19. Ceza Dairesi Esas No: 2019/4955 Karar No: 2019/7802 Karar Tarihi: 02.05.2019
5607 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/4955 Esas 2019/7802 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen bir kararın temyizinden bahsedilmektedir. 5607 sayılı Kanuna Aykırılık suçu nedeniyle mahkumiyet kararı verilmiştir. Gümrük kaçakçılığı suçlarının devletin egemenlik hakkının ihlali ve vergi kaybına sebep olduğu belirtilmiştir. Sanığın daha önce aynı suçtan mahkum olduğu ve bu nedenle sübut ve nitelendirme açısından keşif yapılmaksızın önceki kararın da göz önünde bulundurularak, hak yoksunluğuna hükmedilmiş olması gereken 5237 sayılı TCK'nun 53. maddesi iptal edildiği için yeniden değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Suç tarihi itibariyle uygulanması gereken 5607 sayılı Kanuna göre davaya katılma hakkı bulunmayan Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumunun davaya katılmasına karar verilip lehine vekalet ücretine hükmedildiği belirtilmiştir. Suça konu sigaraların bandrolsüz olduğuna ilişkin tereddüt olmadığı belirtilerek, keşfin sanığa sebep olmadığı giderin yükletilmesinin hukuki bir etkisinin olmadığı belirtilmiştir. Kararda, 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca hükümün bozulması gerektiği sonucuna varılmıştır. Detaylı bilgi için 5607 sayılı Kanun ve 5237 sayılı TCK'nun 53. maddesi incelenmelidir.
19. Ceza Dairesi 2019/4955 E. , 2019/7802 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : 5607 Sayılı Kanuna Aykırılık HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak; Gümrük kaçakçılığı suçlarında korunan hukuki yarar; Devletin egemenlik hakkının bir kısmı olarak ortaya çıkan kendi milli sınırları dahilindeki her türlü eşya giriş ve çıkışını kontrol etme ve düzenleme yetkisidir. Anılan fiiller ile devletin söz edilen egemenlik hakkının ihlali ile birlikte devletin vergilendirme hakkı ve mali yararlarını da ihlal ettiği kuşkusuzdur. Verginin ise devletin kamu hizmetlerini finanse etmek için toplumu oluşturan kişilerden zorunlu olarak alınan ekonomik değerler olduğu nazara alındığında gümrük kaçakçılığı suçlarının vergi kaybına sebep olması sonucu, kamu hizmetlerinin finansmanında güçlükler doğuracağı muhakkaktır. Bu itibarla, gümrük kaçakçılığı suçlarının mağdurunun da devletin yürüttüğü kamu hizmetlerinden yararlanan bireylerden oluşan toplum olduğu cihetle; UYAP ortamında yapılan araştırmada sanık hakkında 03/05/2013 tarihinde işlediği aynı suç nedeniyle açılan kamu davası üzerine Adana 1. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 2013/1175 Esas ve 2014/766 Karar sayılı hükmün dairemizce incelenerek 02.05.2019 tarihinde bozulmasına karar verilmesi karşısında; Anılan dava ile iş bu dava birleştirilerek, suç ve iddianame tarihleri dikkate alınıp hukuki kesintinin iddianamenin düzenlenmesiyle gerçekleşeceği gözetilmek suretiyle sanığın bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda aynı mağdura karşı aynı suçu birden fazla işleyip işlemediğinin ve hakkında TCK"nun 43/1. maddesinin uygulanması gerekip gerekmediğinin tartışılması zorunluluğu, Kabule göre de; 1)Kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nun 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilmiş ise de, 24/11/2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı ile anılan maddenin bazı hükümlerinin iptal edilmiş olması nedeniyle yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu, 2) Suç tarihi itibarıyla uygulanması gereken 5607 sayılı Kanuna göre davaya katılma hakkı bulunmayan Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumunun davaya katılmasına karar verilip lehine vekalet ücretine hükmedilmesi, 3)Dosya kapsamından suça konu sigaraların bandrolsüz olduğuna ilişkin tereddüt olmadığının anlaşılması karşısında; suçun sübutu ve nitelendirilmesi açısından etkisi olmadığı halde keşif yapılarak, sanığa sebep olmadığı keşif giderinin yükletilmesi, Bozmayı gerektirmiş ve sanık ile katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden HÜKMÜN, tebliğnameye uygun olarak 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 02/05/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.