2. Hukuk Dairesi 2021/4322 E. , 2021/6892 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Boşanma-Eşya Alacağı
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 06.10.2021 günü temyiz eden davalı ... vekili Av. ... geldi. Karşı taraf davacı ... ile vekili gelmedi. Gelenin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle bölge adliye mahkemesi kararının hüküm kısmında "Eklenmesine" şeklinde karar verilemeyeceğinin tabii bulunmasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA,, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 292.10 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.06.10.2021 (Çrş.)
KARŞI OY YAZISI
Bölge adliye mahkemesi tarafından istinaf istemiyle önüne gelen dosya ve karar bir bütün olarak değerlendirilerek, HMK"nın 353 (1)-b maddesinde yer alan; "b) Aşağıdaki durumlarda davanın esasıyla ilgili olarak; 1)- İncelenen mahkeme kararının usul veya esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığı takdirde başvurunun esastan reddine,
2) Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında, 3)-Yargılamada bulunan eksiklikler duruşma yapılmaksızın tamamlanacak nitelikte ise bunların tamamlanmasından sonra yeniden esas hakkında, duruşma yapılmadan karar verilir" düzenlemesi uyarınca, davanın hangi kısmı ile ilgili olursa olsun, istinaf isteminin kısmen bile kabulüne karar verilecek olsa dahi, şayet yeniden hüküm kurulacak ise, ilk derece mahkemesi kararının tamamen kaldırılması ve tüm hükümlerin yeniden kurulması gerekir. Aksi halde, aynı dosyada infazı kabil birden fazla kararın ortaya çıkması tehlikesine ve HMK"nın 297. ile 359.maddelerine aykırı olarak infazda tereddüte sebebiyet verilebilecektir. Keza, ilk derece mahkemesi kararı hakkında kısmen esastan ret, kısmen kabul verilip, sadece kabul olunan kısım yönünden kararın kaldırıldığı hallerde, böyle bir kararın bozulması durumunda bozma sonrası davaya bakacak mahkeme konusunda da belirsizlik ortaya çıkabilecektir.
Bu nedenle somut olayda, yukarıda açıklandığı şekilde istinaf talepleri kabul edilen kısımlara ilişkin ilk derece mahkemesi kararının tümden kaldırılmasına karar verilerek tüm hükümlerin yeniden kurulması gerekirken, bölge adliye mahkemesi tarafından usule ve yasal düzenlemelere aykırı şekilde, bir yandan boşanma davasına yönelik istinaf taleplerinin HMK"nın 353 (1)-b.1 maddesi gereği esastan reddine karar verilirken, diğer yandan istinaf talebinin kabulüne de karar verilmeden; istinaf incelemesine konu olan ... 1. Aile Mahkemesinin 22.09.2020 tarih, 2018/290 Esas, 2020/425 Karar sayılı ilamının hüküm kısmında 12. bent bulunmasına rağmen bölge adliye mahkemesi hükmünün c bendinde, ilk derece mahkemesi hükmüne mükerrer olarak ikinci bir 12. bent eklenerek "Davalı erkeğin manevî tazminat, tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin REDDİNE" karar verilmesi yanında, ilk derece mahkemesi hükmünde 13. bent bulunmadığı halde bu da dikkate alınmadan hükme 14.bent eklenerek; "Davalı kadının kişisel eşya ve çeyiz eşyalarına yönelik davası hakkında "KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA" şeklinde, kanunda yer almadığı şekilde ilk derece mahkemesi hükmünün düzeltilerek onamaya benzer şekilde eklemeler yapılmak suretiyle, aynı dosyada infazı kabil birden fazla kararın ortaya çıkmasına ve HMK"nın 297 ile 359. maddelerine aykırı olarak infazda tereddüte sebebiyet verilerek hüküm kurulması doğru olmadığından ve hükmün bu nedenle bozulması gerektiği kanaatinde olduğumdan sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.