Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/2707
Karar No: 2017/7619

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/2707 Esas 2017/7619 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2016/2707 E.  ,  2017/7619 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
    -K A R A R-

    Davacı vekili, davalı kamu borçluları hakkında 6183 sayılı yasa gereğince takip yapıldığını, alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla dava konusu taşınmazlarını diğer davalılara devrettiğinden davalılar arasındaki tasarrufların iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemenin, davanın reddine ilişkin kararı, dairemizin 24.06.2008 tarih 2008/1068 Esas 2008/3475 Karar sayılı ilamı ile davacı tarafın zararının borçlu ..."ın şirket ortaklığından ayrıldıktan sonra doğduğu düşüncesi ile davanın reddine karar verilmesinin, dosyadaki bilgi ve belgelere uygun düşmediği, ... İdare Mahkemesinin 13.7.2001 tarih 2000/1210-2001/922 sayılı kararından göre davalı ..."ın şirket ortaklığından ayrıldığı 13.7.1998 tarihinden öncesine ait gerçekleşen 31 milyar TL yi aşkın zarardan adı geçen davalı borçlunun sorumlu olduğu, Limited
    şirketin hakim ortağı borçlu davalı ..."ın taşınmazlarını devrettiği diğer davalılarla olan yakınlık ve akrabalık ilişkileri incelenmesi, tasarruf tarihi itibariyle taşınmazların gerçek değerleri ile satış değerleri belirlenmesi, belirlenecek gerçek değerleri karşılaştırılması, aralarında mislini aşan fahiş farkın bulunup bulunmamasına göre bir değerlendirme yapılması, borçlu ile doğrudan doğruya hukuki işlemde bulunmayan davalıların borçlunun durumunu bilip bilmedikleri üzerinde durulması ve tüm deliller toplandıktan sonra sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinden bahisle bozulmuştur.
    Bozmadan sonra mahkemece, davalı üçüncü kişilerin borçlunun mali durumunu bilebilecek kişilerden olmadığı, dava konusu taşınmazların tapudaki satış bedelleri ile gerçek değerleri arasında misli fark olmakla birlikte bunun tapudaki değerin az gösterilmesinden kaynaklandığından bahisle davanın esastan reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava 6183 sayılı yasanın 24. ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir.
    1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davalılar ..., ... ve ...’nun kötü niyeti ispatlanmadığı, davalı ...’ın taşınmazı cebri icra yolu ile satın aldığının anlaşılmasına göre davacı alacaklı vekilinin aşağıda yazılı bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    2-6183 sayılı Yasa’nın 28/1 maddesine göre üçüncü dereceye kadar kan hısımları ile eşler ve ikinci dereceye kadar ‘bu derece dahil) sıhri (kayın)hısımları arasındaki tasarruflar bağış niteliğinde olup iptali gerekmektedir. Yine aynı yasanın 30.maddesine göre de kamu alacaklarının bir kısmını veya tamamının tahsiline olanak bırakmamak amacı ile borçlu tarafından bir taraflı tasarruflar ile borçlunun maksadını bilen veya bilmesi gereken kimseler ile yaptığı tasarruflar tarihleri ne olursa olusun geçersizdir. 31.maddede de ise 27,28,29 ve 30 maddelerde sözü edilen tasarruf ve muamelelerden faydalananlar elde ettiklerini elden çıkarmışlarsa takdir edilecek bedelini bu kanun hükümleri dairesinde vermeye mecbur oldukları hüküm altına alınmıştır.
    Somut olaya gelince, davalılardan ...’nin kamu borçlusu ...’ın annesi olduğu, davalı ...’in ise borçlu ile yakın akrabalığının bulunmadığı ancak dava konusu 412 ada 60 parseli 12.01.2000 tarihinde tapuda 1.650,00 TL sına almasına rağmen taşınmazın gerçek değerinin 3.940,00 TL olarak belirlendiği, anılan davalının tapudaki ödeme dışında bir bedel ödediğinin ispatlanmadığı bu hali ile taşınmazın satışında bedel farkı olduğu gibi aynı davalının dava konusu 654 ada 6 parselin 4/48 hissesini 25.12.1998 tarihinde borçludan satın aldıktan sonra 13.07.1999 tarihinde hissesini borçlunun annesi ...’ye devrettiği,09.11.2000 geri aldığı ve 27.05.2001 de yeniden ...’ye devrettiği bu yakın ilişkiye göre davalı ...’in borçlunun mali durumunu bildiğinin kabulü gerektiği, ancak anılan davalının 412 ada 60 parseli 25.06.2001 tarihinde sattığı davalı ...’nin, 999 parsali 02.07.2003 tarihinde sattığı davalı ...’in kötü niyeti ispatlanmadığından bu taşınmazların davalı ...’in elinden çıkardığı tarihteki değerleri oranında tazminatla sorumlu tutulması gerekirken aksi düşüncelerle reddi isabetli değildir.
    Dava konularından 654 ada 6 parselle ilgili olarak kat irtifakına geçildiği 5 nolu bağımsız bölümü ...’den satın alan davalı ...’ın taşınmaz üzerindeki kooperatif ortağı olarak taşınmazı ...’den almak zorunda kaldığı, başından itibaren borçlunun 5 nolu bağımsız bölüme denk gelen bir hakkının olmadığı anlaşıldığından buna ilişkin davanın reddi yerinde ise de 9 nolu bağımsız bölüm 27.05.2001 tarihinde ...’ye devredildiği, 28.09.2007 tarihinde ...’nin borcu nedeni icrada satıldığı anlaşıldığından, taşınmazın 27.05.2001 tarihindeki gerçek değeri üzerinden tazminatın takip konusu alacak ve ferilerini geçmeyecek şekilde ... ve ...’den mütesilsilen, 28.08.2007 tarihindeki cebri icradaki satış bedeli 27.05.2001 tarihindeki gerçek değer arasındaki farkın sadece ...’den tahsiline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
    SONUÇ:Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine 2 nolu bentlerde açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 12.09.2017 günü oybirliğiyle karar verilmiştir.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi