15. Ceza Dairesi 2015/6747 E. , 2018/4908 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık (değişen suç vasfına göre hırsızlık)
HÜKÜM : TCK"nın 142/2-b, 62 ve 53 maddeleri gereğince mahkumiyet
Hırsızlık suçundan sanığın mahkûmiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanık ...’in, otogar girişinde bulunan şikâyetçilerin yanına yaklaşarak, oğullarına 150,00 TL borcu olduğunu belirtip, 200,00 TL uzattıktan sonra şikayetçi ...’ten para üstü olarak 50,00 TL istediği, şikayetçinin de parasını çıkararak vereceği sırada, sanığın, şikayetçide bulunan paraları alarak elinde bulunan paralarla birlikte karıştırdığı ve bir bölümünü cebine attıktan sonra şikayetçinin paralarını geri aldığı, sanığın da borcunu oğullarına bizzat ödeyeceğini belirterek olay yerinden uzaklaştığı, paralarını kontrol eden şikayetçinin kendisinde bulunan 650,00 TL paradan 350,00 TL’sinin eksik olduğunu gördüğünün anlaşıldığı olayda; sanığın hileli davranışları sonucunda mağdurun iradesi sakatlanmadığı gibi özgür iradeye dayalı olarak bir teslimin de söz konusu olmaması nedeniyle hırsızlık suçunun oluştuğu konusunda tereddüt bulunmamakta ise de; Yargıtay CGK’nın 16.01.2018 tarih ve 2017/13-588-2018/6; 28.11.2017 gün ve 2014/13-486-2017/497; 18.12.2012 tarih ve 2012/6-126-1853 sayılı ilamlarında da vurgulandığı üzere, mağdurun, paralarının elinden alınmasına ve sanık tarafından karıştırılmasına öncesinde tepki göstermemesi paraların elinden çekilip alınmasına zımni olarak rıza gösterdiği anlamına geldiği ve özel becerinin (el çabukluğu) de, paraların mağdurun elinde olduğu sırada değil, sanıkta olduğu sırada gerçekleştiği hususları göz önüne alındığında, eylemin TCK"nın 142/2-b maddesine uyan nitelikli hırsızlık suçunu değil, hükümden sonra 02.12.2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun"un 34.maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. ve 254. madde fıkraları gereğince uzlaştırma kapsamına alınan ve TCK’nın 141/1. maddesinde düzenlenen hırsızlık suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan, sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmetten bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilme tarihinden itibaren uygulanmayacağı gözetilmeden, alt soyu dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c maddesi gereğince güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına hükmedilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 02.07.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.