4. Hukuk Dairesi Esas No: 2012/4191 Karar No: 2013/5433 Karar Tarihi: 25.03.2013
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2012/4191 Esas 2013/5433 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, kamu görevlilerinin haksız eylemi nedeniyle uğradığı manevi zararın ödetilmesini talep etmiştir. Mahkeme, davacının talebinin kısmen kabul edilmesine karar vermiş fakat karar davalı tarafından temyiz edilmiştir. Kanunlara göre, kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken veya görevlerini yaparken kişilere zarar vermesi, ilgili kamu kurumunun hizmet kusurunu oluşturur. Bu durumda sorumlu, kamu görevlisinin emrinde çalışmakta olduğu kamu kurumu olup dava o kurum aleyhine açılmalıdır. Davacı, İl Müdürlüğü'nde müdür yardımcısı olarak görev yaptığı sırada, müdür vekilinin psikolojik baskı uyguladığını ve usul ve yönetmelik hükümlerine uymayan işler yapmasının istendiğini iddia etmiştir. Ancak Anayasa'nın 129/5. maddesi ile Devlet Memurları Yasası'nın 13/1. maddesi gereğince kamu görevlisi hakkında adli yargı yerinde dava açılamayacağından davanın kabul edilemeyeceği sonucuna varılmıştır. Kanun maddeleri ise şöyledir: T.C. Anayasası 40/III, 129/V, 657 Sy.K.13, HGK 2011/4-592 E., 2012/25 K.
4. Hukuk Dairesi 2012/4191 E. , 2013/5433 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 26/04/2010 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 15/12/2011 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız eylem nedeniyle uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, istemin kısmen kabulüne karar verilmiş; karar, davalı tarafından temyiz olunmuştur. Kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken veya görevlerini yaparken kişilere zarar vermesi ilgili kamu kurumunun hizmet kusurunu oluşturur. Bu durumda sorumlu, kamu görevlisinin emrinde çalışmakta olduğu kamu kurumu olup dava o kurum aleyhine açılmalıdır. (T.C. Anayasası 40/III, 129/V, 657 Sy.K.13, HGK 2011/4-592 E., 2012/25 K.) Bu konuda yasal düzenlemeler emredici hükümler içermektedir. Diğer yandan Sorumluluk Hukukunun temel ilkeleri açısından bakıldığında da bu şekilde düzenlemenin mevzuatta yer almış olması zarar görenin zararının karşılanması yönünde önemli bir teminattır. Davaya konu edilen olayda, davacının ... ... İl Müdürlüğü"nde müdür yardımcısı olarak görev yaptığı sırada, İl ... İl Müdür vekili davalı tarafından mobbing (psikolojik baskı) uygulandığı, usul ve yönetmelik hükümlerine uymayan işler yapmasının istendiği,görevi olmadığı halde hakkında atama ve tayin işlemleri gerçekleştirildiği ve bu nedenle zarara uğratıldığını ileri sürdüğüne göre, Anayasa"nın 129/5. maddesi ile 657 sayılı Devlet Memurları Yasası"nın 13/1. maddesi gereğince kamu görevlisi hakkında adli yargı yerinde dava açılamayacağından kast ve kusur aranmaksızın husumet nedeni ile davanın reddine karar verilmesi gerekir. Yerel mahkemece açıklanan yasal düzenleme gözetilerek, davalılar hakkındaki davanın husumet nedeniyle reddedilmesi gerekirken, işin esasının incelenmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 25/03/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.