17. Hukuk Dairesi 2016/5833 E. , 2017/7595 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hüküm davacılar ve davalılar ...Koop. ile ... Anonim Türk ... A.Ş ve ... vekillerince temyiz edimiş davalı...Koop. vekilince de duruşma talep edilmiş olmakla duruşma için tayin edilen 29.09.2015 Salı günü davacılar ve davalılar tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan sonra eksiklik nedeniyle iade edilen dosya ikmal edildikten sonra tekrar gelmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü.
-K A R A R-
Davacılar vekili, davalıların sürücüsü, maliki, zorunlu trafik sigortacısı ve işleteni olduğu özel halk otobüsünde yolcu olan murisin durakta inmek üzereyken şoförün kapıyı çok erken kapatması üzerine murisin otobüsün altına düştüğünü ve otobüsün murisin üzerinden geçmesi sonucu murisin vefat ettiğini, murisin kusuru olmadığını, müvekkillerinin murisin eşi ve evlatları olduğunu, elem çektiklerini, destekten yoksun kaldıklarını beyanla, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla davacı eş ... için 5.000 TL manevi, 500 TL destekten yoksun kalma, 100 TL cenaze, defin, tedavi vs gideri, diğer davacı evlatların her biri için ayrı ayrı 5.000’er TL manevi, 50’şer TL destekten yoksun kalma, 50’şer TL cenaze, defin, tedavi vs gideri olarak toplam 25.000 TL manevi ve 1.000 TL maddi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalılardan tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesiyle destekten yoksun kalma tazminatı talebini davacı eş ... için toplam 38.956,67 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı ... Anonim Türk ... şirketi vekili, öncelikle sigortalı aracın zorunlu ferdi koltuk ve taşımacılık sigortalarının olup olmadığının araştırılması gerektiğini, müvekkilinin sigortalısının kusuru ve poliçe limitiyle sınırlı sorumlu olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili, müvekkilinin kusursuz olduğunu, müvekkili mesleğinin icrasında gerekli tüm özeni göstermesine rağmen murisin otobüsten geri geri inmeye çalışması ve kurallara riayet etmemesi nedeniyle kazanın meydana geldiğini, murisin yaralanmanın ardından hastanede geçirdiği sürede gerekli tedbirlerin alınmamış olması ve bunun gibi etkenlerin ölüme neden olduğunu, muris 68 yaşında olup gelir getiren bir işte çalışmadığını, davacı evlatların reşit, evli, iş sahibi olup desteğe ihtiyaçlarının bulunmadığını, murisin defin ve tedavi masraflarının karşılandığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Davalı ...Ltd. Şti vekili, müvekkilinin işleten sıfatı bulunmadığını, noter onaylı araç kiralama sözleşmesi ile maliki olduğu özel halk otobüsünü kazadan önce resmi sözleşme ile dava dışı ..."ye 15 ay için kiralayıp teslim ettiğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalı ... Ltd. Şti"ye karşı açılan davanın reddine, davalı ... şirketi tarafından depo edilen teminatın kararın kesinleşmesi beklenmeksizin iadesine, diğer davalılara karşı açılan davanın kısmen kabulü ile, 38.956,67 TL maddi tazminatın davalılar ..., ...Kooperatifleri ve ..."den (davalı ... şirketi poliçe limiti ile sınırlı sorumlu ve dava tarihinden itibaren faizden sorumlu olarak) 09.12.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsili ile davacı ..."a ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, diğer davacıların maddi tazminat taleplerinin reddine, davacıların manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile, 5.000 TL manevi tazminatın davacı ..."a, 4.000"er TL manevi tazminatın diğer davacılara ayrı ayrı olmak üzere toplam 21.000 TL manevi tazminatın davalı ... ve ... kooperatifinden 09.12.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacılara ayrı ayrı ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm davacılar vekili, davalı...Koop. vekili, davalı ... Anonim Türk ... A.Ş. vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, ve özellikle, oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının ve maddi tazminata ilişkin hesaplamanın (aşağıda (3) ,(4) ve (5) no’lu bentlerde belirtilen hususlar dışında) hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına, manevi tazminatın takdirinde B.K.nun 47. maddesindeki özel haller dikkate alınarak hak ve nesafet kuralları çerçevesinde hüküm kurulmuş olmasına, davacı evlatlar reşit ve evli olup muris anneleri nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı talep hakları olmamasına göre, davacılar vekili, davalı...Koop. vekili, davalı ... Anonim Türk ... A.Ş. vekili ve davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Davacılar vekili, davacı ... dışındaki tüm davacılar için ayrı ayrı 5.000’er TL manevi tazminat isteminde bulunmuş, mahkemece davacı ... dışındaki her bir davacı için ayrı ayrı 4.000’er TL manevi tazminata hükmedilerek her bir davacı bakımından 1.000’er TL’lik kısım için manevi tazminat davası reddedilmiştir.
6100 Sayılı HMK"un geçici 3/2 maddesi delaletiyle mülga 1086 Sayılı HUMK"un 427. maddesinde öngörülen temyiz kesinlik sınırı 1.1.2014 tarihinden itibaren 1.890 TL"ye çıkarılmıştır.
Temyize konu manevi tazminat hakkındaki karar anılan yasanın yürürlüğünden sonra verildiğinden davacılar bakımından kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 1.6.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca ...’ca da temyiz isteminin reddine karar verilebilir.
3-Dava trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davalı ... Anonim Türk ... A.Ş. tarafından dava açıldıktan sonra 11.5.2010 tarihinde murisin kanuni varislerine toplam 18.976 TL ödeme yapılmıştır. Ödemenin ne için yapıldığı, kapsamı ve kim için ne kadar ödeme yapıldığı tespit edilerek, dava açıldıktan sonra yapılan ödemenin güncellenmeksizin tazminattan mahsup edilmesi için hesap bilirkişisinden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi doğru değildir.
4-Çalışma hayatının aktif çalışma dönemi ve emeklilik dönemi olan pasif devre olarak ayrılması ve özel yasalarında çalışma süreleri ayrık olarak belirtilmemiş (asker, polis vb. gibi) kişiler yönünden 60 yaşın aktif çalışma devresini, bakiye yaşam süresi varsa bu sürenin de pasif çalışma dönemini oluşturduğu, tazminatın hesabında pasif devrede de zararın oluşacağı ve bu zararın asgari ücret düzeyinde bir zarar olacağının kabulünün gerektiği Dairemizin yerleşmiş içtihatlarındandır.
Pasif devre zararının hesaplanması sırasında esas alınan ücret, bir çalışmanın karşılığı değil, ekonomik bir değer taşıyan yaşamsal faaliyetlerin sürdürülmesinin karşılığıdır. Hal böyle olunca da ücretle fiilen çalışanlara uygulanmak için getirilen asgari geçim indiriminin ücretli bir çalışmanın söz konusu olmadığı pasif dönem (devre) zararının hesaplanmasında dikkate alınamayacağı açıktır. Zira asgari geçim indirimi ücretin eki olmadığından, tazminat alacaklarının hesaplanmasında esas ücrete dahil edilemez.
Mahkemece hükme esas alınan hesap bilirkişi raporunda pasif dönemde olan 68 yaşındaki muris için asgari ücretin esas alındığı ancak asgari geçim indiriminin dahil edildiği anlaşılmaktadır. Pasif dönem zararının, asgari geçim indirimi olmaksızın asgari ücret üzerinden hesaplanması gerektiğinden, mahkemece aynı bilirkişiden bu yönde ek rapor alındıktan sonra sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi doğru görülmemiştir.
5-6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 53. maddesinde cenaze giderlerinin de ölüm nedeniyle meydana gelen zararlardan olduğu hüküm altına alınmıştır. Bu nedenle zarar sorumlusu, ölüm halinde yapılan cenaze giderlerinden de sorumludur. Cenaze giderleri; ölümle doğrudan doğruya ilgili bulunan ve ölenin dini ile sosyal ve ekonomik durumuna uygun giderlerden ibaret olup ölenin taşınması, yıkatılması, gömülmesi, mezarlık ücreti gibi giderleri kapsar. Ölüm nedeniyle yapılan cenaze giderlerinin tamamının belgelendirilmesi veya faturalandırılması mümkün olmasa da, yapılan giderlerin mahalli örf ve adetlere uygun olması gerekmektedir.
Dava dilekçesinde fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla diğer talepler yanında davacı eş ... için 100 TL cenaze, defin, tedavi vs gideri, diğer davacı evlatların her biri için ayrı ayrı 50’şer TL cenaze, defin, tedavi vs gideri talep edilmiştir. Dosya kapsamından murisin kaza günü kaldırıldığı hastanede vefat ettiği anlaşılmaktadır. Mahkemece davacıların adı geçen talepleri gerekçesi gösterilmeden reddedilmiştir. Bu durumda mahkemece cenaze dolayısıyla yapılması zorunlu olan masrafların ilgili Müftülük"ten sorulmak suretiyle makul, uygun miktarda cenaze ve defin masrafı tespit edilerek, cenaze giderinin kim tarafından karşılandığı, tedavi gideri yapılıp yapılmadığı, yapıldıysa kim tarafından yapıldığı hususları araştırılıp sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi doğru değildir.
6- Kabule göre de, davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığı, aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunanların usul ekonomisi ilkesi dikkate alınarak birlikte dava açtıkları durumda da esasen birden fazla dava olduğu dikkate alınarak; her bir davacı yönünden lehine hükmedilen tazminat miktarına göre kendisini vekille temsil ettiren davacı lehine; reddedilen her bir dava yönünden de kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine ayrı ayrı vekalet ücreti takdir edilmesi gerekmektedir.
Ayrıca karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 10/4. maddesi gereğince manevi tazminat davasının, maddi tazminat veya parayla değerlendirilmesi mümkün diğer taleplerle birlikte açılması durumunda; manevi tazminat açısından avukatlık ücreti ayrı bir kalem olarak hükmedilir.
Somut olayda davacılar maddi ve manevi tazminat talep etmiş, mahkemece davacıların maddi ve manevi tazminat talepleri kısmen reddedildiği halde (davacı ...’in manevi tazminat istemi hariç), davalı ... lehine sadece tek manevi vekalet ücretine hükmedilmiştir. ... yukarıdaki açıklamalar ışığında davacıların her biri için maddi ve manevi tazminat bakımından reddedilen kısımlar için davalı lehine AAÜT ilgili hükümlerine göre ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekili, davalı ... Koop. vekili, davalı ... Anonim Türk ... A.Ş. vekili ve davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz dilekçesinin manevi tazminata ilişkin mahkeme hükmünün kesin olması nedeniyle REDDİNE,(3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekili, davalı ... Anonim Türk ... A.Ş. vekili ve davalı ... vekilinin, (4) ve (6) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin, (5) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, duruşmada vekille temsil olunmayan davacılar ve davalılar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ve davalılar davalı ... Koop., ... Anonim Türk ... A.Ş. ve ..."ye geri verilmesine, 12/09/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.