8. Hukuk Dairesi 2013/17717 E. , 2014/8726 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 10. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 11/04/2013
NUMARASI : 2012/993-2013/205
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire"ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
K A R A R
Borçlular lehine İİK"nun 179. maddesi kapsamında verilen ihtiyati tedbir kararı nedeniyle aleyhlerinde başlatılan takibin iptali talebinde bulundukları, Mahkemece gerekçe bölümünde istemin kabulü gerektiği belirlendiği halde, hüküm fıkrasında reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Mahkeme kararlarında nelerin yazılacağı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297. maddesinde belirtilmiştir. Hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait her hangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.
Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır. Hükmün hedefine ulaşmasını engeller, Kamu düzeni ve barışı oluşturulamaz.
Diğer taraftan, yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar; kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak; kısaca, maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir.
Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtay’ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş; hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur.
Nitekim aynı ilkeler, Hukuk Genel Kurulu"nun 19.06.1991 gün ve 323 E.-391 K.;10.9.1991 gün ve 281 E.-415 K.;25.09.1991 gün 355 E.-440 K.;19.04.2006 gün ve 2006/4-142 E.-229 K.; 05.12.2007 gün ve 2007/3-981 E.-936 K.; 23.01.2008 gün ve 2008/14-29 E.-4 K.; 19.03.2008 gün ve 2008/15-278 E.-254 K.;18.06.2008 gün ve 2008/3-462 E.-432 K.;21.10.2009 gün ve 2009/9-397E.-453 K.; 24.02.2010 gün ve 2010/1-86 E. -108 K. sayılı kararlarında da, benimsenmiştir.
Somut olayda Mahkemece gerekçe bölümünde; borçluların talebinin dayanağı Kadıköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2011/643 Esas sayılı dosyasında verilen 26.09.2011 tarihli ihtiyati tedbir kararı ile " İİK 206/1 maddesindeki haklar hariç olmak üzere hiçbir icra takibi yapılmamasına karar verildiğini "", iflasın açılmasından 1 yıl önce taahhakuk etmiş ihbar ve kıdem tazminatı alacaklarının kapsam dışı bırakıldığı, işçi alacağının doğum tarihinin karar tarihi 28.06.2012 olduğu, bu tarih dikkate alındığında tedbir kararından sonra takip yapılamıyacağından, açılan davanın kabulü ile icra takibinin iptaline karar vermek gerektiği belirtilmiş,
Hüküm fıkrasında ise; "" gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere, açılan davanın reddine "", şeklinde ifadeler kullanıldığı görülmektedir.
Bu durumda, Mahkemece yapılacak iş; borçluların istemleri hakkında infazda tereddüt oluşturmayacak şekilde açık ve anlaşılır bir biçimde usulün aradığı nitelikleri haiz bir karar verilmesi olmalıdır.
Mahkemenin, yukarıda ayrıntılarıyla açıklanan biçimde usulün öngördüğü niteliklere haiz bulunmayan kararı, usul ve yasaya uygun değildir.
Yerel mahkeme kararının, işin esasına yönelik temyiz itirazları incelenmeksizin, salt bu usulü eksikliğe dayalı olarak bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Borçlular vekilinin temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK. nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK"nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 05.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.