11. Hukuk Dairesi 2013/10911 E. , 2014/799 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/03/2013
NUMARASI : 2012/314-2013/130
Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 26.03.2013 tarih ve 2012/314-2013/130 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili nezdinde sigortalı bulunan emtianın davalılar tarafından İtalya"ya taşınması sırasında çalındığını, sigortalısına ödediği hasar bedelinin, davalılardan rücuan tahsili için açtıkları davanın kabul edildiğini, ancak bu davada faize hükmedilmediğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, dava tarihinden geriye doğru 1 yıllık süre için 25.000 TL temerrüt faizi alacağının faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekilleri ayrı ayrı, zamanaşımı def"inde bulunarak davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; dava konusu taşımaya uygulanması gereken CMR"nin 32. maddesinde, bu anlaşma gereğince yapılan taşımalardan kaynaklanan davaların 1 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğunun düzenlendiği, asıl alacağın zamanaşımı süresi 1 yıl olduğundan, fer"isi niteliğinde olan faiz alacağının da zamanaşımı süresinin 1 yıl olduğu, davacının sigortalısına 28.01.2009 tarihinde ödeme yaptığı, taşıma ve hasarın 2008 yılı Ekim ayında gerçekleştirildiği, işbu davanın ise 08.06.2012 tarihinde açıldığı, asıl alacak için zamanaşımı ilk dava açıldığında kesilmiş ise de, asıl alacak davasında talep edilmeyen faiz alacağı için zamanaşımının kesilmediği, gerek ödeme gerekse taşıma-hasar tarihlerinden itibaren CMR"nin 32. maddesinde belirtilen 1 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiği, kaldı ki 02.04.2012 (ilk kararın verildiği tarih)-08.06.2012 (işbu davanın açıldığı tarih) tarihlerindeki dönem için davacı, kararı ilamlı icra yoluyla takibe koyarak faiz isteme hakkına sahip olduğundan bu döneme ilişkin ayrı dava açmasında hukuki yararı da bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Temerrüt faizi, borçlunun temerrüte düştüğü tarihten, asıl alacağın tahsil edildiği tarihe kadar işlemeye devam eder. İşbu faiz alacağı davasının açıldığı tarihte, esas alacak henüz ödenmemiştir. Diğer bir deyişle, asıl alacağın ödenmemesi nedeniyle temerrüt hali devam etmektedir. Faiz alacağı, temerrüt süresince doğan bir alacak olduğundan, belli bir tarihte doğan bu alacağın, somut olaydaki zamanaşımı süresine göre aradan bir yıl geçmesiyle zamanaşımına uğraması gerekir. Bu nedenle davacının, davanın açıldığı tarihten geriye doğru zamanaşımı süresi olan bir yıllık süre için temerrüt faizi isteyebileceğinin kabulü gerekir. Ancak davacının faiz alacağına ilişkin talebi 08.06.2012 ile 08.06.2011 tarihleri arasındaki döneme ilişkin olup, 08.06.2011 ile ilk kararın verildiği tarih olan 02.04.2012 tarihleri arasındaki döneme ilişkin faiz alacağı, ilk davanın yargılama süresine denk gelen ve o davada unutulan faiz alacağına ilişkin olduğundan , davacı bu döneme ilişkin faiz alacağını ayrı bir dava ile isteyebilirse de, ilk davanın karar tarihinden sonraki döneme rastlayan 02.04.2012-08.06.2012 tarihleri arasındaki faiz alacağı için, mahkemenin de kabulünde olduğu üzere, davacı, ilk kararı ilamlı icra yolu ile takibe koyarak faizi isteme hakkına sahip olduğundan, dava açmakta hukuki yararı yoktur.
Bu itibarla mahkemece, yukarıda açıklanan nedenlerle, davacının 08.06.2011-02-04.2012 tarihleri arasındaki dönem için faiz alacağı talep edebileceği nazara alınarak, asıl alacağa ilişkin davanın sonucu da beklenmek suretiyle, oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar vermek gerekirken yazılı şekilde .hüküm tesisi doğru olmamış kararın bu nedenle davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 15.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.