17. Hukuk Dairesi 2015/1295 E. , 2017/7607 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde asıl-birleşen dava davacıları vekili ve asıl-birleşen dava davalısı... A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacılar vekili, asıl davada, davalıların sürücüsü ve zorunlu trafik sigortacısı olduğu aracın murisin kullandığı araca arkadan çarpması sonucu murisin vefat ettiğini, araçta yolcu olarak bulunan davacı ...’nın da yaralandığını, murisin davacı ...’nin eşi, diğer davacıların babaları olduğunu, davacıların babalarının ölümü nedeniyle, davacı ...’nın hem babasının ölümü, hem kendi yaralanması nedeniyle elem çektiğini, davacı eş ...’nin terzi olan ve tarımsal faaliyetlerde bulunan murisin desteğinden yoksun kaldığını, kazada murisin aracı pert olup hasarın 10.000 TL olduğunu, hasar tespit bedelinin 606,5 TL olduğunu beyanla, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla murisin ölümü sebebiyle davacı eş ... için 30.000 TL manevi, davacı çocukların her biri için ayrı ayrı 20.000’er TL manevi, davacı ..."nın yaralanması sebebiyle kendisi için 10.000 TL manevi tazminatın davalı ..."tan, davacı eş ... için 5.000 TL destekten yoksun kalma tazminatı, 10.000 TL hasar bedeli ile 606,50 TL tespit giderinin kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş, davacı ... vekili birleşen davada, davalıların sürücüsü ve zorunlu trafik sigortacısı olduğu aracın murisin kullandığı araca arkadan çarpması sonucu murisin vefat ettiğini, davacı eş ...’nin terzi olan ve tarımsal faaliyetlerde bulunan murisin desteğinden yoksun kaldığını beyanla, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 102.069,43 TL maddi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalı ...Ş. vekili, müvekkilinin poliçe limiti ve sigortalı aracın kusur oranıyla sınırlı sorumlu olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, asıl dosyamız açısından; açılan maddi tazminat davasının kabulü ile; davacı ... lehine 5.000,00 TL maddi tazminatın davalı ... yönünden kaza tarihi olan 23/08/2012 tarihinden itibaren, davalı ...Ş. yönünden ise dava tarihi olan 26/09/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte (... şirketi yönünden poliçe limiti ile sorumlu olmak kaydıyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, açılan manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile; davacı ... lehine 12.000,00 TL ile davacılar ..., ..., ... ve ... lehine ayrı ayrı 8.000,00 TL olmak üzere toplam 44.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 23/08/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ..."den tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, 10.600,50 TL araç hasar giderinin, davalı ... yönünden kaza tarihi olan 23/08/2012 tarihinden itibaren, davalı ...Ş. yönünden ise dava tarihi olan 26/09/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte (... şirketi yönünden poliçe limiti ile sorumlu olmak kaydıyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, birleşen 2014/112 Esas sayılı dosyamız açısından; açılan maddi tazminat davasının kabulü ile; davacı ... lehine 102.069,43 TL maddi tazminatın davalı ... yönünden kaza tarihi olan 23/08/2012 tarihinden itibaren, davalı ...Ş. yönünden ise dava tarihi olan 26/09/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte (... şirketi yönünden poliçe limiti ile sorumlu olmak kaydıyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine karar verilmiş; hüküm asıl-birleşen dava davacıları vekili ve asıl-birleşen dava davalısı ...A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, asıl-birleşen dava davalısı ... A.Ş. vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacılar eşi ve babaları olan murisi davaya konu trafik kazasında kaybetmiş, aynı kazada davacılardan ... yaralanmıştır. Murisin ölümü nedeniyle davacı eş ... için 30.000 TL manevi, davacı evlatların her biri için ayrı ayrı 20.000’er TL manevi, davacı ... için muris babasının ölümü nedeniyle 20.000 TL manevi, kendi yaralanması nedeniyle 10.000 TL manevi olmak üzere toplam 120.000 TL manevi tazminat talep edilmiş, mahkemece davacı eş Rukiye için 12.000 TL, davacı evlatların her biri için ayrı ayrı 8.000’er TL olmak üzere toplam 44.000 TL manevi tazminata hükmedilmiştir. Dava dilekçesinde davacı ... için ölüm ve yaralanma nedeniyle ayrı ayrı talepte bulunulduğu halde, mahkeme tarafından davacı ... için murisin ölümü nedeniyle ne kadar, kendi yaralanması nedeniyle ne kadar manevi tazminata hükmedildiğinin ayrı ayrı belirtilmemesi ve davacı ...’nın ilgili ceza dosyasına göre kemik kırığı oluşacak şekilde yaralandığı sabit olduğu halde, diğer davacı kardeşleriyle aynı miktarda manevi tazminata hükmedilmesi doğru görülmemiştir. Ayrıca manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K.nun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, olayın 23/8/2012 tarihinde meydana gelmiş olması, tarafların kusur oranı, yakınlık derecesi, ekonomik ve sosyal durumu, duyulan acı gibi nedenler dikkate alındığında, davacılar için hükmedilen manevi tazminat miktarı duyulan acıyı, çekilen sıkıntıyı hafifletebilecek düzeyde değildir. Hükmedilen manevi tazminat miktarı tüm davacılar için bir miktar az olup, yukarıda açıklandığı üzere davacı ... için murisin ölümü ve kendi yaralanması bakımından hükmedilecek manevi tazminat miktarının da ayrı ayrı belirtilmesi suretiyle daha üst düzeyde manevi tazminat takdiri için hükmün bozulması gerekmiştir.
