13. Hukuk Dairesi 2013/12645 E. , 2014/13181 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün taraflar avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vekili avukat ... ile davacı ... vekili avukat ..."ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
1-Temyiz eden davalı, aleyhinde pek çok icra takibinin mevcut olduğunu, emekli maaşında haciz bulunduğunu, ekonomik yönden acziyet içinde olması nedeniyle temyiz harç ve giderlerini karşılayamayacağını ileri sürerek adli yardım talebinde bulunmuştur. Mahkemece, 05.12.2012 tarihinde adli yardım talebinin reddine karar verilmiş; temyiz harç ve giderlerinin tamamlanması için davalıya gönderilen muhtıraya rağmen yasal süre içerisinde eksiklik tamamlanmadığından 22.01.2013 tarihinde ise HMK’nun 334/1 maddesi gereğince davalının temyiz talebinden vazgeçmiş sayılmasına karar verilmiştir.
Öncelikle belirtmek gerekir ki, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 334/3 maddesinde kanun yollarına başvuru sırasında adli yardım talebinin Yargıtay’a yapılacağı hükmü mevcut olduğundan davalının temyiz aşamasındaki adli yardım talebinin Yargıtayca değerlendirilmesi gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle, mahkemenin yukarıda bahsedilen adli yardım talebinin reddi ile davalının temyiz talebinden vazgeçmiş sayılmasına dair kararları yok hükmünde bulunduğundan anılan kararların kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
Davalının adli yardım talebinin incelenmesinde; 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 334. maddesinde, “Kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin, gereken yargılama veya takip giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olan kimseler, iddia ve savunmalarında, geçici hukuki 2013/12645 2014/13181
korunma taleplerinde ve icra takibinde, haklı oldukları yolunda kanaat uyandırmak kaydıyla adli yardımdan yararlanabilirler.” şeklinde düzenlemeye yer verilmiş, takip eden maddelerde, adli yardımlara dair esaslar ele alınmıştır. Somut olayda; temyize konu miktar ile bu miktar üzerinden hesaplanacak temyiz harcı miktarı dikkate alındığında, adli yardım talebinin kabulü halinde, devletin mahkeme harcı almaktaki menfaati ile başvuranın mahkemeler vasıtasıyla hakkını korumaktaki çıkarları arasında adil dengenin sarsılacağı, yine temyiz eden davalıyı temyiz harcı ödemekle yükümlü tutmanın kendisine aşırı bir yük getirmeyeceği kaldı ki davalının serbest eczacı olup, ..."dan almış olduğu emekli ikramiyesinin ölçü olamayacağı hakkında yapılan takiplerin ve tapuda alınan yazıların adli yardım istemine dayanak oluşturmadığı, bu nedenle adli yardım talebinin koşulları itibariyle oluşmadığı anlaşılmakla, adli yardım talebinin itiraz yolu açık olmak üzere reddine karar vermek gerekmiştir.
HMK.nun 337. maddesi 11.4.2013 gün ve 6459 sayılı yasanın değiştirilmiş 30.4.2013 tarihli resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. HMK.nun değişik 337. maddesi uyarınca, Adli yardım talebinin reddine ilişkin kararlara karşı tebliğinden itibaren bir hafta içinde kararı veren mahkemeye dilekçe vermek suretiyle itiraz edebilir." düzenlemesi uyarınca, davacının (1) haftalık itiraz süresinde Adli Yardım talebinin reddine dair karara itiraz hakkı bulunmaktadır. Bu nedenle mahkemece dairemizin red kararının davalı tarafa tebliği gerekmektedir. Temyiz eden davalı işbu karara itiraz ederse dosyasın itirazı incelemeye yetkili daireye gönderilmek üzere Dairemize gönderilmesi gerekir. Temyiz eden davalı Adli yardım talebinin reddine dair kararla itiraz etmez ise, HMK’nun 344-346 maddeleri hükmüne göre temyiz harç ve giderlerinin tamamlatılması yönünde gerekli usulü işlemlerin ikmalinden sonra gönderilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 24.4.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.