Abaküs Yazılım
18. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/1645
Karar No: 2017/9631
Karar Tarihi: 26.09.2017

Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2017/1645 Esas 2017/9631 Karar Sayılı İlamı

18. Ceza Dairesi         2017/1645 E.  ,  2017/9631 K.

    "İçtihat Metni"



    KARAR

    İmar kirliliğine neden olma suçundan sanık ...’ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 184, 43/1 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, Gaziosmanpaşa 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/280 esas sayılı kararı ile sanığa verilen 10 ay hapis cezasının mahsubu ile neticeten 5 ay hapis cezası ile cezalandırılıp, anılan Kanun"un 50/1-a ve 52/2. maddeleri uyarınca 3.000,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair Gaziosmanpaşa 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/03/2016 tarihli ve 2015/36 esas, 2016/261 sayılı kararının Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 03/02/2017 gün ve 7445 sayılı istem yazısıyla, Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.
    İstem yazısında; “Dosya kapsamına göre, Gaziosmanpaşa 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/280 esas sayılı dosyasında suç tarihinin 25/02/2014, iddianame düzenleme tarihinin 11/03/2014 olduğu, incelemeye konu Gaziosmanpaşa 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/36 esas sayılı dosyasında suç tarihinin 08/08/2014, iddianame düzenleme tarihinin 08/01/2015 olduğu, her ne kadar sanığın bu eylemleri bir suç işleme kararı icrası kapsamında işlediğinden bahisle hakkında 5237 sayılı Kanun"un 43/1. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümleri uygulanmış ise de, sanık hakkında düzenlenen 11/03/2014 tarihli iddianame ile hukuki kesintinin oluştuğu ve sonrasında eyleme devam edilmesinin yeni ve ayrı bir suç oluşturacağı hususu nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
    Hukuksal Nitelendirme
    5237 sayılı TCK’nın “Zincirleme Suç” başlıklı 43. maddesinin 1. fıkrasında; “Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda, bir cezaya hükmedilir. Ancak bu ceza, dörtte birinden dörtte üçüne kadar artırılır. Bir suçun temel şekli ile daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli şekilleri, aynı suç sayılır. Mağduru belli bir kişi olmayan suçlarda da bu fıkra hükmü uygulanır” şeklinde zincirleme suç tanımlanmış, ikinci fıkrasında ise; “Aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi durumunda da, birinci fıkra hükmü uygulanır” denilmek suretiyle zincirleme suçtan farklı bir müessese olan, aynı nev’iden fikri içtima kuralı düzenlenmiştir.
    Türk Ceza Kanunu sistematiğinde, kural olarak yasadaki suç tanımına uygun her bir netice ayrı bir suç oluşturmasına karşın, bu kuralın istisnaları olarak, TCK’nın “suçların içtimaı” bölümünde, 42, 43 ve 44. maddelerine yer verilmiştir. Aynı nev’iden fikri içtima halinde, fiil yani hareket hukuksal anlamda tektir ve bu fiille aynı suç birden fazla kişiye karşı işlenmektedir. Bu durumda hareket tek olduğu için, fail hakkında tek bir ceza verilecek, ancak bu ceza mağdur sayısı fazla olduğu için, TCK’nın 43/1. maddesine göre artırılacaktır. (Ceza Genel Kurulunun 05/06/2012 tarih ve 15/491-219 sayılı ilamı da bu doğrultudadır.)
    TCK’nın 184/1.maddesinde; “Yapı ruhsatiyesi alınmadan veya ruhsata aykırı olarak bina yapan veya yaptıran kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” ,
    3194 sayılı Kanunun 5. maddesinde ise “Bina; kendi başına kullanılabilen, üstü örtülü ve insanların içine girebilecekleri ve insanların oturma, çalışma, eğlenme veya dinlenmelerine veya ibadet etmelerine yarıyan, hayvanların ve eşyaların korunmasına yarayan yapılardır.” hükümleri bulunmaktadır.
    Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 20/04/1999 tarih ve 1999/61-74 sayılı Kararında; “Ceza Yasası`nın 80. maddesi 4055 Sayılı Yasa ile değiştirilmiş ve maddedeki "aynı kasdi cürmü" sözcükleri çıkartılarak yerine, "aynı suç işleme kararı" sözcükleri konulmuştur. Bu değişiklikle, haklı olarak müteselsil suçlarda suç kastlarının ayrılığında zorunluluk bulunduğu, "aynı suç işleme kararının" kasttan başka bir anlam taşıdığı vurgulanmak istenmiştir. Kaynak yasa ile yasamızdaki "aynı suç işleme kararı" kavramından ne anlaşılacağı öğreti ve yargısal kararlarda değerlendirilmiş, bunun, kanunun aynı hükmünü müteaddit defa ihlal etmek hususunda önceden kurulan bir plan (Antokosei-Maggiore, Manzini`ye atfen Dönmezer-Erman, Cilt 1, Sh. 387 ), kanunun aynı hükmünü müteaddit defa ihlal etmek hususundaki genel bir niyet (Raineri-Pannen`e atfen Dönmezer-Erman) anlamında bulunduğu ileri sürülmüştür. Yargıtay Ceza Genel Kurulu`nun konuya ilişkin 02.03.1987 gün ve 341/84 sayılı, 