17. Ceza Dairesi 2015/12952 E. , 2016/6349 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle incelenerek, gereği görüşülüp düşünüldü:
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Sanık hakkında TCK’nın 165. maddesinin uygulanması sırasında temel cezada hürriyeti bağlayıcı cezanın alt sınırdan belirlenmesine rağmen, karar içinde çelişkiye düşülmesi suretiyle alt sınırın üzerinde adli para cezası tespit edilerek, 5271 sayılı CMK"nın 230. maddesine aykırı davranılması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafii ile O yer Cumhuriyet Savcısı"nın temyiz nedeni bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK"nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, sanık ... ile ilgili hüküm fıkrasının 5237 sayılı TCK"nın 165/1. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümünden gün para cezasına ilişkin olarak “600” ibaresinin çıkartılarak yerine “5”, 62. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümden “500” ibaresinin çıkartılarak yerine “4” ve TCK"nın 52/2. maddesi gereğince doğrudan adli para cezasının belirlenmesine ilişkin paragrafındaki “10.000,00” ibaresi çıkartılarak yerine “80” ibarelerinin yazılması ve sonuç olarak sanık ...’ın 3.000,00 TL hapisten çevrili adli para cezası ve 80,00 TL tam gün karşılığı doğrudan adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 27.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.
(Muhalif) (Muhalif)
MUHALEFET ŞERHİ
Gerekçe bölümünde ve hüküm fıkrasında "suçun işleniş biçimi, sanığın şahsi, sosyal ve ekonomik durumu, sanığın kastının yoğunluğu da göz önüne alınarak" denilmek suretiyle sebepleri ortaya konularak ve TCK"nın 61. maddesi gözetilerek hapis ve adli para cezasından oluşan temel cezanın takdir hakkı kapsamında tayin edildiği, TCK"nın 49. maddesinde tanımlanan süreli hapis cezası ile 52. maddesinde düzenlenen adli para cezasının suçun özelliği ve failin (maddenin gerekçesinde de vurgulanan şekilde elde ettiği kazanç ile ekonomik konumu dahil) durumu dikkate alınarak uygulanan ve 1. maddesinde gösterilen suçun önlenmesi amacına hizmet eden birbirlerinden farklı yaptırımlar oldukları, bu yüzden her iki yaptırımın tıpatıp aynı şekilde uygulanamayacakları, kaldı ki suçun karşılığı olan 165. maddesinde uygulanabilecek üst sınırın (alt sınır gösterilmeksizin) on bin gün olarak belirlendiği, dolayısıyla mahkemenin temel adli para cezasını (52. maddede beş gün olarak gösterilen alt sınır yerine) altı yüz gün olarak belirlenmesinin anılan maddeler gözetildiğinde bütünüyle takdir hakkı kapsamında kaldığı, hükmün çekişki içermediği gözetildiğinde; a)hükmün isabetli kurulduğu, bozma nedeninin yerinde olmadığı, b)ayrıca kabule göre hükmün bozulmasıyla yetinilmesi gerekirken sonuç cezanın belirlenmesinin yersiz olduğu düşünceleriyle çoğunluk kararına katılmıyorum.
MUHALEFET ŞERHİ
Mahkemenin, dosya kapsamına uygun olarak temel para cezasını 10.000,00 TL olarak belirlemesinde bir isabetsizlik görülmediğinden çoğunluğun düzeltilerek onama görüşüne katılınmamıştır.