17. Hukuk Dairesi 2016/5618 E. , 2017/7611 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili, davalıya zorunlu trafik sigortalı aracın tek taraflı kaza yapması sonucu araçta yolcu olan murisin vefat ettiğini, murisin davacının oğlu olduğunu, müvekkilinin muris için cenaze, mevlid, defin ve hayır masrafları yaptığını beyanla, belirsiz alacak davası olarak açtığı davada 2.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden işleyecek reeskont faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiş, bedel artırım dilekçesiyle talebini 6.650 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini, muris ehliyetsiz sürücünün aracına bindiğinden murisin ağır kusurlu olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, Dairemizin ilgili bozma ilamına uyulmasına karar verilerek toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, muris olay günü alkollü olan ve ehliyeti olmayan kardeşinin aracına kendi rızası ile binmekle kusurlu olduğundan TBK 52. madde gereği tazminat ödenmesine yer olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle cenaze, mevlid, defin ve hayır gideri istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne dair verilen ilk ilam davalı tarafın temyizi üzerine Dairemizin 2013/19961 Esas, 2015/5825 Karar sayılı ilamıyla ‘‘1)Dosyadaki yazılara, mahkemece toplanan delillere, yasaya uygun gerektirici nedenlere göre davalı vekilinin aşağıda yazılı bentler dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2)Dava, trafik kazasından kaynaklanan cenaze giderlerinin Araç Zorunlu Mali Sorumluluk sigortasını düzenleyen davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 53/1. maddesinde cenaze giderlerinin ölümden kaynaklanan zararlar kapsamında olduğu düzenlenmiştir.
Yasa hükmüne göre tazmini söz konusu olan cenaze giderleri, ölümle doğrudan doğruya ilgili bulunan, ölenin dini ile sosyal ve ekonomik durumuna uygun giderlerden ibarettir ki ölenin taşınmazı, yıkatılması, gömülmesi, mezarlık ücreti, mezar taşı... vs. giderlerini kapsamaktadır.
Şu var ki bu giderler gerçekten yapılmalı ve mahalli adetlere de uygun düşmelidir.
Somut uyuşmazlıkta, davacı talep ettiği cenaze giderlerini gerçekten sarfettiği konusunda delil ibraz etmemiş, mahkemece salt bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bu halde davacının, dava konusu cenaze giderlerini gerçekten sarfettiğine ilişkin tüm delillerinin toplanması, toplanacak delillerle birlikte dosya içeriğine uygun düşecek bilirkişi raporunun da dikkate alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu konuda hiçbir delil toplanmadan soyut bilirkişi raporuna göre karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3)Davalı vekili, araç sürücüsünün alkollü ve sürücü belgesiz olduğunu bildirerek tazminattan indirim talep etmiş, mahkemece bu konuda hiçbir inceleme ve araştırma yapılmamıştır.
6098 sayılı TBK 51. maddesi hakimin tazminatın kapsamını, durumun gereği ve özellikle kusurun ağırlığını gözönüne alarak belirleyeceği, Yasanın 52. maddesi de zarar görenin zararı doğuran fiile razı olması veya zararın doğmasında veya artmasında etkili olması halinde hakimin tazminatı indirebileceği veya kaldırabileceğini düzenlemiştir.
Bu halde davalı savunmasının sübutu halinde TBK 51, 52. maddesi hükümlerini uygulanması söz konusu olacağından davalı savunmasının değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken bu hususun gözardı edilmesi de isabetli bulunmamıştır.’’ gerekçeleriyle bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yapılan yargılama sonucu muris olay günü alkollü olan ve ehliyeti olmayan kardeşinin aracına kendi rızası ile binmekle kusurlu olduğundan TBK 52. madde gereği tazminat ödenmesine yer olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiştir.
Zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur Borçlar Kanunu"nun 44. maddesinde (6098 sayılı TBK md. 52) düzenlenmiştir. Buna göre zarara uğrayan, zarar doğuran eyleme razı olmuş veya kendisinin sebep olduğu hal ve şartlar zararın meydana gelmesine etki yapmış veya tazminat ödevlisinin durumunu diğer bir surette ağırlaştırmış ise, hakim tazminat miktarını hafifletebilir. Dairemizin de yerleşik uygulamalarına göre bu halde tazminatın tamamen kaldırılması söz konusu olmayıp, hükmedilecek tazminattan %20 oranında takdiri indirim yapılabilmektedir. Ayrıca 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 53. maddesinde cenaze giderlerinin de ölüm nedeniyle meydana gelen zararlardan olduğu hüküm altına alınmıştır. Bu nedenle zarar sorumlusu, ölüm halinde yapılan cenaze giderlerinden de sorumludur. Cenaze giderleri; ölümle doğrudan doğruya ilgili bulunan ve ölenin dini ile sosyal ve ekonomik durumuna uygun giderlerden ibaret olup ölenin taşınması, yıkatılması, gömülmesi, mezarlık ücreti gibi giderleri kapsar. Ölüm nedeniyle yapılan cenaze giderlerinin tamamının belgelendirilmesi veya faturalandırılması mümkün olmasa da, yapılan giderlerin mahalli örf ve adetlere uygun olması gerekmektedir. Bozma ilamı sonrası davacı vekili dava konusu taleplere ilişkin faturaları olmadığını, faturalandırmanın da mümkün olmadığını savunmuştur. Muris ölüm tarihinde 24 yaşında ve nüfus kaydına göre bekar olup babası kendisinden önce vefat etmiş, geriye bekar davacı annesi kalmıştır. Bozma ilamı öncesi dosya arasına aldırılan ... Belediye’sinin 8.5.2012 havale tarihli yazı cevabında cenaze ve defin giderlerinin yer tahsisi 100 TL, mezar taşı 150 TL, kefen 150 TL ve kazı bedeli 150 TL olmak üzere toplam 650 TL olduğu bildirilmiştir. Bu durumda mahkemece bu bedel esas alınarak, TBK 52. madde gereği %20 oranında da takdiri indirim yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 12.9.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.