket vekili Av. ... ve şirket yetkilisi .... ile davaı vekili Av. ..."in gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, taraflar arasındaki grup konaklama sözleşmeleri kapsamında verilen hizmetlerden bir kısmının bedelinin ödenmediğini ileri sürerek, fazalaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 50.000,00 TL’nin davalının temerrüde düştüğü tarihten itibaren sözleşmede kararlaştırılan aylık % 6 faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiş, ıslah yoluyla talebini 150.600,00 TL’ye arttırmıştır.
Davalı vekili, davacının edimlerini gereği gibi yerine getirmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 149.787,65 TL’nin, temerrüt tarihinden itibaren aylık % 6 faizi ile birlikte davalıdan tahsiline dair verilen karar, davalı vekilinin temyiz istemi üzerine, ilk olarak Dairemizin 27.03.2015 tarihli ilamıyla onanmış, davalı temsilcisinin bu kez karar düzeltme isteminde bulunması üzerine, Dairemizin 27.02.2017 tarihli ilamıyla, taraflar arasındaki sözleşmede kararlaştırılan faiz oranının aylık mı yıllık mı olduğunun belirli olmadığı, bu durumda, ilgili yasal hükümler dikkate alınarak faiz oranının yıllık olarak kararlaştırıldığının kabulüyle, bilirkişiden ek rapor alınıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek, davalı yararına bozulmuştur.
Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, sözleşme uyarınca otelden ayrılmadan önce bir mutabakat metni sunulmadığından, davalı tarafın, davacı tarafça yapılan hesabı kabul etmiş sayılacağı, davacının edimlerini yerine getirmediği ve bu nedenle borcu bulunmadığına dair savunmasının yerinde olmadığı, son sözleşme dışındaki diğer sözleşmelerde faizin aylık mı yıllık mı olacağı belirtilmediğinden, faizin yıllık olarak uygulanması gerektiği sonucuna varılarak, davanın kısmen kabulü ile 149.787,65 TL’nin, 59.504,05 TL’sinin temerrüt tarihinden itibaren aylık % 6, 90.283,60 TL’sinin temerrüt tarihinden itibaren yıllık % 6 faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan davacı yararına takdir olunan 2.540,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 03.11.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.