Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/66
Karar No: 2018/24964
Karar Tarihi: 21.11.2018

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2016/66 Esas 2018/24964 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığı'nda usta öğreticisi olarak çalıştığını ve yanlış hesaplama sonucu sürekli eksik ücret ödendiğini, yıllık izinlerinin kullandırılmadığını ve ilave tediye ödemesi yapılmadığını iddia ederek alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir. Mahkeme, deliller ve bilirkişi raporuna dayanarak davacının lehine karar vermiştir. Davalı, zaman aşımı, görev yönünden reddi ve borcu olmadığı itirazları ile davayı reddetmiştir.
Yüksek Mahkeme ise, davalının itirazlarının yerinde olmadığını belirtmiştir. Ancak, davacının aylık ücretinin belirlenmesinde kriterler ve hesaplama yöntemi olduğunu vurgulamıştır. Ayrıca, yıllık izin ücretinin hesaplanmasında işverenin ispat yükü olduğunu ve işçiye yemin teklif edebileceğini belirtmiştir.
4857 sayılı İş Kanunu'nun 59. maddesi, iş sözleşmesinin sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceğini hükme bağlamaktadır. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 176. maddesi ise usta öğreticiler için
22. Hukuk Dairesi         2016/66 E.  ,  2018/24964 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, müvekkilinin ... Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığında Gençlik ve Çocuk Şube Müdürlüğünde ... usta öğreticisi olarak 15/06/2007 tarihinden itibaren çalışmaya başladığını, çalışmaların haftanın 6 günü devlet memurlarının çalışma saatine uyumlu olarak 08.00-19.00 saatleri arasında olup, hizmet süresi itibari ile 657 sayılı Yasa gereğince ücret ödemesi yapılması gerekirken yanlış hesaplama sonucu sürekli eksik ücret ödendiğini, yıllık ücretli izne hak kazandığı halde izinlerin kullandırılmadığını, kullandırıldığı sürede ücretinin kesildiğini, devlet memuru olarak çalışanlara ilave tediye ödemesi yapıldığı halde davacıya böyle bir ödeme yapılmadığını ileri sürerek ücret, yıllık izin ve ilave tediye alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
    Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili, davanın zaman aşımına uğradığını, davalının davacıya bir borcu bulunmadığını, davanın öncelikle görev yönünden, olmadığı takdirde esastan reddi gerektiğini ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
    Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, toplanılan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Temyiz:
    Karar süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Gerekçe:
    1-Dosyadaki yazılara, belgelere ve tüm dosya kapsamına göre; davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-Taraflar arasında usta öğretici olan davacının aylık ücretinin belirlenmesi noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
    Somut olayda, davacının aylık maktu ücretle değil, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu"nun 176. maddesi ve dosya içeriğinde yer alan taahhütnamelere göre, ders saati ücreti ile çalıştığı anlaşılmaktadır.
    Dairemizce, usta öğreticiler bakımından uygulanan kriterlere göre; öncelikle davacının bir ayda çalıştığı toplam ders saati süresi, o ayda fiilen çalıştığı toplam gün sayısına bölünerek, günlük ortalama çalışma saat süresi bulunmalıdır. Bulunan günlük ortalama çalışma saat süresinin, ders saati ücreti ile çarpılması neticesinde ulaşılan miktar nazara alınarak, çalışma karşılığı olmayan hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil günleri ücretleri hesaplanmalıdır. Bu hesaplama, her ay için ayrı ayrı yapılmalıdır. Örnek vererek açıklamak gerekirse; ilgili ayda, toplam yüzkırk ders saati fiilen çalışan bir usta öğreticinin, o ay için aylık fiilen çalıştığı gün sayısının yirmi gün olduğu ve ders saati ücretinin ise 10,00 TL olduğu kabul edilirse; bu ayda çalışılan toplam ders saatinin (140 saat), fiilen çalıştığı toplam gün sayısına (20 gün) bölünmesi neticesinde, günlük ortalama çalışma saat süresinin yedi saat olduğu sonucuna ulaşılacaktır. Söz konusu günlük ortalama çalışma saat süresinin (7 saat), ders saati ücreti (10,00 TL) ile çarpımı neticesinde ulaşılan, 70,00 TL miktarı, çalışma karşılığı olmayan bir günlük hafta tatili veya ulusal bayram ve genel tatili ücretidir.
