Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2008/4450 Esas 2009/998 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2008/4450
Karar No: 2009/998
Karar Tarihi: 29.01.2009

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2008/4450 Esas 2009/998 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2008/4450 E.  ,  2009/998 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İstanbul 10. İcra Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 06/02/2008
    NUMARASI : 2007/113-2008/152

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı kararın temyizen tetkiki davalı(Alacaklı) vekili tarafından istenmiş, mahkemece ilamında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar verilmiştir. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi  tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
    Uyuşmazlık, İ.İ.K."nun 96. ve onu izleyen maddelerine dayalı 3. kişinin istihkak davasına ilişkindir.
    Davaya konu hacizli mallar, borçluya ödeme emrinin tebliğ edildiği adreste haczedilmiş olup, İ.İ.K."nun 97/a maddesi hükmünde öngörülen mülkiyet karinesi borçlu, dolayısıyla davalı alacaklı yararınadır. Bu yasal karinenin aksi, davacı 3. kişi tarafından kesin ve inandırıcı delillerle kanıtlanamadığından haczedilen eşya borçlunun sayılır. Davacı 3. kişi, delil olarak  faturalar ibraz etmiş ise de, çoğu borç doğumundan sonraki tarihi taşıyan ve istenilen kişi adına her zaman temini mümkün olan belgeler olması itibariyle davacı 3. kişi tarafından yasal karinenin aksinin kanıtlandığının kabulü mümkün değildir. Ayrıca, dinlenen davacı tanıklarının anlatımları,  yeterli ve hükme dayanak yapılacak nitelikte olmadığı gibi, delil olarak sunulan vergi levhası da mücerret olarak işyerinin davacı 3. kişiye ait olduğunu göstermez. Öte yandan borçlunun, takibin dayanağı olan çeki aldığı bankaya bildirdiği adresi haciz mahalli olduğu gibi, 3.Kişinin oğlu olan borçlunun, 3.kişinin kurucu ortağı olduğu P. İnş.Taah. San.Tic. Ltd.Şti’nin de eski ortağı olduğu görülmektedir.
    Bu durumda borçlunun, babası olan  3.kişiye ait şirketteki hisselerini devrettiğine dair devir sözleşmesi muvazaalı olup istihkak iddiasını kanıtlamaktan uzak olduğundan davanın reddi gerekirken, yanlış değerlendirme sonucu kabule karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. 
    O halde davalı alacaklının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA,  temyizharcının istek halinde davalı(Alacaklı)"ya iadesine, 29.01.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.