11. Hukuk Dairesi 2013/10761 E. , 2014/828 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BATMAN 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/06/2008
NUMARASI : 2007/408-2008/391
Taraflar arasında görülen davada Batman 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 18.06.2008 tarih ve 2007/408-2008/391 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının davalı şirketin 3000 hisse karşılığı %25 paydaşı olduğunu, ortaklar arasında uzun süredir niza bulunduğunu, birbirleri aleyhine sayısız dava açtıklarını, Batman Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 2006/3085 sayılı dosyasında hırsızlık, dolandırıcılık ve emniyeti suistimal suçlarından davacı aleyhine suç duyurusunda bulunulduğunu, davalı M.. A.."in usulsüz olarak oğluna hisse devri yaptırıp daha sonra kendisini şirket müdürü olarak atadığını iddia ederek şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, tarafların birbirleri hakkında sayısız dava açtıkları, şirketin temsil konusunun sürekli dava konusu yapıldığı, TTK 549. maddesinde belirtilen haklı sebeplerin oluşmuş olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalılar vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, 6762 sayılı TTK"nın 549/4 maddesi uyarınca açılmış olup, anılan madde metninde de açıkça belirtildiği üzere, her ne kadar ortaklardan birinin talebi ve muhik sebebin varlığı halinde mahkeme kararıyla şirketin feshine karar verilebilir ise de, hiç kimsenin kendi kusurlu davranışları nedeniyle kendi lehine sonuçlar çıkaramayacağına ilişkin genel hukuk kuralı uyarınca dava açan ortağın fesih nedeni olarak gösterilen hususlarda kusurlu olmaması gerekir. Somut uyuşmazlıkta, davalı taraf mahkemenin feshe gerekçe yaptığı hususlara davacının neden olduğunu, davacının sahtecilik suçundan mahkumiyeti bulunduğunu savunduğuna göre mahkemece bu savunma üzerinde durulup davacının dava açma hakkının bulunup bulunmadığı hususu değerlendirilerek neticesine göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, kararın davalı şirket yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
2- Diğer taraftan, kabule göre de 6103 sayılı Yasanın geçici 3. maddesi uyarınca uygulanması gereken aynı Yasanın 636/3. fıkrasının dava konusu olayda uygulanmasının
mümkün bulunup bulunamadığının değerlendirilmesi bakımından da kararın davalı şirket yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
3- Yukarıda da belirtildiği üzere dava, davalı şirketin feshi ve tasfiyesine ilişkin olarak açılmış bulunduğuna ve davada şirkete husumet yöneltilmesinin gerekli ve yeterli olmasına göre gerçek kişi davalılar hakkındaki davanın husumet yönünden reddi gerekirken bu davalılar bakımından da davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle de davalı gerçek kişiler yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı şirket vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı şirket yararına, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle ise davalı gerçek kişiler vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı gerçek kişiler yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 15.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.