20.03.1995 gün ve 48/68 sayılı kararlarında öğretideki yukarıda değinilen görüşlere yer verildikten sonra "aynı suç işleme kararından" Yasanın aynı hükmünü birçok kez ihlal etme hususunda önceden kurulan bir plan, genel bir niyetin anlaşılması gerektiği, bu bağlamda failin suçu işlemeden önce bir plan yapmasının veya bu suça niyet etmesinin, fakat fiili bir defada yapmak yerine kısımlara bölmeyi ve o surette gerçekleştirmeyi daha uygun görmesinin, bu plan çerçevesinde hareket etmesinin, hareketinin önceki hareketinin devamı olmasının ve tüm hareketleri arasında subjektif bir bağlantı bulunmasının anlaşılması gerektiği kabul edilmiştir. Aynı suç işleme kararının varlığı, olaysal olarak suçun işlenmesindeki özellikler, suçun işleniş biçimi, fiillerin işlendikleri yer ve işlenme zamanı, fiiller arasında geçen süre, mağdurların farklı olup olmadıkları, ihlal edilen değer ve yarar ile korunan değer ve yarar, olayların oluşum ve gelişimi ile tüm özellikleri değerlendirilerek belirlenecektir. Yine öğreti ve yargısal kararlarda, suçların işlenme tarihleri arasında az veya çok bir zaman aralığı bulunması, suç mağdurlarının birden fazla olması halinde teselsülü reddetmenin adalet ve hakkaniyete uygun bulunmayacağının genel bir kabul gördüğü de anlaşılmaktadır. Kesinleşmiş cezaya konu ve 20.06.1994 tarihinde işlenen zimmet suçunun, davamıza konu müteselsil nitelikli zimmet suçunun kapsamında olup olmadığı öğreti ve yargısal kararlardaki yukarıda değinilen görüşler doğrultusunda ele alınıp değerlendirildiğinde; veznedar olan sanık davamıza konu müteselsil nitelikli zimmet suçunu 28.09.1993, 18.10.1993 ve 27.10.1993 tarihlerinde aynı yöntemle ve aynı şahıs hesabındaki parayı banka vezne kasasından alarak, 20.06.1994 tarihli zimmet suçunu da doğrudan doğruya yine banka kasasından alarak gerçekleştirdiği anlaşılmaktadır. Olayda, şahıs zararının da, banka tarafından ödenmiş olması gözönüne alındığında, her iki olayın mağdurunun da banka olduğu anlaşılmaktadır. Bu durum, teselsül oluşturan önceki üç eylem ile sonraki eylem arasında subjektif bir bağlantı, dolayısıyla aynı suç işleme kararı bulunduğunu göstermektedir. Esasen, önceki müteselsil nitelikli zimmet suçu ile sanığın sonraki zimmet suçu aynı anda ortaya alınmış bulunsa idi, süreklilik gösteren yargısal uygulamaya göre her iki suçta müteselsil nitelikli zimmet suçu vasfında kabul edilerek, buna göre dava açılıp, mahkumiyet kararı verilecekti. Her iki suçun farklı yöntemlerle işlendiği ve aralarında 8 aya yakın bir süre bulunduğu görüşüyle aksini kabul; yukarıda değinildiği gibi, adalet ve hakkaniyet ilkelerine de ters düşer. Bu itibarla, sanığın bu davaya konu eylemleri kesinleşmiş mahkumiyetine ilişkin dosyadaki iddianamenin düzenlendiği tarihten önce işlediğinden ve arada hukuki bir kesinti de söz konusu bulunmadığından Özel Daire bozma kararında işaret edilen biçimde uygulama ve işlem yapılmak üzere Yerel Mahkeme direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.” şeklinde zincirleme suç hükümlerinin uygulanması hususunda karar vermiştir.
    İncelenen somut olayda; Gaziosmanpaşa 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/280 esas sayılı dosyasında suç tarihinin 25/02/2014, iddianame tarihinin 11/03/2014, eylemin kaçak bodrum kat yapılmasına ilişkin, Gaziosmanpaşa 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/36 esas sayılı dosyasında ise suç tarihinin 08/08/2014, iddianame tarihinin 08/01/2015 eylemin daha önce yapılan bodrum kat üzerine, zemin ve 1. katların yapılmasına dair olduğu, her ne kadar sanığın bu eylemleri bir suç işleme kararı icrası kapsamında işlediğinden bahisle hakkında 5237 sayılı Kanun"un 43/1. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümleri uygulanmış, ilk suçtan verilen ceza mahsup edilmiş ise de, sanık hakkında düzenlenen 11/03/2014 tarihli iddianame ile hukuki kesinti meydana geldikten sonra, 08/08/2014 tarihinde işlenen eylemin yeni ve ayrı bir suç oluşturacağı gözetilmeden, zincirleme suç hükmü uygulanıp, hüküm kurulduktan sonra Gaziosmanpaşa 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/280 E. Sayılı dosyasında verilen cezanın mahsup edilmesi hukuka aykırıdır.
    Sonuç ve Karar:
    Yukarıda açıklanan nedenlerle;
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
    1- Gaziosmanpaşa 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/03/2016 tarihli ve 2015/36 esas, 2016/261 sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca aleyhe sonuç doğurmamak üzere BOZULMASINA,
    2- Aynı Kanun maddesinin 4-a fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, dosyanın Yüksek Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na TEVDİİNE, 26.09.2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi