Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/18058
Karar No: 2016/2574
Karar Tarihi: 03.03.2016

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2015/18058 Esas 2016/2574 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2015/18058 E.  ,  2016/2574 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 03.11.2015 Salı günü saat 10.07 de daireye gelmeleri için taraf vekillerine tebligat yapıldığı halde gelmedikleri anlaşıldı, incelemenin dosya üzerinde yapılmasına, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra Tetkik Hakimi ..."ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:

    -KARAR-

    Dava, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olup, Sulh Hukuk Mahkemesince, davanın kabulüne dair verilen karar, Dairece; ""...Davanın, taşınmazın aynına, başka bir deyişle mal varlığına yönelik olduğu açıktır. Bu durumda müddeabihin değeri gözetilmek suretiyle mahkemenin görevinin belirleneceği tartışmasızdır. Bilindiği üzere, 04.03.1953 tarih ve 10/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince bu tür davalarda çekişmeye konu taşınmazların değerinin toplamı dava değerini belirtir. Keza 492 sayılı Harçlar Yasasının 16. maddesi hükmü gereğince de, taşınmazın aynına ilişkin davalarda taşınmazın değeri üzerinden harç alınacağı düzenlenmiştir. Öte yandan 6100 sayılı HMK"nun geçici 1. maddesi hükmü gereğince bu kanunun göreve ilişkin hükümlerinin kanunun 01.10.2011 tarihli yürürlüğünden önceki tarihte açılmış olan davalarda uygulanamayacağı öngörüldüğünden davada 1086 sayılı HUMK"nun gözetilmesi gerekeceği izahtan varestedir. Ne var ki, mahkemece, keşif yapılarak çekişmeli taşınmazın değeri saptanmış değildir. Görev kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re"sen gözönünde tutulması gereken bir usul kuralıdır. Hal böyle olunca, mahallinde keşif yapılarak çekişmeli taşınmazın değerinin bilirkişi aracılığıyla tespit edilmesi, ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken, bu husus gözetilmeksizin yazılı olduğu üzere işin esası yönünden hüküm kurulmuş olması doğru değildir."" gerekçesi ile bozulmuş, mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda mahkemenin görevsizliğine ve dosyanın görevli ve yetkili Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, görevli Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Davacı, davacıların kök murisi ..."in 114 ada 5 parsel sayılı taşınmazdaki bir kısım payının devri konusunda düzenlenen satış vaadi sözleşmesine istinaden açtığı tapu iptal ve tescil davasının ... Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 1994/246 Esas, 1994/365 sayılı kararı ile kabul edilerek dereceattan geçmek suretiyle kesinleştiğini, ancak sağlık sorunları sebebi ile ilamı infaz ettiremediğini, bu arada ilamda payının iptali ile adına tesciline karar verilen paydaşlardan ..."in payının mirasçıları tarafından davalıya devredildiğini ileri sürerek, ..."ten mirasçılarına intikal eden ve mirasçıları tarafından davalıya satılan payın tapusunun iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, davanın zamanaşımına uğradığını, hak düşürücü sürelerin geçtiğini, ilamların 10 yılda zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Dosya içeriğinden; davacının, 13.06.1988 tarihinde davalı ile dava dışı ..., ..., ..., ... ve ..."i taraf göstererek açmış olduğu tapu iptal ve tescil davasında, ""114 ada 5 parsel sayılı taşınmazın 22000/25000 payına isabet eden ve özel parselasyon planında da 3 parsel numarası ile gösterilen 282 m2"lik bölümü, davalıların miras bırakanı olan ..."in noterde düzenlenen 20.03.1980 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile kendisine satmayı vaat ettiğini ve bedelini aldığını, ancak devrin gerçekleştirilmediğini"" ileri sürerek, tapu iptal ve tescil talebinde bulunduğu, 09.07.1991 tarihinde davanın reddine dair verilen kararın, davacı vekilinin temyizi üzerine, Yargıtay 14. Hukuk Dairesi"nin 25.02.1994 tarihli, 1993/6271 Esas, 1994/2007 sayılı kararı ile; ""Dava konusu