19. Hukuk Dairesi Esas No: 2013/18202 Karar No: 2014/2230 Karar Tarihi: 30.01.2014
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2013/18202 Esas 2014/2230 Karar Sayılı İlamı
Özet:
İstanbul 44. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde görülen bir davada davacı bankanın K.A. ve U.A. tarafından müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzalanan kredi sözleşmelerinin ve S.A.'nın taşınmazı üzerinde ipotek tesis etmesinin ardından borcun ödenmemesi nedeniyle başlatılan icra takibinin, davalıların haksız itirazı sonucu durduğu belirtilerek itirazın iptali talep edildi. Mahkeme, davalı S.A.'nın borcunun rehinle temin edildiği ve alacak miktarının rehin tutarından daha az olduğu gerekçesiyle davanın bu kısmını reddederken, K.A. ve U.A.'nın kefil olarak sorumluluğu taahhüt ettiği kredi borcunun 20.710,34 TL'sinin tahsiline karar verdi ve itirazın bu kısmının iptaline hükmetti. Ayrıca, davalıların %40 oranında icra inkar tazminatı ödemesi kararlaştırıldı. Ancak, davalı S.A.'nın ipotek senedinde kefil olduğu belirtilerek hükmün bu kısmının İİK'nın 45. maddesi yerine ipotek senedinin 2. maddesi hükmüne göre değerlendirilmesi gerektiği ve bu nedenle hükmün bozulması gerektiği ifade edildi. Kanun maddeleri ise mahkeme kararının gerekçesiyle birlikte belirtilmedi.
19. Hukuk Dairesi 2013/18202 E. , 2014/2230 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul 44. Asliye Ticaret Mahkemesi TARİHİ : 09/07/2013 NUMARASI : 2012/15-2013/193
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ile davalılardan K.. A.., U.. A.. vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkili banka ile dava dışı A. Petrol... A.Ş arasında düzenlenen kredi sözleşmelerini davalılar K.. A.. ve U.. A.."ın müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, diğer davalı S.. A.."ın da taşınmazı üzerinde müvekkili lehine ipotek tesis ettiğini, ipotek resmi senedinin 2. maddesi uyarınca adı geçen davalının kefil olarak sorumluluğu taahhüt ettiğini, kredi borcunun ödenmemesi üzerine başlatılan icra takibinin davalıların haksız itirazı sonucu durduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, müvekkillerinin kefil olarak imzaladıkları sözleşme ve taahhütnamede kefalet limitlerinin belirtilmemesinin hukuka aykırı olduğunu, davacı banka tarafından yürütülen faizin de fahiş olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre davalıların icra takip tarihi itibariyle toplam 22.558,04 TL borçlu olduğu, ancak davalılardan S.. A.."ın borcunun rehinle temin edildiği, dosyada hesap edilen alacak miktarının rehin tutarından daha az olduğu, dolayısıyla alacaklının rehnin paraya çevrilmesi suretiyle takip yapmadan borçlu davalı hakkında genel haciz yoluyla takip yapamayacağı gerekçeleriyle davalı S.. A.. hakkında açılan davanın reddine, kredi sözleşmesi ile taahhütnamesinde kefalet limitinin gösterildiği gerekçeleriyle davalılar K.. A.. ile U.. A.. yönünden açılan davanın kısmen kabulüne, bu davalıların itirazın 20.710,34 TL asıl alacak olmak üzere toplam 22.558,04 TL üzerinden iptaliyle takibin devamına ve %40 oranında icra inkar tazminatıyla sorumluluğuna karar verilmiş, hüküm davacı vekili ile davalılar K.. A.. ve U.. A.. vekilince temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalılar K.. A.. ve U.. A.. vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2- Davacı vekilinin temyizine gelince; hakkında dava reddedilen davalı S.. A.."ın kredi sözleşmelerinde kefil sıfatı bulunmamaktadır. Ancak, adı geçen davalı namına vekaleten K.. A.. tarafından düzenlenen 17.05.2006 tarihli resmi ipotek senediyle davalı S.. A.."ın dava dışı asıl borçlunun davacı bankaya karşı doğmuş ve doğacak borçlarından dolayı 300.000 TL"lik ipotek tesis edildiği anlaşılmaktadır. Bahse konu ipotek resmi senedin 2. maddesinde ipotek verenin ipotek limiti miktarınca bankaya karşı olan borçlardan dolayı müşterek müteselsil borçlu ve müteselsil kefil olarak sorumlu olduğu kabul edilmiştir. Bu durumda mahkemece, anılan madde hükmü üzerinde durularak varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken somut olaya uygun düşmeyen ve asıl borçlular için uygulanma durumu olan İİK"nun 45. maddesi hükmü gerekçe yapılarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar K.. A.. ve U.. A.. vekilinin temyiz itirazlarının reddine; (2) nolu bentte belirtilen sebeplerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 30.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.