19. Ceza Dairesi 2019/26810 E. , 2019/7844 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 Sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
A- Sanık ... hakkında kurulan hükme yönelik incelemede,
Katılan vekilinin 02/04/2015 tarihinde tebliğ olunan kararı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 310/1. maddesinde öngörülen bir haftalık süreden sonra 10/04/2015 tarihinde temyiz etmesi nedeniyle temyiz isteminin 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 317. maddesi uyarınca tebliğnameye aykırı olarak REDDİNE tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
B- Sanık ... hakkında kurulan hükme yönelik incelemede,
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1- Gümrük kaçakçılığı suçlarında korunan hukuki yarar; Devletin egemenlik hakkının bir kısmı olarak ortaya çıkan kendi milli sınırları dahilindeki her türlü eşya giriş ve çıkışını kontrol etme ve düzenleme yetkisidir. Anılan fiiller ile devletin söz edilen egemenlik hakkının ihlali ile birlikte devletin vergilendirme hakkı ve mali yararlarını da ihlal ettiği kuşkusuzdur. Verginin ise devletin kamu hizmetlerini finanse etmek için toplumu oluşturan kişilerden zorunlu olarak alınan ekonomik değerler olduğu nazara alındığında gümrük kaçakçılığı suçlarının vergi kaybına sebep olması sonucu, kamu hizmetlerinin finansmanında güçlükler doğuracağı muhakkaktır. Bu itibarla, gümrük kaçakçılığı suçlarının mağdurunun da devletin yürüttüğü kamu hizmetlerinden yararlanan bireylerden oluşan toplum olduğu cihetle ;
UYAP ortamında yapılan araştırmada, sanık hakkında; 21/04/2013 tarihinde işlediği aynı suç nedeniyle açılan kamu davası üzerine, Pazar (Rize) 1. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 2013/258 Esas ve 2013/731 Karar sayılı hükmün Dairemizce incelenerek 06/05/2019 tarihinde bozulmasına karar verilmesi karşısında,
Anılan dosyalar getirtilip incelenerek mümkün olanların birleştirilmesi, suç ve iddianame tarihleri dikkate alınıp hukuki kesintinin iddianamenin düzenlenmesiyle gerçekleşeceği gözetilmek sureti ile sanığın bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda aynı mağdura karşı aynı suçu birden fazla işleyip işlemediğinin ve hakkında TCK"nun 43/1. maddesinin uygulanması gerekip gerekmediğinin tartışılması zorunluluğu,
2- Kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nun 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilirken anılan maddenin 1-c bendindeki hak yoksunluklarının sanığın alt soyu dışındakiler için uygulanmamasına yol açacak şekilde hüküm kurulması ve 24/11/2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı ile anılan maddenin bazı hükümlerinin iptal edilmiş olması nedeniyle yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
3- Suç tarihi itibarıyla uygulanan 5607 sayılı Kanun uyarınca davaya katılma hakkı bulunmayan TAPDK’nun davaya katılmasına karar verilerek kararda "katılan lehine vekalet ücretine" şeklinde hüküm kurularak mahkemece "davaya katılan" olarak kabul edilen hangi kurum lehine karar verildiğinin belirlenmeyerek hükümde çelişki ve belirsizlik oluşturulması,
Kanuna aykırı ve sanık müdafiinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden HÜKMÜN tebliğnameye uygun olarak 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 06/05/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.