1. Hukuk Dairesi 2014/14374 E. , 2016/2734 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı ... vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı miras payı oranında tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacılar, mirasbırakan anneleri ..."in, 4741 ada 6 parsel sayılı taşınmazını birlikte yaşadığı kızı dava dışı ..."ı korumak amacıyla, kızının damadı olan davalı ..."a şatış suretiyle devrettiğini, ... tarafından da kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca davalı şirkete temlik edildiğini, işlemlerinin mirastan mal kaçırma amaçlı bedelsiz ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek miras payları oranında tapu iptal ve tescile karar verilmesini istemişlerdir.
Davalılar, satışın gerçek olduğunu, işlemlerin muvazaalı yapılmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, muvazaa olgusunun sabit olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davanın 25.05.2010 tarihinde açıldığı dava konusu 4741 ada 6 parsel sayılı taşınmaz davalı ... ve dava dışı kişiler adlarına paylı mülkiyet üzere kayıtlı iken dosyadaki son tapu kaydına göre, çekişme konusu payın yargılamanın devamı sırasında (21/10/2010 tarihinde) davalı paydaş tarafından dava dışı ...ne temlik edildiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere; dava açıldıktan sonrada sınırlayıcı bir neden bulunmadığı takdirde dava konusu malın veya hakkın üçüncü kişilere devredilebilmesi tasarruf serbestisi kuralının bir gereği, hak sahibi veya malik olmanın da doğal bir sonucudur. Usul Hukukumuzda da ayrık durumlar dışında dava konusu mal veya hakkın davanın devamı sırasında devredilebileceği kabul edilmiş 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu(HUMK)"nun l86. ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu(HMK)’nun 125. maddesinde dava konusunun taraflarca üçüncü kişiye devir ve temliki halinde yapılacak usulü işlemler düzenlenmiştir. HUMK"nun 186.madde hükmüne göre iki taraftan biri dava konusunu (müddeabihi) bir başkasına temlik ettiği takdirde diğer taraf seçim hakkını kullanmakta dilerse temlik eden ile olan davasını takipten vazgeçerek davayı devralan kişiye yöneltmekte, dilerse davasına temlik eden kişi hakkında tazminat davası olarak devam edebilmektedir.
Ancak; 6100 sayılı HMK"nun 125.maddesinde; “Davanın açılmasından sonra, davalı taraf, dava konusunu üçüncü bir kişiye devrederse, davacı aşağıdaki yetkilerden birini kullanabilir:
a) İsterse, devreden tarafla olan davasından vazgeçerek, dava konusunu devralmış olan kişiye karşı davaya devam eder. Bu takdirde davacı davayı kazanırsa, dava konusunu devreden ve devralan yargılama giderlerinden müteselsilen sorumlu olur.
b) İsterse, davasını devreden taraf hakkında tazminat davasına dönüştürür.
Davanın açılmasından sonra, dava konusu davacı tarafından devredilecek olursa, devralmış olan kişi, görülmekte olan davada davacı yerine geçer ve dava kaldığı yerden itibaren devam eder” şeklinde düzenlemeler getirmiştir.
Somut olayda çekişme konusu pay davalı şirket tarafından üçüncü kişiye satıldığına göre 6100 sayılı HMK"nun 125. (1086 sayılı HUMK."nun 186.) maddesinin öngördüğü usuli işlemlerin uygulanmasının gerektiği tartışmasızdır.
Hâl böyle olunca; kendiliğinden gözetilmesi zorunlu bulunan bu usul kuralına göre, mahkemece davacıya seçimlik hakkı hatırlatılarak davayı ne şekilde sürdüreceğinin sorulması ve bu yöndeki usûli eksiklik giderildikten sonra işin esası bakımından bir karar verilmesi gerekirken değinilen yön üzerinde durulmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Davalı ... vekilinin temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre işin esasının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 07.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.