3-6100 Sayılı HMK 266 ve devamı maddeleri gereğince çözümü özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verilir, hükmüne yer verilmiştir.
Davacı ... aracın pert olduğundan bahisle 10.000 TL maddi tazminat da talep etmiştir. Mahkemece, araç hasarı bakımından davacının gerçek zararının tespiti hususunda hiçbir inceleme yapılmadan, alanında uzman bir bilirkişiden hiç rapor aldırılmadan, tespit dosyasında belirlenen bedele göre talebin kabulüne karar verilmiştir. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz. Bu durumda mahkemece, hasar bedeli, aracın tamirinin ekonomik olup olmayacağı, pert olup olmadığının tespiti ile şayet pert olduğu anlaşılırsa, aracın kaza tarihindeki ikinci el piyasa rayiç değerinden sovtaj bedeli mahsup edilerek gerçek zarar miktarının belirlenmesi için alanında uzman bir makine mühendisi bilirkişiden, ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi doğru görülmemiştir.
4-Çalışma hayatının aktif çalışma dönemi ve emeklilik dönemi olan pasif devre olarak ayrılması ve özel yasalarında çalışma süreleri ayrık olarak belirtilmemiş (asker, polis vb. gibi) kişiler yönünden 60 yaşın aktif çalışma devresini, bakiye yaşam süresi varsa bu sürenin de pasif çalışma dönemini oluşturduğu, tazminatın hesabında pasif devrede de zararın oluşacağı ve bu zararın asgari ücret düzeyinde bir zarar olacağının kabulünün gerektiği Dairemizin yerleşmiş içtihatlarındandır.
Pasif devre zararının hesaplanması sırasında esas alınan ücret, bir çalışmanın karşılığı değil, ekonomik bir değer taşıyan yaşamsal faaliyetlerin sürdürülmesinin karşılığıdır. Hal böyle olunca da ücretle fiilen çalışanlara
uygulanmak için getirilen asgari geçim indiriminin ücretli bir çalışmanın söz konusu olmadığı pasif dönem (devre) zararının hesaplanmasında dikkate alınamayacağı açıktır. Zira asgari geçim indirimi ücretin eki olmadığından, tazminat alacaklarının hesaplanmasında esas ücrete dahil edilemez.
Somut olayda mahkemece hükme esas alınan hesap bilirkişi raporunda hesaplamada asgari ücret esas alınmış, aktif-pasif dönem ayrımı yapılmamıştır. Bu durumda yukarıdaki açıklamalar ışığında 52 yaşındaki muris eş için aktif-pasif dönem ayrımı yapılarak, pasif dönem zararının, asgari geçim indirimi olmaksızın asgari ücret üzerinden hesaplanması gerektiğinden, mahkemece aynı bilirkişiden bu yönde ek rapor alındıktan sonra sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi doğru görülmemiştir.
5-Mahkemece davacı ... tarafından hasar tespit dosyasında yapılan yargılama giderlerinin hükmedilen yargılama giderleri içerisinde değerlendirilmesi gerekirken, tespit yargılama giderlerine asıl alacak olarak hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
6-Gerekçeli karar başlığında dava ile ilgisi bulunmayan ....’nin asli müdahil olarak gösterilmesi mahallinde düzeltilmesi mümkün maddi hata olarak değerlendirilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle asıl-birleşen dava davalısı...A.Ş. vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle asıl-birleşen dava davacıları vekilinin temyiz itirazlarının, (3), (4) ve (5) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle asıl-birleşen dava davalısı ...A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile asıl ve birleşen davalardaki hükümlerin BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden asıl-birleşen dava davacıları ve asıl-birleşen dava davalısı ... A.Ş."ye geri verilmesine 12.9.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.