    Şu husus da belirtilmelidir ki, somut olayda, taraflar arasında, akdi tatile ilişkin bir anlaşma olmadığından, usta öğretici olan davacının, 4857 sayılı İş Kanunu hükümlerine göre, çalışma karşılığı olmadan ücreti ödenmesi gerekli hafta tatili gününün, haftada sadece bir gün olduğu kabul edilmelidir.
    Aylık ücret miktarının belirlenmesine gelince; usta öğreticiye ilgili ay için, o ayda fiilen çalıştığı ders saati ile ders saat ücretinin çarpımı neticesinde bulunacak tutara, o ayda çalışma karşılığı olmayan hafta tatili günleri için hesaplanan ücret tutarı eklenmeli ve ulaşılan sonuç aylık ücret miktarı olarak esas alınmalıdır. Örneğin, ilgili ayda, toplam yüzkırk ders saati fiilen çalışan ve ders saati ücreti 10,00 TL olan bir usta öğreticinin, fiili çalışması karşılığı hak kazandığı tutar, 140 X 10,00 TL =1.400,00 TL"dir. Yukarıdaki paragraftaki hesaplamaya göre, çalışma karşılığı olmayan hafta tatili gününün ücretinin 70,00 TL olduğu ve ilgili ay için çalışma karşılığı olmadan toplam dört günlük hafta tatili ücretinin bulunduğu kabul edilirse, bu ay için ödenmesi gerekecek toplam çalışma karşılığı olmayan hafta tatili günü ücreti 70,00 TL X 4 = 280,00 TL olacaktır. 1.400,00 TL ile 280,00 TL"nin toplamı neticesinde ulaşılan 1.680,00 TL miktarı, aylık ücret miktarı olarak tespit edilmelidir.
    Mahkemece dava konusu alacakların hesaplanmasında, yukarıda belirtilen maddi ve hukuki olgular nazara alınmadan sonuca gidilmesi hatalı olmuştur. Açıklanan hususlara dikkat edilerek, dava konusu tüm alacaklar yeniden hesaplanmalıdır.
    3-Taraflar arasında davacının yıllık izin ücreti alacağının hesaplanması noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
    4857 sayılı İş Kanunu"nun 59. maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir sebeple sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada sözleşmenin sona erme şeklinin ve haklı olup olmadığının önemi bulunmamaktadır.
    Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile ispatlamalıdır. Bu konuda ispat yükü üzerinde olan işveren, işçiye yemin teklif edebilir.
    Somut olayda, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının kıdem süresi ve taraflar arasında kararlaştırılan düzenlemelere göre hak kazandığı tespit olunan 88 günlük yıllık izin hakkından, davacı tarafından kullanıldığı sabit olan 53 günlük yıllık izin süresi mahsup edilmek suretiyle 35 gün kullanılmayan yıllık izin süresi bulunduğu kabul edilerek hesaplama yapılmıştır. Davalı vekili davacının daha fazla yıllık izin kullandığını iddia etmiş olup, bu iddianın kaynağı dosya içerisinde yer alan ve davacının imzasını taşımayan farklı tarihlere ilişkin yıllık izin belgeleridir. Her ne kadar bu belgeler davacının imzasını içermediğinden hesaplama dışı bırakılmış ise de; mahkemece, davacının davayı somutlaştırma yükü (HMK 194), hakimin de davayı aydınlatma yükümlülüğü (HMK m. 31) bulunduğu göz önüne alınarak, ilgili belgeler davacıya sorularak davacının beyanı alındıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilip, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 21.11.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi