22. Hukuk Dairesi 2017/17309 E. , 2018/24971 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı iş yerinde perde ustası olarak 13.11.2013 tarihine kadar kesintisiz olarak çalıştığını, ödenmeyen maaş alacağı ile yıllık izin, fazla mesai alacaklarının ödenmesinin işverenden talep edilmesi üzerine iş sözleşmesinin işveren tarafından feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile birkısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının istenen zammın verilmemesi üzerine işe gelmediğini, devamsızlık tutanakları tutulduğunu, davacıya geçerli mazeret bildirilmesi için süre verildiğini, bunun üzerine davacı tarafından işçilik alacaklarının ödenmesi talebinde bulunulduğunu ve bu ihtarnamenin istifa olarak kabul edilerek iş sözleşmesinin ikale ile sona erdiğini, davacının talep konusu işçilik alacaklarının bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanılan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içerisinde taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, belgelere ve tüm dosya kapsamına göre; davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 233. maddesi uyarınca;
a)Yemin, mahkeme huzurunda eda olunur.
b)Hâkim, yeminin icrasından önce yemin edecek kimseye, hangi konuda yemin edeceğini açıklar, yeminin anlam ve önemini anlatır ve yalan yere yemin etmesi hâlinde cezalandırılacağı hususunda dikkatini çeker.
c)Yemin edecek kimse, yemin konusunun yeterli açıklıkta olmadığını ileri sürerse; hâkim, karşı tarafın görüşünü aldıktan sonra derhâl bu konuda kararını verir.
d)Sonra "Size sorulan sorular hakkında, gerçeğe uygun cevap vereceğinize ve hiçbir şey saklamayacağınıza namusunuz, şerefiniz ve kutsal saydığınız bütün inanç ve değerler üzerine yemin eder misiniz?" diye sorar. O kimse de "Bana sorulan sorular hakkında gerçeğe uygun cevap vereceğime ve hiçbir şey saklamayacağıma namusum, şerefim ve kutsal saydığım bütün inanç ve değerlerim üzerine yemin ediyorum." demekle yemin eda edilmiş sayılır.
e)Yemin eda edilirken, hâkim de dâhil olmak üzere hazır bulunan herkes ayağa kalkacağı belirtilerek yeminin şekli anlatılmıştır.
6100 sayılı Kanun"un 238. maddesi uyarınca yemin tutanağı düzenlenir. Hâkim, yemin eden kimsenin beyanını dinleyip tutanağa geçirir ve yazılanları yüksek sesle huzurunda okur; beyanında ısrar edip etmediğini sorar ve verilen cevabı tutanağa kaydeder.
Yemin, davadaki bir olayın ispatı için tarafın teklif ettiği bir doğrulatma beyanıdır. Yeminin konusu, davanın çözümü bakımından önem taşıyan, çekişmeli olan ve kişinin kendisinden kaynaklanan vakıalardır. Yemin teklif edilen kimse yemini eda etmeye hazır olduğunu bildirdikten sonra diğer taraf teklifinden vazgeçerek başka bir delile dayanamaz ve yeni bir delil gösteremez. Yemin mahkeme huzurunda eda olunur ve yemin eda edilirken hakim dahil hazır bulunan herkes ayağa kalkar. Hakim, yeminin icrasından önce yemin edecek kimseye hangi konuda yemin edeceğini açıklar, yeminin anlam ve önemini anlatır, yalan yere yemin etmesi halinde cezalandırılacağı hususunda dikkatini çeker.
Hakim yemin edecek kimseye,"size sorulan sorular hakkında, gerçeğe uygun cevap vereceğinize ve hiçbir şey saklamayacağınıza namusunuz, şerefiniz ve kutsal saydığınız bütün inanç ve değerler üzerine yemin eder misiniz?" diye sorar. Yemin edecek kimse "Bana sorulan sorular hakkında gerçeğe uygun cevap vereceğime ve hiçbir şey saklamayacağıma namusum, şerefim ve kutsal saydığım bütün inanç ve değerlerim üzerine yemin ediyorum." şeklinde beyanda bulunduğu takdirde yemin eda edilmiş olur. Yemin şekli yöreye, taraflara, örf ve adete göre değiştirilemez.
Hâkim, yemin eden kimsenin beyanını dinleyip tutanağa geçirir ve yazılanları yüksek sesle huzurunda okur; beyanında ısrar edip etmediğini sorar ve verilen cevabı tutanağa kaydeder. Yemin eden sebat ettiğini bildirirse yemin metni kendisine imzalattırılır ve yemin işlemi tamamlanmış olur. Sebat etmediğini bildirirse yalan yere yemin etme suçu oluşmaz.
Somut olayda, ücret alacağı bakımından ispat yükü üzerinde olan davalı taraf, 30.03.2015 tarihli 8 nolu celsede davacı asile son dört aylık ücret alacağının ödenip ödenmediği hususunda yemin teklifinde bulun olup; davacı asil, ilgili celsede usulüne uygun olarak aylık 1.200,00 TL ücret aldığı ve 2013 yılındaki 4 aylık ücretinin ödenmediğine dair yemin etmiştir. Ancak mahkemece gerekçe gösterilmeksizin davacının ücret alacağı talebi reddedilmiştir. Yemin beyanına göre davacının ücret alacağının kabulüne karar verilmesi gerekirken reddi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Taraflar arasında davacının fazla çalışma yapıp yapmadığı hususunda da uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Fazla çalışmanın belirlenmesinde 4857 sayılı İş Kanunu"nun 68. maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin dikkate alınması gerekir.
Somut olayda, davacı haftaiçi ve cumartesi günleri 08.30-19.00 saatleri arasında çalıştığını, çoğu zaman bu çalışmasının saat 20.00"ye kadar sürdüğünü ileri sürmüş olup; Mahkemece dinlenen davacı tanıklarının aynı işyerinde çalışmadıklarından beyanlarına itibar edilemeyeceği, davalı tanıklarının ise fazla çalışma yapılmadığını belirtmeleri sebebiyle davacının fazla çalışma talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı tanıklarının aynı işyerlerinde çalışmaları bulunmadığından görgüye dayalı bilgilerinin bulunmadığı ve bu sebeple beyanlarına itibar edilemeyeceği yönündeki mahkeme tespiti yerinde ise de, davalı tanık beyanları ayrıntılı olarak değerlendirilmemiştir. Nitekim davalı tanık beyanlarına göre davacının yaz döneminde cumartesi dahil 08.30-18.30 saatleri arasında çalıştığı, 12.30-13.30 saatleri arasında ara dinlenme kullandığı anlaşılmakla, ilgili dönem bakımından fazla çalışma alacağının bu saatler esas alınarak hesaplanması gerekirken fazla çalışma alacağının reddi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 21.11.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.