taşınmazın Belediye sınırları içerisinde ve imar sahasında olduğu, Belediye"nin ifrazın mümkün olmadığını bildirdiğine göre davacının aynen değilse pay tescili suretiyle sözleşmenin yerine getirilmesini istediğine göre ve tahvil kuralı uyarınca bu hususun gözönünde tutulmadan davanın reddine karar verilmiş olmasının doğru olmadığı"" gerekçesi ile bozulmuş, ... Sulh Hukuk Mahkemesince bozma kararına uyularak, 11.05.1994 tarihli, 1994/246 Esas, 1994/365 sayılı karar ile; davanın kabulüne, 114 ada 5 parsel sayılı taşınmazın davalı ... adına kayıtlı olan 89789/250000 payın, davalı ... adına kayıtlı olan 25273/250000 payın, davalı ... adına kayıtlı olan 25273/250000 payın, davalı ... adına kayıtlı olan 25273/250000 payın tapusunun iptali ile, 3306/250000 payın davacı adına, 88961/250000 payın davalı, 24447/250000 payın davalı ..., 24447/250000 payın davalı ... adına tesciline karar verildiği, anılan kararın Yargıtay 14. Hukuk Dairesi"nin incelemesinden geçerek 23.12.1994 tarihinde kesinleştiği, davacının ilamı infaz ettirmediği, davalı ... adına tapuda kayıtlı olan 25273/250000 payın 21.02.2000 tarihinde mirasçılarına elbirliği halinde mülkiyet olarak intikalinin yapılarak, aynı gün bir sonraki yevmiye numarası ile davalıya satış suretiyle devredildiği anlaşılmaktadır.
    Hemen belirtmek gerekir ki, çekişmeye konu taşınmazın kesinleşen mahkeme kararı ile ..."in tapuda kayıtlı olan 25273/250000 payından 826/250000 payının tapusunun iptali ile davacı adına tesciline karar verildiği, ..."in mirasçılarından anılan payı satın alan davalının bu durumu bilen kişi olduğu belirlenmek suretiyle, ..."ten gelen 826/250000 pay bakımından davanın kabulüne karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur.
    Davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.
    Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince; mahallinde yapılan keşif neticesinde düzenlenen teknik bilirkişi rapor içerikleri ve evrak arasına alınan kayıtlardan; 21358 m2 olan 114 ada 5 parsel sayılı taşınmazın bulunduğu alanda 21.11.1991 tarihinde kısmi imar uygulaması yapılması neticesinde taşınmazın 17636 m2"sinin 994 ada 1 ila 14 nolu imar parsellerine gittiği, imara girmeyen 3722 m"lik bölümün yine 114 ada 5 parsel numarası ile kayıt edildiği ve bu parselde davalının 115062/250000 pay sahibi olduğu, kesinleşen ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 11.05.1994 tarih, 1994/246 Esas, 1994/365 karar sayılı dosyasının yargılama aşamasında imar uygulaması ile imar sonucu oluşan yeni mülkiyet durumunun evrak arasına yansımadığı, diğer bir söyleyişle taşınmazın imar öncesi sicil kaydına göre iptal ve tescile karar verildiği ve buna göre kesinleştiği görülmektedir.
    Hâl böyle olunca, davaya konu taşınmazın imar uygulaması neticesinde imar dışı bırakılan ve 3722 m2 olarak kaydedilen 114 ada 5 nolu parseldeki davalının payı olan 115062/250000 paydan, ..."e aitken iptal ve davacı adına tesciline karar verilen ve ..."den gelen 826/250000 payın iptal edilerek davacı adına tesciline, öte yandan dava konusu taşınmazın bir bölümünün imar uygulaması ile gittiği 994 ada 1 ila 14 nolu parsellerden davalı adına tescil edilen imar parsellerinin de belirlenerek, ..."in 826/250000 payına karşılık gelen payın oranlanarak belirlenecek bu paylar üzerinde de davalının payının iptal edilerek davacı adına tesciline karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile imar uygulaması gözetilmeden sonuca gidilmiş olması doğru olmadığı gibi, dava dilekçesi içeriğine göre, davanın, ... adına kayıtlı iken mahkeme kararı ile iptal ve davacı adına teciline karar verilen (826/250000 paya isabet eden) paya hasren açıldığı anlaşıldığı halde, bu hususun da gözardı edilerek 3306/250000 pay üzerinden iptal ve tescile karar verilmiş olması da isabetsizdir.
    Davalı vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün belirtilen nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 03.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi