14. Hukuk Dairesi 2010/3160 E. , 2010/4047 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı tarafından, davalı aleyhine 26.01.2009 gününde verilen dilekçe ile tapuda isim tashihi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 10.11.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı idare vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, tapu kaydında yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesine ilişkindir.
Davacı, dava konusu parsellerde murisi "... ... kızı ... ... (...)" nun adının "..." olarak yanlış yazıldığı belirterek nüfus kaydına göre düzeltilmesi istemiyle dava açmıştır.
Davalı davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı İdare vekili temyiz etmiştir.
Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin isim, soy isim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir.
Bu davalar, taşınmazın aynına ilişkin bulunduğundan HUMK’nun 13.maddesi uyarınca taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde açılır.
Tapuda kayıt düzeltilmesi davasını, tapu maliki ile mirasçıları açabilir. Bunun yanı sıra 1.1.2002 tarihinde yürürlüğe giren Türk Medeni Kanununun 702. maddesinin son fıkrası gereğince ortaklardan her birinin topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabileceği ve bu korumadan bütün ortakların yararlanabileceği öngörüldüğünden elbirliği mülkiyetinde, ortaklardan her hangi biri de tek başına tapuda miras bırakanla ilgili olarak düzeltme isteyebilir. Ayrıca bu davaların, bir başka dava nedeniyle verilen yetkiye dayanılarak açılması da mümkündür. Böyle bir yetki verildiğinde yetkiye dayanarak dava açan kişinin aktif dava ehliyeti vardır.
Tapu Sicil Müdürlüğüne husumet yöneltilerek açılması gereken kayıt düzeltme davalarında, mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı, kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir.
1-Düzeltilecek tapu kaydı tüm dayanakları ile birlikte getirtilmelidir.
2-Nüfus Müdürlüğünden, kayıtta geçen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişinin kaydının bulunup bulunmadığı sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişinin nüfus kaydı, tapu ve dayanakları ile bağlantı oluşturacak şekilde incelenmeli, gerekirse kök kayıtlar da istenmelidir.
3-Taşınmazın bulunduğu mahalde kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır.
4-İstem konusunda tanık dinlenmelidir.
5-Tüm bu araştırmalar sonucu hala kesin bir kanaat oluşmamış ise, tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri de taşınmaz başında dinlenerek keşif yapılmalıdır.
Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulü yoluna gidilmelidir.
Davanın niteliği gereğince, yargılama harcı ve vekâlet ücreti maktu olarak belirlenmelidir.
Tapu Sicil Müdürlüğü de yasal hasım olduğundan yargılama giderlerinden sorumlu tutulmamalıdır.
Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında;
1- Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre davalı idare vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava konusu taşınmazlardan 355 sayılı parselin tapulama tutanağının incelenmesinde, senetsizden "... kızı ... ..." adına tespit ve tescil edildiği anlaşılmıştır. Davacı ... kaydında murisi annesinin adının yanlış yazıldığını belirterek dava açmış ve adının düzeltilmesini istemiş olmasına rağmen mahkemece tespit malikinin baba adı da düzeltilerek "... ... kızı ... ..." olarak tapu kaydının malik hanesinin düzeltilmesine karar verilmiştir. Tapu maliki ... kızı ... ... olduğundan, ... isminin ... olarak düzeltilmesine ilişkin hüküm kurulurken az yukarıda belirtilen ilkeler uyarınca yeterli araştırma yapılmamıştır. Mülkiyet nakline neden olmamak için gerekli araştırma yapılarak hükmü kurulması gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Ayrıca talep olmadığı halde, tapu maliklerinin baba adınında düzeltilmesi HUMK"nun 74.maddesine aykırıdır.
Karar açıklanan nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalı İdare vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2.bent uyarınca hükmün BOZULMASINA, 08.04.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi.